28 May 2015

SÖYLEYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR; ÜMİT ÖZDAĞ SADECE TEFERRUATTIR

Gazetemizin 25 Mayıs Pazartesi günkü manşetinde yer alan haberle ilgili haberin muhatabı MHP Gaziantep milletvekili adayı Ümit Özdağ, izaha muhtaç bir açıklama yapmış.

Yalan, iftira, hedef gösterme gırla... Çok daha kötüsü bir gazeteciyi siyaset mecrasına çekme maksadı taşıyan suçlamalarla dolu bir açıklama.

Özdağ, haberimizde yer alan iddialarla ilgili yargıya başvuracağını da söylemiş. Bu iddialara dair yer ve zaman içerikli kısmi tevilden öteye gitmeyen itirazları üzerine yargıdan ne talep edeceğini doğrusu biz de merak ediyoruz.

Haberimizde yer alan iddiaların 2011'de de gündeme getirildiğini ve o dönem yargıya başvurmadığını söyleyen Ümit Özdağ, o iddiaların bugün belgeleriyle yer almasını ise, "AK Parti'den MHP'ye yönelik kaymaların yarattığı panik" olarak nitelemiş.

Tam bir hezeyan... Sandık yaklaştıkça karşılaştıkları hezimet tablosunun yarattığı panik halinin dışa vurumundan başka bir şey değil.

AK Parti'den MHP'ye yönelen kayma varsa, buna çözüm üretecek adres AK Parti'dir. Ümit Özdağ malum MHP bültenleriyle karıştırmasın Yeni Söz'ü.

Özdağ'ın bize yönelik bir diğer ithamı ise "tetikçilik".

Özdağ, şahsımın Ergenekon sürecindeki duruşuna yönelik hıncını, fırsat bu fırsat diyerek kusmuş ve "Ergenekon ve Balyoz kumpasının tetikçisi" ithamında bulunmuş.

Evvela tetikçi olarak suçlayabileceği son insan bile değilim ki bu yönde kendisinin ne kadar mahir olduğunu herkes bilir.

Ergenekon'un amacından saptırılıp bir tasfiye kumpasına dönüştüğü noktada 2009 sonunda itirazlarımı ortaya koydum. Balyoz sürecinde de aynı şekilde... Ama Balyoz dosyasında cuntacılık eğiliminden şüphe duymadığım birilerini de dosya kumpas diye savunacak değilim.

Ayrıca eğer maksadımız "tetikçilik" olsaydı, Özdağ'ı insan içine çıkamayacak ve hatta Sayın Bahçeli'nin yüzüne bile bakamayacak hale getirecek argümanları taşırdık manşetimize.

Ergenekon ve Balyoz süreçlerinin arkasındaki kumpasçı yapı olarak işaret ettikleri Fetullahçı Terör Örgütü'nün, 17-25 Aralık kumpaslarının kurgu ve montaj tapelerine mal bulmuş mağribi gibi saldırıp, bu malzemelerle Fetullahçıların tetikçiliğine soyunanların, bize tetikçi yakıştırmasına kargalar münasip yerleriyle güler.

Dedim ya eğer maksadımız tetikçilik olsa; insan içine çıkamazdınız, Genel Başkanınızı yüzüne bakamazdın Ümit Özdağ!

Tetikçilik yapacak olsak, 2004'te hani şu AK Parti'ye yönelik darbe girişimlerinin ordu koridorlarında tartışılıp plana döküldüğü dönemlerde, o koridorlardaki demokrasiye ihanet görüşmelerini yayınlardık.

AK Parti ile savaşmak için generallere işbirliği teklif eden pervasızlıkları yazardık.

Eğer maksadımız tetikçilik olsaydı Ümit Özdağ, MHP'yi dizayn etmek için generallere, "Eğer MHP Mart seçimlerinden yenik çıkarsa, Bahçeli dayanamaz. Sizden icazet almaya geldim. Ben bu yapıya gireyim mi?" diye soran teslimiyetçiliği taşırdık o manşetlere.

Sence bir ülkenin Başbakanı'na karşı Askeri vesayetin kucağına oturup, "Bu adam peki ne söylüyor, Kasımpaşalı. Ya komutanım onu buraya çağırtalım. Tek başınıza. Ne diyecek? Aytaç Paşa sövdü mü diyecek?" şeklinde karanlık planların parçası olan birini ifşa etseydik bu da tetikçilik olur muydu Ümit Özdağ?

Hem kendisi, aday olduğu Gaziantep'te terör üzerinden prim yapmaya çalışırken hem de partisi bu çizgide ısrar edip çözüm sürecinin ruhunda yer alan müzakereleri "teslimiyet ve vatana ihanet" olarak nitelerken, Özdağ'ın görüşmelerini içeren bu belgeler değil 4 yıl 40 yıl bile geçse manşete taşınacak haberdir.

Görüşme iddiaları için "resmi makamların bilgisi dâhilinde yapılan görüşmeler" izahı da ayrı bir garabet.

Sen kendini "resmi makamların bilgisi vardı" diye aklayabiliyorsun. Ama o resmi makamların bizzat kendisinin, o görüşmeleri yürütmüş olmasını ise ihanet olarak niteliyorsun.

Bu ne yaman çelişki böyle Ümit Özdağ!

Bir siyasetçinin yapabileceği en büyük hata, kendini savunmak adına bir gazeteciyi siyaset mecrasına çekmektir. Ama burada siyaset yapmaya ve senin seviyene inmeye niyetim yok. Sadece yaptığımız bir işe yönelik ölçüsüz ithamlarına cevap vermek istedim.

Herkes haddini ve hukukunu bilsin. Hele bize bu mesleği öğretme cihetine bile gitmesin kimse.

Şimdi sana senin inancınla sesleniyorum Ümit Özdağ; hala söyleyecek sözün varsa konuş aksi halde sonsuza kadar sus...

"Söyleyecek çok sözümüz var" diye yola çıktık biz. Ve söyleyeceklerimiz elbette birilerinin canını acıtacak. Ama bizim için kimin canının acıyacağından çok, bu milletin gerçekleri en yalın haliyle öğrenmesi ve görmesi önemli.

Ümit Özdağ dâhil ondan ötesi, bizim için sadece teferruattır.