29 May 2024

​Soykırımcılar (1)

 

 Osmanlının zorunlu olarak göç ettirdiği; ancak bu göç sırasında istemeyerek ve elde olmayan nedenlerle Ermeni vatandaşların yolda karşılaştıkları olumsuz durumlardan (bilgisiz, eşkıya, çıkarcı ve fırsatçıların neden olduğu) ötürü can kayıplarının yaşandığı gün gibi ortadayken yine de ısrarla ve kasıtlı olarak günümüzde hala “Osmanlı soykırım yaptı!” sözünü dillerinden düşürmeyip dillerine pelesenk eden -ki bunu da Osmanlı Müslüman bir devlet olduğun için - ABD ve BATI ülkeleri, bugün siyonist İsrail’in Refah’ta özellikle de kendilerince güvenli bölge olarak ilan edilen ve aslında tuzak olduğu açık olan BM’nin çadırlarının da sonunda bombalarla çoluk çocuk demeden yerle bir ederek yaptığı “soykırıma” neden sessiz kalıyor; hatta sessiz kalsa iyi; bombalarıyla neden destek veriyor!

 

Ey ABD’nin yöneticileri ve destekçileri olan İngiltere ve diğer suskun işbirlikçileri! Bu yaptıklarınızın tarihte benzerleri de sicilinizde yazılıdır. Bunları yok sayamazsınız; çünkü, “günah çıkarmak amacıyla” yazdığınız tarihsel belgelerinizde kayıtlıdır! Merak mı ediyorsunuz? Sıkı durun, ben söyleyeyim:

  

Kimlerdi, kafamızı acımasızca,

Baltayla barbarca ikiye ayıranlar?

Kimlerdi, nazik vücudumuzu,

Testereyle kesip doğrayanlar?

 

Kimlerdi, kendilerinden değiliz diye,

Biz elçilere yaşamayı çok görenler?

 

Kimlerdi, bileklerimizi çarmıhta,

İki mıhla mıhlamak isteyenler ?

Kimlerdi, ayaklarımızı,

İki mıhla mıhlamaya yeltenenler?

 

Kimlerdi, başımızı direğe,

Bir mıhla mıhlamaya çalışanlar?

Kimlerdi, insafsızca bizi direğe,

Çar mıhla mıhlamaya kastedenler?

 

Kimlerdi, bizi öldürmüş gibi,

Övünüp ellerini ovuşturanlar?

Kimlerdi, onlardan değiliz diye,

Bizi öldürmeye can atanlar?

 

Öncülük etti İsevilere, Gececiler, (1)

Dünyayı yönetmeye karar verdiler:

 

“Kaldıralım bu düşmanlığı dost olalım!”

İncil’inizi de Tevrat gibi bozup uyduralım!”

 

“Yayılıyor gittikçe Kur’an, saldıralım!

Dünyayı istediğimiz biçimde yönetelim!”

                      

Ne değişti de dost oldunuz İsevilerle,

Ne oldu da çevirdiniz namluyu bizlere!

 

Sinsi sinsi İsevileri yanınıza aldınız,

Müslümanlara karşı birlik oldunuz!

 

Boyun eğdirmek için Müslümanlara,     

Yardım ettiniz alnı çarmıhlı olanlara!

 

Armageddon’u gerçekleştirmeye sevdalısınız,

Armageddon’a ulaşmak için bu saldırılarınız?

 

Bir gün rüzgar dönerse tersine,

Gün olur devran dönerse yine:

 

Dünyayı yöneten, ne ABD ne Rus ne Çin,

Ne Bidon; ne Piton ne Elizabet, ne de Cin!

 

Sayılanların her biri İsrail’in elinde piyon,

Dünya egemenliğini elinde tutuyor Siyon!

 

Öldürürsünüz insanlığı nükleer bombalarla,

Yönetiyorsunuz dünyayı mavi boncuklarla!

 

Katlanamıyordunuz, İsevilerin yaşamına?

Gördüğünüz yerde; kıyıyordunuz canlarına!

 

Ey “Mesih’i öldürdük!” diye hava atanlar!

