02 Aralık 2020

SINIRLARIN ÖTESİNDEKİ TÜRKİYE

Orta Avrupa'dan Balkanlara, Kuzey Afrika'dan Kafkasya'ya kadar uzanan bir coğrafyada, adaleti ve merhametiyle hüküm sürmüş bir cihan imparatorluğunun vârisleriyiz. Mazisiyle teselli bulmaya çalışan, kendi meselelerine hapsedilmiş bir millet iken bugün yeniden mazlumların ve mağdurların umudu, Türkiye olmuştur. 

Kader-i İlahi, bir kez daha Müslüman ve muzaffer milletimize yeni fetihlerin kapısını aralamıştır. Büyük ve güçlü Türkiye'miz atalarından aldığı ilham ve güç ile Afrika'da, Avrupa'da, Asya'da, Ortadoğu'da ve dahi Kafkasya'da mazlumların hastalıklarına çare, yaralarına merhem, sofralarına aş, yuvalarına huzur olmaktadır. Nice fetihler yapmaktadır, kansız, savaşsız, acısız ve çıkarsız.

Türkiye özellikle son 20 yıllık süreçte KIZILAY, TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı), YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı), YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ ve TÜRKİYE MAARİF VAKFI gibi kuruluşlarıyla, sınırlarının çok ötesinde ve yüzlerce farklı ülkede çok sayıda proje ve çalışma yürütmektedir. Üstelik bu çalışmalar yürütülürken herhangi bir inanç veya milliyet ayrımı da yapılmamaktadır.

Yaptığım yurt dışı ziyaretlerinde bunlardan bazılarına bizatihi şahit oldum. Mesela Budapeşte'de bulunan Gül Baba türbesinin TİKA tarafından restore edilerek yeniden ziyarete açıldığını yine Yunus Emre Enstitüsü tarafından Mostar'da tarihi bir caminin restore edilerek yanında bir eğitim merkezinin açıldığını gördüm.

Ülkemizin yüz akı, milletimizin merhamet ve samimiyetinin sembolü olan bu kurumlarımızın yurt dışında çok farklı alanlarda faaliyetleri bulunmaktadır. Ecdadımızın hatırası olan tarihi eserlerin restore edilmesi, köprü, yol, hastane ve okul gibi yapıların inşası, insan kaynağının iyileştirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri, hastaların tedavi edilmesi, ihtiyaç sahiplerine ekonomik kazanç elde edebilecekleri mesleklerin öğretimi, gıda, kıyafet ve yaşam malzemeleri desteği sağlanması ve daha onlarca farklı faaliyet yürütülmektedir.

Bu kurumlarımızın internet sitelerinde yapacağınız ufak bir araştırma ile söylediklerimin çok daha fazlasını görebilirsiniz. Ülkesini seven biri olarak bu çalışmalardan gurur duyuyor, emeği geçenlere tebriklerimi ve şükranlarımı iletiyorum.

Bir diğer taraftan şanlı ordumuz dünyanın dört bir yanında al sancağımızı yüceltmekte, mazlumlara umut, zalimlere korku vermektedir. Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra yurt dışında en aktif olan ikinci orduya sahip ülke konumundadır. Kahraman ordumuz, Suriye, Afganistan, Somali, Arnavutluk, Libya, Katar, Azerbaycan, Lübnan, Kosova, Kıbrıs, Bosna Hersek ve Irak'ta aktif görev yapmaktadır. Bu ülkelerin bazılarında ise askeri üslerimiz bulunmaktadır.

Türkiye, bugün adeta savaşların ve toprakların kaderini değiştiren ülke konumuna yükselmiştir. Suriye'de, Libya'da, en son Azerbaycan'da mazlumun tarafında olmuş ve zalimin oyununu yerle yeksan etmiştir. Ordumuz sahip olduğu savunma sanayisi, iman dolu yüreği, azmi ve cesaretiyle zalime korku, mazluma umut olmaktadır. Bizi silah ambargolarıyla, terör örgütleriyle yönetmeye çalışanlar Türkiye'nin uyanış ve dirilişini korku içerisinde izlemekteler. Ülkemize yönelik yurt içinde ve yurt dışında yürütülen tüm algı ve propaganda çalışmalarının temelinde bu korku ve endişe yatmaktadır.

Artık Türkiye, sınırlarını aşan, kendisine vurulmak istenen prangaları söküp atan büyük ve güçlü Türkiye'dir. Dünyanın pek çok farklı noktasında gönüller kazanmakta, milletlerin ve devletlerin teveccühüne nail olmaktadır. Bizi yeniden sınırların ötesine taşıyan, yeni seferler ve yeni zaferler nasib eden Rabbimize hamd ederiz. Bu kutlu davaya inanmış, çocuklar gibi şen akıncılarımızı her daim hayır ve dua ile yad ederiz. Devletimiz ve milletimiz var olsun.

Vesselam…