13 Haziran 2019

Şimdi Yeniden Çocuk Olma Zamanı

Yarın okul zili son kez çalacak ve milyonlarca öğrenci için yaz tatili başlayacak. Bazı çocuklar okula yeni başlamanın heyecanına bazıları ise okulu bitirmenin hüznüne kapılacak. Okullar en değerli misafirlerinden bir müddet ayrı kalacak. Okullar çocukları özleyecek bunu biliyorum ve belki çocuklar da okulları özleyecek.

Yaz tatiline dair ne çok hayalimiz vardı, henüz çocukken. Köyümüzün içinden geçen ırmak, hepimizin yüzmeyi öğrendiği yerdi. Üstelik kum ve güneşte bedavaydı. Hemen aşağımızda inekler ve mandalarda ırmağın serinliğinden yararlanırdı. Bu durumdan rahatsız da olmazdık. İnsanın insana tahammül edemediği bu çağı düşününce sahiden erdemli çocuklarmışız diyesim geliyor.

Köyümüz küçüktü lakin adamları büyüktü. Herkes herkesi bilir, tüm çocukları sahiplenirdi. Bahçelerde türlü meyveler, erik, kiraz, vişne, Allah ne verdiyse paylaşılır, komşuda pişen mutlaka bizim eve de düşerdi. Zengin yoksulun halinden bilir, işler imece ile çabucak bitirilirdi.

İkindi sıcağına kadar inek otlatır, dağ taş gezerdik. Bu öylesine avare gezmesi değildi. Hem gezer hem öğrenirdik. Kuzu kulağı, madımak, yemlik ve daha bir sürü doğal otu tanır, zehirli ve zehirsiz mantarları öğrenirdik. Akşam serinliğinde mahalleler arası maç yapar, üç korneri bir penaltı sayardık. Hava kararınca da saklambaç oynar, gecenin karanlığına karışır giderdik.

Aslında basit ve sıradanmış gibi görünen bu küçük köy günlüğünde sayısız deneyim, gerçek yaşam temelli öğrenme, bugün eksikliğini fazlaca hissettiğimiz değerler vardı. Anne babası tarafından farklı deneyimler satın alınan çocukları düşününce ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha anlıyorum ve şükürler olsun diyorum.

Bugün pek çok çocuk için uzaklardaki bir köy masalından sahneler gibi duran bu gerçek hikâye ne yazık ki çok geride kaldı. Çocuklar şimdilerde yaz tatiline dair yüzme havuzu, sınırsız internet, özgürce ve kısıtlama olmadan oynanan sanal oyun hayalleri kuruyorlar. Üstelik bunların çoğu tek başına kurulan hayaller ve tek başına yaşanan gerçekler.

Daha önceki bir yazımın başlığı “Okul Zili Çaldı Çocukluğa Paydos” şeklindeydi. Yazımda okulun yoğun ders saatleri ve sınavlarıyla çocukluğu nasıl böldüğünü anlatmaya çalışmıştım. Peki ya şimdi, tatil başlıyor ve çocukluk kaldığı yerden devam edecek mi?

Evet bazıları için çocukluk kaldığı yerden devam edecek. Fakat bazı çocukların yaz tatili planları anne babaları tarafından yapılalı hayli zaman oldu. Zekâ oyunları atölyesi, mental aritmetik kursu, etüt merkezi, özel ders, matematik kampı diye uzayıp gidiyor liste. Anlayacağınız bazı çocuklara tatilde dahi rahat yok. Zira şimdiki çocukların çok çalışması gerekiyor çok.

Anne babasının içinde ukde olarak kalan üniversiteyi kazanması gerek. Komşularının, akrabalarının filanca çocuğunu geçmesi gerek. Sınıf üçüncüsü değil sınıf birincisi olması gerek. İngilizceyi, Fransızcayı Almancayı ana dili gibi bilmesi gerek. Sınavlarda şu kadar net yapması gerek.

Tüm bu gereklilikler içerisinde çocuk olmak çok gereksizmiş gibi duruyor! Çocuk olmak hiçbir çağda bu kadar zor olmamıştı belki de? Modern çağın sunduğu konfor ve yüceltilen kariyer planlarının bir bedeliydi aslında çocukluğumuzdan vazgeçişimiz.

Bugün kariyer hayalleriyle yarım kalan çocukluk günü gelince çok büyük acılar ve travmalarla karşısına çıkacak hırszede anne babaların. Çok iyi bir kariyeri olan ama içindeki boşluğu dolduramayan, eksik kalan çocukluk ruhunu tamamlayamamış çocuklarımız olacak. Fende matematikte başarılı ama ahlakta, hoşgörüde, merhamette ve insanlıkta yetersiz çocuklar.

Bırakalım çocuklarımız yeniden çocuk olsunlar, bırakalım yeniden mutlu olsunlar…

Vesselam…