23 Aralık 2015

Şeytandan mümin, Öcalan’dan Mandela, İsrail’den dost çıkmaz

Mazlumların sesi olmanın sağladığı ilahi zırhı, zulmün ve acının müsebbibleri ile iş tutarak kaybettiğinizde, atılacak küçük bir taşla bile bünyenin sendeleyeceğini asla gözardı etmeyin.

PKK ile yürütülen kararlı mücadelenin nasıl bir noktaya geldiği, örgüt elebaşılardan Murat Karayılan'ın telsiz konuşmalarındaki ifadelerinden çok belli aslında.

Karayılan, devletin yürüttüğü kararlı mücadele üzerine kendini güvende hisseden bölge halkının, güvenlik güçlerinden yana tavır takındığını görmüş olmanın şokuyla, örgüt kadrolarına sivil halka saldırı talimatı veriyor.

Basına düşen o telsiz konuşmalarındaki, “Artık anlaşılmıştır ki halk yanımızda yer almıyor, desteği bize değil askere veriyor. Acımayın, aldanmayın, akıllı hareket edin ve ayrım yapmayın. Evleri, okulları, hastaneleri yerle bir edin. Ambulansları hareket ettirmeyin, hedef alın vurun” talimatı, örgütle mücadele konusunda sona yaklaşıldığını da gösteriyor bir anlamda.

Ama işte ne olduysa bu hissin yoğunlaşmasıyla oldu. PKK'nın en azında şehir yapılanmaları ve sınırlarımızdaki varlığının, yürütülenkararlı ve etkili mücadele sonucu yok edileceğinin farkına varan kimi kesimler, yeniden Öcalan merkezli Çözüm edebiyatına başladı.

Özellikle AK Parti iktidarının gücünde ve meşruiyetinde kamufle olmayı başaran Kripto Kürtçü tayfa, Öcalan sevdalarını da dışa vuran ve etnisiteye dayalı reflekslerini açık ederken, buna da Çözüm makyajı sürmeyi ihmal etmiyor.

Bu tayfa, kurgulanmış saat misali, aynı anda, devleti Öcalan'a yönlendiren algı operasyonu için düğmeye bastı. Öcalan'ın kapısının çalınması tavsiyesinden, Öcalan'dan bir Mandela çıkarma telaşına herşey var.

Bilirsiniz ki; lafı eğip bükmeyi çok sevmem... İyi bir mümin olabilmek için şeytana başvurup onu referans almakla, barış ve kardeşliği tesis etmek için Öcalan'a başvurup onu referans almak arasında hiçbir fark yok. Şeytan günahların, Öcalan da terör, kan ve gözyaşının ve dahi bölünme ve parçalanma arzularının merkezinde.

Öcalan'dan bir Mandela çıkarıp, İsrail'e nefes aldıracak bir Kürt devletinin kurucu kahramanı yapma sevdasından başka hiçbir amacı olmayan bu adımların sahipleri, Mandela'nın elinde bebek kanı, back raundunda ihanet ve terör olmadığını bilmiyor anlaşılan. Gırtlağına kadar kana bulanmış Öcalan, ellerinden akan bebek kanlarıyla mı barış tesis edecek.

Sonra terörle mücadelede yürütülen etkili mücadele sayesinde örgütün sonu yaklaşmışkan, bölge halkı örgütle arasına önemli bir mesafe koymuş ve safını devletten yana belirlemişken, Öcalan'la devlet neyi konuşacak?

Yine mi tahkim edilmiş ateşkes edebiyatı yapacaksınız? Örgüt “Öcalan özgürleştirilmeden hiçbir talimatının hükmünün olmayacağını” ilan etmişken, bugün tavan yapan Öcalan aşkınızın sebebi nedir?

Aynı şey İsrail konusunda da ortaya çıktı.

İsrail tarihinde hiç olmadığı kadar sıkışmış ve uluslararası toplum nezdinde bile meşruiyetini kabyetmişken, İsrail'den dost çıkarmaya çalışanlarla, terörü bitirecek kararlı ve etkili mücadelede sona yaklaşılırken, Öcalan merkezli Çözüm edebiyatı yapanlar aynı aklın damarları.

Filistin'i tanıyan ülkeler kervanına Yunanistan'ın da katıldığı bir ortamda, İsrail'in Filistin ve Gazze üzerindeki baskı ve insanlık dışı saldırıları istisnasız herkes tarafından lanetlenirken, İsrail'le iş tutmayı da İsrail'i dost saymayı da ne insanlık affeder, ne ümmet affeder, ne de tarih.

Yukarıda saydığım iki yaklaşımın birinde maksat, tükenişin eşiğine gelen PKK'ya nefes aldırmak, diğerinde de sıkışmışlık sendromuna yakalanmış İsrail'e cansuyu olmak değilse ne?

Mazlumların sesi olmanın sağladığı ilahi zırhı, zulmün ve acının müsebbibleri ile iş tutarak kaybettiğinizde, atılacak küçük bir taşla bile bünyenin sendeleyeceğini asla gözardı etmeyin.

Duaları sayesinde ayakta kaldığınızı itiraf ettiklerinizin beddualarına maruz kaldığınızda, kaybeden sadece siz değil bütün bir ümmet olacak.

Biliyorum, her iki gelişme de, İslamcılığı ranta çevirenlerle Kripto Kürtçülerin maskesini indirdi... Ama bunların hegemonya alanını daraltabilecek ve hatta ortadan kaldırabilecek iradeye sahip olanlara benim çağrım.

Elde edilen kazanımları, kendi ikballeri ve gizli ajandalarındaki karanlık planları için heba etmelerine izin vermeyin bu tayfanın lütfen...

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir