06 Şubat 2016

Sosyal medya dolandırıcılarına dikkat

Geçtiğimiz hafta ilginç bir ama ciddi bir sıkıntı yaşadım. Akşam geç saatlerde sosyal medyada gezinirken bir anda hesap dondu. Tekrar girmek istediğimizde ise şifreniz az önce değiştirildi diye bir yazıyla karşılaştık. Şaşkınlık, şok, telaş ve ne yapabileceğimizi bilmez halde kaldık bir anda. İlk şoktan sonra facebook'a durumu bildirdik. Birkaç soru cevaptan sonra 24 saat hiçbir işlem yapmadan bekleyin diye bir mesaj aldık.

Bu mesajdan sonra güvende olduğumuzu zannettik ama yanılmışız. Zamanın dolmasına daha çok olmasına rağmen ilk telefonu kültür sanat dünyasından çok değerli bir büyüğümden “Ahmetçim sayfandan ilginç mesajlar geliyor. Bir kontrol et” şeklinde aldım.  Kısa süre içinde o kadar çok telefon ve mesaj geldi ki ne yapacağımızı şaşırdık. Gözümüzün önünde kim olduğunu bilmediğimiz kişi arkadaşlarıma mesajlar yazıyor telefon numaralarını istiyordu. Bazılarını telefon açarak uyardım. Bazılarına mesaj yazdık. O kadar çok kişiye bir anda yazdılar ki, yazdılar ki diyorum çünkü tek kişinin bir anda 10-15 kişi ile mesajlaşması, karşıdaki kişiye cevap vermesi imkansız.

Ne yapacağınızı bilemez hâle geliyorsunuz

Arkadaşlarımızın çoğu bu tür maillerin spam olduğunu bildikleri için dikkate almadılar. Birçok dostumuz “Ahmet Dur'un hesabı çalınmıştır. Gelen mesajları dikkate almayın” diye uyarı mesajları yazmalarına rağmen, şifremizi kıran kötü niyetli kişiler o dostları anında engelleyerek mesajları görünmez hale getirdiler.

O anda aklıma bir anda bilişim uzmanı arkadaşım geldi. Gece geç saat olmasına rağmen nazım geçtiği için çekinmeden aradım ve durumu izah ettim. Kendilerine buradan da teşekkür ediyorum. Yaklaşık iki saate yakın bir zaman diliminde müthiş bir mücadeleye girdik. Sayfa iki üç kez aramızda gitti geldi. Kısa bir ara sayfayı ortak kullanmaya başladık. Bir o yazıyor, bir biz. Mesajların gittiği dostları uyarmaya başladık. O telefon numarasını istiyor. Biz ise, “sakın vermeyin” diye yazıyoruz. İster istemez kafalar karışıyor tabii ki. Bütün bu çabamıza rağmen iki tane okul arkadaşımın telefon hesaplarından belirli miktarda yürüttüklerini çok üzülerek öğrenmiş oldum. Üstelik ikisini de mesajla uyarmama rağmen bu paraların gittiğine inanılmaz bir şekilde üzüldüm.  

Sonunda bilişim uzmanı arkadaşım, dostum tamamıyla sayfanın kontrolünü ele geçirdi. Bize bu sorunu yaşatan kişinin Arap kökenli biri olduğunu tespit etti. Kişiyi anında engelledi.

Bu sorunun çok sayıda arkadaşın başına geldiğini biliyorum. Çok kötü bir durum. Sayfanızda gayri ahlaki fotoğraflar da paylaştıkları gibi, sizin adınıza bir devlet büyüğüne yakışıksız mesajlarda atabiliyorlar. Kısa cümlelerle “slm” şeklinde başlayan ve hediye dağıtıyorum diye devam edip sizden telefon numarası isteyenlere asla itibar etmeyin.

