11 Ağustos 2020

SIR VE DUA

Üniversitedeki bir hocam sohbetimiz sırasında şöyle demişti: "Sır tutmak insana zarar verir. İnsanın fıtratında, bir bilgiyi sadece kendisinin bildiği düşüncesi korkunç neticeler doğurabilir. Bu yüzden Allah, insanın sadece yapıp ettiklerini değil, akıllarından geçenleri de bildiğini söyleyerek rahatlatır kullarını." (İlgili ayet Neml/74: Ve Rabbin elbette onların göğüslerinin gizlediğini de, açığa vurduklarını da bilir.)

Incognito kitabını okurken "Sır Tutmak Ve Dua" kavramları arasında kurulan ilişki beni çok etkiledi. Size kitaptaki bilgiler ışığında beynimde Tanrı ile ilgili bir hakikatin daha nasıl aydınlandığından bahsetmek isterim. Kitapta üstü kapalı olarak şöyle bir bilimsel gerçekten bahsedilir: "Sırlarla ilgili olarak bilinen temel şeylerden biri, sır tutmanın beyne zarar verebildiği gerçeğidir." (Incognito syf:147)

Sır tutmak, beyinde bir nöral çatışma yaşattığı için beyne zarar verir. İnsanların bu konuda çektikleri sıkıntı tahminlerimizin de üzerindedir. Kendi hayatımıza ilişkin sırlarımız yetmezmiş gibi bir de başka insanların bize anlatıp sır olarak muhafaza etmemizi istedikleri durumlar var. Hâl böyleyken beyindeki çatışma hat safhada. İnsanların, sırları iyi muhafaza etmek için kıvranmalarının en temel gerekçesi de (Incognito kitabına göre temel gerekçe budur) açığa çıkardıktan sonraki sonuçlardır. (toplum, çevre, ailenin bakışı vs.) Bundan mütevellit genellikle sırlarımızı yabancılara açmak, içinde yaşadığımız toplumdan dışlanmamak için makul gibi duruyor. Fakat bir yabancının, hakkımızda veya sahipliğini üstlendiğimiz önemli bir sırrı aleyhimizde kullanma olasılığı da çok yüksektir.

Bir yandan sır tutmanın beyne zarar verdiği gerçeği bir yandan da sırrı açığa çıkarmanın ağır neticeleri arasında sıkışan insanın yardımına yine Tanrı koşar. Nasıl mı? Yine Incognito kitabında bu konuda şöyle bir cümle geçer: "Bu olgu benzer şekilde dua etmenin cazibesini de açıklayabilir; özellikle de tanrıların son derece kişisel olduğu ve kullarını sonsuz bir sevgiyle, pür dikkat dinlediği dinlerde."

Dinimize göre başkaları hakkında onların arkasından kötü konuşmanın (gıybet) çirkinliğinden bahseden Allah, bunu yasaklar da. (Hucurat / 12)

Allah'ın da kilit vurmasıyla sırlar beynimizde iyice sıkışır ve beynimizdeki çatışma gittikçe büyür. Fakat hemen ardından Tanrı, "Dua" anahtarı ile bu sırları sadece kendisine açıp beynimizi bu buhrandan çıkarmamız için bize yol gösterir. Kendisine her an rahatlıkla ulaşabileceğimiz Allah, beynimize zarar veren bütün bu sırları, olumsuz durumları dinlemeye hazırdır. Bu yüzden dua, Tanrı'nın  kullarına sunmuş olduğu bir mükâfattır. (İlgili ayet İbrahim / 31: (Ve) imana erişen kullarıma da söyle, hiçbir pazarlığın, dostluğun, arkadaşlığın olmayacağı o Gün gelip çatmadan önce, salatta devamlı ve duyarlı olsunlar; kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden (Bizim yolumuzda) gizli açık harcasınlar.)

Sırrı tutmanın zorluğu, açığa çıkarmanın da neticeleri arasında sıkışan insanın; fıtratına en uygun şekilde kodlanmış olan "dua" anahtarını kullanması gerektiğini unutmayalım derim. Dua ile kalın sayın okur..