Serin ateş
Kim derdi ki babamız öfkeye gelecek!
İlahlarımdan nasıl yüz
çevirdin diyecek?
Taşlar, kovarım dedi,
vazgeç inadından,
Görünme gözüme, uzaklaş
buralardan!
Vazgeç ki baba, putlar
da kurtulsun!
Af dileriz Rabb’imizden,
senin için!
Uzaklaştık babamız ve
yalvardıklarından,
Bırakmaz toprağı susuz,
yeri göğü Yaratan!
Toplumla birlikte apaçık
sapıklıktasın,
Yapma bu putları, toplum
da bıraksın!”
PUT
KIRAN OLDUK
Dinlemedi babamız apaçık
gerçekleri,
Baltayla gönlümüzce
kırdık heykelleri!
Astık boynuna,
büyüklerinin baltayı,
Sordu putçular: ”Kim
yaptı bu hatayı?”
Bulun dedik, baş aşağı
edeni putları!
Boynunda balta olan
yapmış olmalı!
“Nasıl yapar; o,
kullanamaz baltayı?
Nasıl suçlarsın, zavallı
kuru tahtayı?”
Öyleyse niçin tanrı
edindiniz tahtayı?
Atın sobaya, yanıp
ısıtsın soğuk odayı!
Kırarken biz putları,
kurmuş biri pusu,
Gösterdi bizi aranırken
olayın suçlusu!
Rabbi’miz güneşi doğudan
getirir,
Sen batıdan getir dedik,
şaştı kafir!
SERİN
ATEŞ
Oldu serin saba rüzgarı,
attıkları ateş,
İşin sırrı İbrahim
olabilmektir kardeş!
Sınadı Yaratıcı’ımız
bizi bazı sözlerle,
Başardık sınavı içten
dayanıklılığımızla!
Hz. İbrahim'in ilk çilesi put yapıp satan ve bununla geçinen bir
babanın çocuğu olmasıydı.
Babasının
onu taşlamak istemesi de ikinci çilesi.
En büyük
ve dehşetli çilesi ise ateşle karşı karşıya gelmesidir. Ancak o bu çileleri
inanç gücüyle karşılamış ve sınavını başarıyla vermiştir. Ateşte yanmamak...
Eğer biz inananlar inancımızda içten olursak ( İbrahim olmak) bizi yaratıp donatan
bize yardım edecektir. İşte İbrahim olmaklık bu... İşte uçurumun kenarından
bizi kurtaracaktır Rabb'imiz...
İnşaAllah devam
edeceğiz.