Nasıl dost oldu size, Mesih’e bu inananlar?

 

Değiştirmeseydiniz geminin dümenini!

Delik deşik etmeseydiniz dört tarafını!

 

Önce kırılası ellerinizle Tevrat’ı, yazdınız, (1)    

Sonra az bir bedelle satmak için uğraştınız!

 

“Yazdığına Allah’tandır!” diyenin özüne,

Alevli ateşler düşsün ciğerine, evinin içine!

 

Vay hâllerine, yazdıkları nedeniyle onların!

Vay hâllerine, kazandıkları nedeniyle onların!

 

Demek kalbiniz daha katıydı ki taştan!

Kırılaydı eliniz, sildiniz ayetleri kitaptan!

 

Değişiktir adlarınız, aynıdır düşmanlığınız,

Şişman namlunuz; değişik kurşunlarınız!

 

Korkmadan berrak Tevrat’ı bozdunuz,

Suçun ağırlığına nasıl dayanıyorsunuz?

 

Zor anlarınızda haçı kutsuyorsunuz!

İsa’yı öldürme aracını öpüyorsunuz!

 

 

Haç darını yapanlarla sırt sırta vermişsiniz!

Nebinizin düşmanlarıyla dost olmuşsunuz!

 

Nasıl kutsal oluyor elçiyi öldürme silahı?

Titremeden elleriniz nasıl tutuyor o haçı?

 

Kesti testereyle Gececiler Zekeriya’yı,  

Şimdi Elçi’yi kesen testereler kutsal mı?

 

Kutsarsınız havarileri, kilise ambonunda,

Dostsunuz, havarilerin düşmanıyla masada!

 

Öğrendik bugün gerçek öz ereğinizin adını:

Emmektir birlikte itilmiş yoksul kanını!

 

Dostunuz mu oldu şimdi, eski düşmanlarınız!

Değil miydi bunlar, İsa’yı öldürmek isteyenler!

   

Dost olmamalı, havarilere işkence edenler,

Fobi olmalı size, İsa’yı öldürmek isteyenler!

 

Onların ne dediğine değil ne yaptığına bakın,

Şirinlik için uydurma yalanlarına inanmayın!

 

Ne oldu, bugün gelmişsiniz bir araya?

Birlik olup üflüyorsunuz aynı zurnaya!

 

Petrol olmasın mı çaldıran zurnayı size!

Niye yoktur ilginiz, sevginiz başka birine!

 

Yönetmektir dünyayı amacınız anlaşılan,

Saymazsınız sizden başkalarını insandan!

 

Kullanmak istersiniz basamağını merdivenin,

Hızlı tırmanıp yükseğine çıkmış gibi evrenin!

 

Tekmelersiniz, vücudunu çıkarı olmayanın!

Akıtırsınız kanını acımasızca suçsuzların!

 

Kurban ettiniz insanlığı inatçı hırsınıza!

Açtınız insanlığın kalbinde onulmaz yara!

 

Akıtıyorsunuz siyah kanları limanlara!

Tükürüyorsunuz çıkarınıza, aynı çanağa!

 

Ne iki yüzlüler ne hasta ruhlular ne Evanjelistler!

Ne Gececiler ne kutup ayıları ne siyonistler!

 

Bugün tetiklerde aynı namert eller!

Bugün yaşatmak istemiyor bizi eller!

 

 

Hain ellerde; nasıl açsın çiçekler?

Acımasız ellerde; yeşermez güller!

 

Siyonistlerin yaptığı Refah’taki bu son (26.05.2024 tarihinde) soykırım dolayısıyla bu yazıyı yazdım. Allah, Müslümanım (!) diyenlerin akıllarını kullanmalarını (2) ve kitaplarını (Kur’an-ı Kerim) iyi okuyup incelemelerini nasip etsin!

 

Bugün Müslümanlar olarak bu durumdaysak; yaşayışımız, anlayışımız ve doğru bildiğimiz yanlış inanışlarımız nedenleriyle kitabımızdan ayrı bir inanç dünyasında yaşadığımız içindir. İnşaAllah yazımıza devam edeceğiz!

 

Allah’a emanet olun!