Üye olduğunuz gruplara dikkat edin

Bilişim uzmanı arkadaşım sonra yaptığımız sohbette bu tür sızıntıların genellikle gruplardan kaynaklandığını söyledi. Üye olduğum bütün grupları silmemi istedi. İstemeden de sizi grup ya da gruplara üye yapabiliyorlar. Bazen nasıl bir gruba dahil edildiğiniz dikkatinizden kaçabiliyor. O kadar çok gruba dahil edilmişim ki silmem bile saatlerimi aldı.   Zaman zaman grupları kontrol ediniz. “Benim burada ne işim var” diye hayıflanacağınız dahil olduğunuz çok sayıda grup olduğunu göreceksiniz. Takip ettiğiniz ve beğendiğiniz sayfalara da dikkat ediniz. Oralarda da sizin dünyanızın dışında insanların olduğunu göreceksiniz.

Bu olaydan bir gün sonra durumu Bilişim Suçları Savcılığına bildirdik.

Sağduyulu akademisyen sinemacı ve sanatçılarımızda var bizim

Biraz gecikmeli de olsa aralarında, Ali Osman Emirosmanoğlu, Mesut Uçakan, Ahmet Sönmez, Abdulhamit Güler, Nazif Tunç‘un da bulunduğu bir grup yönetmen, senarist, oyuncu;  güvenlik güçlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terör örgütü PKK'ya yönelik yaptığı operasyonlara karşı bin 128 akademisyenin imza attığı bildiriye ilişkin karşı bir basın açıklaması yaparak tepkilerini bildirdiler. Büyük tepki çeken akademisyenlerin hemen arkasından bir grup sinemacı ve sanatçı da benzer bir bildiri yayınlamışlardı.

Grup adına söz alan Ali Osman Emirosmanoğlu,  kamera önünde ve arkasında 350 sinemacının bildiriye imza attığını bildirirken, Türkiye'yi hedef alan terör saldırılarının sorumlularını masum ve mazlum gösterme çabalarını şiddetle kınadıklarını aktardı.

Yapılan açıklama aynen şu şekildedir:

“Türkiye'nin sinema, televizyon yapımcıları, sanatçıları, kamera önünde ve arkasında çalışan tüm emekçileri olarak; 
Ülkemizi hedef alan terör saldırısının sorumlularını masum ve mazlum olarak gösterme çabalarını lanetliyoruz. 
Akademik ünvan dahil her ne sıfatla olursa olsun bu yönde gerçekleştirilen faaliyetleri; 
barış talebi maskesi arkasında, çocuk- yetişkin- Kürt- Türk- sivil- asker- polis demeden önüne gelen herkesi öldürme, girdiği her mekanı yaşanmaz hale getirme eğilimindeki teröristlere verilen açık destek olarak gördüğümüzün bilinmesini istiyoruz. 
Yaşadığımız olaylar ne kadar yürek karartıcı olursa olsun; içeriden ve dışarıdan aldığı olanca desteğe rağmen hedeflerine ulaşamayacağı belli olan saldırganların isteği/ buyruğu doğrultusunda organize edilen barış çağrılarında; 
terör örgütünün eylemlerinden söz edilmeksizin devleti kendi halkına saldırıp, planlı kıyım hatta katliam yapmakla suçlanmasını gerçek niyetin itirafı, yüzü saklayan maskenin indirilmesi olarak değerlendiriyoruz. 
Ülkemizin temel sorunlarının ilk sırasında gördüğümüz demokratikleşmenin halkaları arasında yer alan Kürt halkının talepleri doğrultusunda bugüne kadar atılan adımları; 
bunların önemini göz ardı eden, bundan sonra da ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde meşru ve makul her talebin silaha ve şiddete başvurulmaması şartıyla gerek sivil toplum gerekse siyaset zemininde özgürce dile getirilmesinin önünde engel bulunmadığı gerçeğini görmezden gelen yaklaşımların iyi niyetten yoksun olduğunu düşünüyoruz”