Şişli belediyesinden tehlikeli kampanya!

Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman' ın köşesinde yer alan “Bütün Şişli' lere sağlıkta yüzde 50 indirim” başlıklı bir haber-sohbet var.

Ayşe Arman'a “olamaz” çığlıkları attıran, alışık olmadığımız bu belediyecilik anlayışına göre hiçbir ayırım yapılmaksızın bütün Şişli' lere sağlıkta yüzde 50 indirim sağlanıyormuş.

Hem de hiçbir şart ve sınır olmadan isteyen her Şişli' li 21 özel sağlık kuruluşundan ameliyatlar dâhil istedikleri sağlık hizmetini yüzde 50 hatta bazılarında yüzde 50' den fazla indirimle alabileceklermiş.

Bu Şişli halkının sağlığı için çok ciddi bir tehdittir, tüm Şişli' leri uyarıyorum.

Bu olayı doğru değerlendirmek için iki hususu bilmek yeterlidir:

BİR: Acıbadem Sağlık Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar diyor ki:

 “Hekimlere hastaların aynı zamanda hastanenin de müşterisi olduğunu anlatmak hiç de kolay olmuyor”.

Özel hastaneler için derdine derman arayan insanlar hasta değil birer “müşteri” dir.

İKİ: Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Üyesi Ali Selman Erkuş da şunları söylüyor:

“Tıp davalarında hasta ya da sağlık hizmetinden faydalanan yerine tüketici tabiri kullanılıyor. Bundan sonraki süreçte tıbbi hataya maruz kaldığını düşünen kişiler artık tüketici sıfatıyla tüketici mahkemelerinde haklarını arayacaklar”.

Özel hastaneler tamamen kâr etme amaçlı birer ticari kuruluşlardır.

Özel hastanelerin “kış kampanyası”, “gazetecilere indirim”, “açılışa özel herkese ücretsiz check-up”, “üyelerimize özel indirim” ve benzeri sloganlarını bilmeyen, duymayan olduğunu sanmıyorum.

Şişli belediyesi büyük bir tuzağa düşmüştür ve özel hastanelerin pazarlama oyununa kurban gitmiştir.

Bundan bize ne ama esas zarar görecek olan da bu fırsattan istifade etmeye kalkan vatandaşlar olacaktır.

Sayın Hayri İnönü, bırakın yüzde 50 indirimi özel hastaneler bu tür kampanyaları bedava yapmaya bile razıdırlar.

Mesela Liv Hospital' in “Kalpten Kalbe Tarama” adı ile 40 yaş üzeri herkese “erken teşhis ve toplumsal farkındalık” amacıyla ücretsiz yaptığı kalp taraması böyle bir pazarlama faaliyeti idi.

İçlerinde daha uyanık özel hastaneler taramaya gelenlere ekstra para bile verebilir.

Çünkü maliyeti birkaç lirayı geçmeyen bir akciğer filmini bedava çekersiniz ve oradaki şüpheli (!) bir gölge, leke, nodül için hemen birkaç bin liralık tomografi ve ardından diğer tetkikleri yapar, masrafları kat be kat çıkarırsınız.

Kime bir ultrason çekilse karaciğerde bir leke, böbreklerde kist, dalakta kireçlenme çıkmaması imkânsızdır.

Sonra gelsin peşinden endoskopiler, MR' lar, anjiyolar, PET' ler, kan tahlilleri, ameliyatlar, baypaslar…

Bu tür indirimli kampanya ve taramalar ticari tıbbın en büyük tuzaklarındandır.

Bunların tıbbi bir endikasyon olmadan gelişigüzel yapılması çok ciddi sağlık riskleri ihtiva eder.

Kadıköy belediyesi de bundan dört sene kadar  evvel son model bir alet alarak meme kanseri taramalarına başlamıştı.

Meme kanseri taramalarının zararının faydasından çok zararı olduğu net olarak ortaya çıktı.

Bunların öyle her isteyen tarafından bilinçsizce yapılması asla doğru değil.

Tüm dünya bu taramaların sınırlandırılmasını hatta tamamen kaldırılmasını tartışıyor.

Senelerdir her kadın 40 yaşından itibaren “her sene” mutlaka mamografi yaptırmalıdır diyen Amerikan Kanser Derneği bile hem tarama yaşının başlangıcını 45′ e çekti hem de taramaların 55 yaşından sonra iki senede bir yapılmasını kabul etmek zorunda kaldı.

Kadıköy Belediyesi bu güne kadar kaç kadına mamografi çektirdi, kaçına kanser teşhisi kondu, bunlara ne gibi müdahaleler yapıldı, taramalar halen devam ediyor mu açıklamalıdır.

Gelelim neticeye

Şişli halkının sağlığı ciddi bir tehdit altındadır ve bu uygulama derhal sonlandırılmalıdır.

Aksi takdirde Şişli' de tomografisi, MR' ı, PET' i, anjiyosu olmayan ama bademciği, safra kesesi, tirodi olan insan bulmak mümkün olmayacaktır.