01 Ocak 2018

Sokaklara taşan İran? -1-

İran'da halk sokaklara taştı. Düzenlenen protestolar işsizlik, yükselen enflasyon ve yolsuzluğa karşı yükselen bir ses olarak ülke çapında hükümet karşıtı gösterilere dönüştü.  Olaylar dini manası yoğun olan Meşhed'de yüzlerce kişinin hayat pahalılığı, yoksulluk ve yolsuzluğu protesto etmesiyle başladı. Bir gün sonra, kasım ayındaki depremden en şiddetli etkilenen ülkenin batısındaki Kirmanşah'ta halk sokağa döküldü. Tahran, Tebriz, Sari, Reşt, Kum ve Hemedan kentlerinde eylemler yapıldı. İsfahan kentinde ise fabrika işçilerinin ücretlerine zam talebiyle eyleme geçtikleri görüldü. Gösteriler görüleceği üzere bir anda ülke çapına yayılarak geniş bir alanda gerçekleşiyor. Ekonomik sıkıntılar üzerinden rejimin iç ve dış politikasına bir karşı çıkış karakteri gösteren eylemler karşısında İran devlet yetkilileri bunların kanunsuz olduğu, izin alınarak yapılması gerektiği ve diğer vatandaşlara rahatsızlık verilmemesi gibi çağrılarda bulundular. Buna ilaveten ülkede müdahaleler ve göz altıların da yaşandığı görülüyor.

Bu gösterileri ilk olarak, ABD'nin yeni İran stratejisi bağlamındaBiz eski İran yıkıcılığına karşı müttefiklerimizle ve bölgesel ortaklılarımızla birer istihkâm olarak ilişkilerimizi canlandırarak, bölgedeki güç dengelerini onaracağız… İran rejimi, özellikle İran İslâm devrim muhafızlarını, yıkıcı eylemleri için mali desteği engelleyerek, Devrim muhafızlarının İran halkının zenginliğini tüketen faaliyetlerine karşı duracağız. İran Devrim muhafızlarının Irak, Suriye ve Yemen'deki faaliyetleri, Suudi büyükelçisi Adil Cübeyr'in 2011'de öldürülmesi gibi terörist faaliyetlerde bulunduğu bu nedenle ABD'nin ortaklarını bu örgüte karşı birlikte çalışmaya zorlayacağı ve böylece uluslararası barış ve güvenliğe katkı sağlanacak, bölgesel istikrar ve İran halkının faydasına davranılmış olacaktırşeklinde ortaya konulan yaklaşım/strateji bağlamında okumak/anlamlandırmak mümkündür. Bu olaylar bir artçı gelişme midir? Daha önceki bir yazımızda “Stratejinin en ilginç yanlarından biri, Devrim Muhafızlarının İran halkının iç zenginliklerini tükettiğinden ve bu stratejinin İran halkı için de olduğu söylenerek İran içindeki güdümlü muhalefete ve rejim karşıtı güçlere de bir mesaj veriliyor olmasıdır” olarak değerlendirdiğimiz bu stratejinin bugün aktüel bir gerçekleşmesi ve yansımasını izliyor olmamız kuvvetle muhtemeldir. Zira gösterilerin işsizlik, enflasyon ve yolsuzluk gibi gerekçelerle söz konusu edilmesi, meşruiyet temelinin buradan kurulması ve ortaya çıkması bahsedilen stratejinin bir takti ayağı olarak görülme ihtimalini makul bir zemine oturtuyor. Zira Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, İranlıların 'rejimin yolsuzluklarından, ülkenin servetinin terörizme mali kaynak sağlama amaçlı kullanılmasından bıktıkları' belirtilmesi de tam söylenmek istenen şey ile üst üste geliyor.

ABD, İran ile Suriye ve Yemen'de yukarıda da işaret edildiği üzere yıkıcı bir güç ithamıyla karşı karşıya geliyor ve bunu vekâlet unsurları üzerinden yerine getiriyor. İran'ın Suriye ve Yemen'deki siyaseti bağlamında, ekonomik bakımdan, olayların uzayan süresi ve çok cepheli bir çatışma ortamına girilmiş olması nedeniyle maliyeti gittikçe yükselen bir hale geldiğini söylemek yanlış değildir. Bu durumun mahut ABD stratejisi bağlamında, İran halkının içerideki itirazlarının manasının diplomatik baskılar ve vekaletçilerle dışarıdan süren baskının, içeriden de halk tazyikiyle sağlanmaya çalışıldığını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu cümleden sosyal medyaya yansıyan “Suriye'yi bırakın, bizi düşünün”, “Hayatım Gazze için değil, Lübnan için değil, İran içindir” gibi sloganlar da bahsedilen konuyu görmemiz açısından dikkat çekicidir. Bütün bunları Trump'ın  “İran'da rejimin yolsuzluklarından ve ulusun parasını yurt dışında terörizme saçmasından bıkmış olan vatandaşların barışçıl protestolar düzenlediğine dair çok sayıda haber var. İran yönetimi, kendini ifade hakkı da dahil, halkının haklarına saygı göstermeli. Dünya izliyor” tivitiyle birlikte okursak manzara daha da netleşecektir.