Suça sürüklenen çocuklarımız
Çocuk sözcüğünün yanında hep başka güzel sözcükler olmalı. Mesela; okula giden çocuklar, mutlu çocuklar, müreffeh çocuklar, güzel giyimli ve tok çocuklar, cesur çocuklar, özgüvenli çocuklar, merhametli çocuklar gibi. Çünkü çocuk berekettir, sevinçtir, umuttur, mutluluktur, sevgidir, merhamettir, gelecektir. Çocuk, insanın en saf ve güzel halidir.
Çocuklarımız, umudumuz, geleceğimiz yani en kıymetli hazinemiz. Yarınımızı
şekillendirecek olanlar onlar. Eğitime, güvenliğe, sağlığa, politikaya ve
ekonomiye onlar şekil verecek; yarının Türkiye’sinde onlar söz sahibi
olacaklar. Bir ülkenin en değerli kaynağı nitelikli eğitim almış, çağın
gerektirdiği becerilere, milli ve manevi değerlere sahip insan kaynağıdır.
Yıllardır çocukların yaşadıkları zorluklara ve onları kuşatan tehlikelere
dikkat çekmeye çalışıyorum. Yine içim acıyarak, çocuklara dair büyük korkular
ve endişeler içerisinde önemli bir konuya değinmek istiyorum. Türkiye
İstatistik Kurumunun her yıl düzenli olarak yayınladığı bir araştırmanın
sonuçlarından bahsedeceğim sizlere.
“Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri”
araştırmasından. İlgili araştırmanın sonuçları hayli can sıkıcı ne yazık ki.
İsterseniz sonuçlara birlikte bakalım.
TÜİK (2023) tarafından açıklanan istatistiklere göre; güvenlik
birimlerine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 2022 yılında, 2021 yılına göre %20,5
oranında artarak 601 bin 754 oldu. Bu olaylarda çocukların 259 bin 106'sı
mağdur olarak, 206 bin 853'ü suça sürüklenme sebebiyle (kanunlarda suç
olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla), 100 bin 490'ı bilgisine başvurma amacıyla, 16 bin 499'u kayıp
(hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması sebebiyle, 12 bin 684'ü kabahat işlediği iddiasıyla, 6 bin
122'si diğer nedenlerden dolayı güvenlik birimlerine geldi veya getirildi.
Güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların karıştığı olayların 206 bin 853'ü suça sürüklenme nedeni ile
gerçekleşti. Bu çocukların %37,8'ine
yaralama, %25,2'sine hırsızlık, %4,5'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde
kullanmak, satmak veya satın almak, %4,2'sine pasaport kanununa muhalefet suçu,
%4,1'ine ise tehdit suçları isnat edildi. Güvenlik birimlerine mağdur olarak gelen 259 bin 106 çocuğun
%89,8'ini suç mağduru, %10,1'ini takibi gereken olay mağduru çocuklar
oluşturdu. Güvenlik birimlerine suç
mağduru olarak gelen veya getirilen 232 bin 739 çocuğun %58,5'i yaralama,
%13,7'si cinsel suçlar, %8,7'si aile düzenine karşı suçlar, %4,8'i tehdit,
%14,3'ü bu nedenlerin dışında kalan diğer nedenlerden dolayı mağdur oldu.
Araştırma sonuçlarında belirtildiği gibi çocukların bir kısmı mağdur
olanlardan diğer kısmı ise suç isnat edilen ve bu sebeple güvenlik birimlerine
gelen veya getirilen çocuklardan oluşmaktadır. Yani henüz suçluluğu kanıtlanmamış veya ceza almamış çocuklar. Bununla
birlikte güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların oranında önemli
bir artış gözlenmektedir. Çocukların karıştığı olay sayısı 2022
yılında, 2021 yılına göre %20,5 oranında artmıştır.
Çocukların suça sürüklenmesinde; aile
içinde şiddete, ihmal ve istismara maruz kalma, uygun yetişme ortamına sahip
olmama, suç sicili olan aile bireylerinin bulunması, psikolojik ve ekonomik
faktörler, eğitim eksikliği gibi nedenler etkili olmaktadır. Medyada bir
diğer önemli etkendir. Özellikle dijital oyunlarda insan öldürerek başarı elde
eden ve bu sanal dünyada şiddetin her türünü deneyimleyen çocukların şiddeti
gerçek hayata taşımaları kaçınılmaz bir sondur. Çocuklarımız dijital oyunlarda insan öldürerek puan topluyorlar.
Yaşamın henüz erken yıllarında çocukların suça sürüklenmesi, bireysel
ve toplumsal anlamda önemli riskler oluşturmaktadır. Suça sürüklenen çocukların gelecek yaşamlarında suç işleme eğilimleri
daha da güçlenebilir. Bu durum çocukların, ekonomik, sosyal, akademik ve
psikolojik anlamda olumsuz etkilenmelerine neden olabilir. Toplumsal anlamda
ise insanlarda güvenlik endişesine, adli sorunlara ve toplumsal kargaşaya
yol açabilir.
Çocuk suçluluğunu önlemek için elbette
yapılacak çok fazla şey var ve bir an önce çocuklarımızı korumayı milli bir
politikaya dönüştürmeliyiz. Türkiye’nin en acil önceliği çocuklarını ve
gençlerini korumaktır. Bunun
için; çocukların akademik, sosyal,
ekonomik ve psikolojik anlamda desteklenmesi, çocuklar için uygun yetişme
ortamı oluşturulması ve çocukların fırsat eşitliği açısından desteklenmesi,
aile içi iletişimin güçlendirilmesi, medyadaki şiddetin önlenmesi ve diğer
risk faktörleriyle mücadele edilmesi gerekir.
Gazali; “Çocuk içine girdiği kabın şeklini alan bir su gibidir” der. Alfieri
ise “Suçu cemiyet hazırlar, fert işler” görüşünü
savunur. Çocuk suçluluğunu önlemek için
en etkili yöntem; çocukların içinde var oldukları aileyi, okulu, bahçeyi,
medyayı yani dünyayı güzelleştirmek olsa gerek. Dilerim bu sorunun
ehemmiyeti çok geç kalınmadan anlaşılır ve uygun politikalar kararlılıkla
hayata geçirilir.
Vesselam…