28 Ağustos 2018

Süleymaniye’yi okumak

Süleymaniye: Pirimiz Koca Sinan'ın kalfalık eserim dediği ama benim gibi birçok mimarın Selimiye'den daha çok sevdiği o güzel mâbed.

Selimiye'nin kıymetini kapısından içeriye adım atmadan anlayamaz birçok insan.

Çünkü onun başarısı kubbesinin iç mekâna hakimiyetindedir.

Üç Şerefeli ve Ulu Camii olsa da yanında Serhat şehrinde merkezde tek başınadır Selimiye.

Yapımından 440 yıl sonra bile şehre giriş yolunun en uzaklarından bile sizi doğru açıdan karşılar.

Gerçi sekizgen planlı olması bulunduğu tepeye bakan tüm açılardan sizi aynı değerde karşılamasına sebep olur ama şehre yaklaştığınızda 4 minarenin ikili takım halinde size görünmesi önemli bir durumdur.

Süleymaniye ise 7 tepeli İstanbul'un en iyi manzara veren ve manzarayı en iyi karşılayan bir noktada olması dolayısıyla bunu hem ana kütle tasarımına yansıtması hem de külliyeyi oluşturan yapıların araziye dağılmasında gösterdiği başarı çağlar ötesi bir tasarım harikasıdır.

Her şeyden önce Süleymaniye bizi en güzel cephesiyle karşılar.

Kıble istikametine yandan baktığımız en hareketli cephesi ile.

Bir ana kubbe, önde ve arkada iki yarım kubbe, yanlarda hanımlar mahfillerini örten üçü büyük ikisi ufak beş adet kubbe.

Bu üç kubbe içerisi ile dışarısı arasındaki dengeyi sağlamak için çift cidarlı yapılmışlardır.

Yan mahfillerin zemine yaklaştığı noktada kütle ağırlığını azaltmak için yatay saçaklar, hareketli kemerler, dışa bakan teraslar ile ana kubbeden gelen ana taşıyıcı payelerin binayı kütlesel olarak parçalayan düşey hareketini görürsünüz.

Alemden geçen düşey bir eksen farz ederek etrafında camiyi çepeçevre dolaştığınızı düşünün. Yukarıdan aşağıya doğru: alem, kubbe, yarım kubbeler, ağırlık kuleleri, payelerin dış uzantıları, beşli kubbe sırasından oluşan yapı elemanları 360 derece boyunca piramidal inişi hiçbir şekilde bozmadan ahenk içinde bir arada bulunurlar.

Dört minaresinin ana kütleye yakın olan ikisinin daha uzun kuzeyde revaklara ait olan kısımdaki ikisinin daha kısa olması da ayrı bir plastik arayış başarısıdır.

Ana kütle revak ilişkisini yansıtan minare boylarının oranlı farklılığı, aynı zamanda ana kütlenin bulunduğu tepe ile revakların olduğu kısmın ve devamında kuzeye doğru devam eden Küçükpazar ve Vefa semtlerinin devam eden alçalmasını referans alır.

Yapı adeta bulunduğu zeminden yükselen bir heykel gibidir bu şekilde.

Caminin Boğaziçi tarafında bulunan Salis ve Rabi medreselerinin bulunduğu kısımda çok büyük bir kot farkı vardır. Buna rağmen Koca Sinan bu medreseleri buraya yerleştirirken plan şemasını iç avlulu bir şekilde aynen uygulamasına rağmen medrese odalarını bulunduğu kota yerleştirerek kademeli bir şekilde yerleşmiş ve hem medreseleri dünyanın en güzel manzarasına açmış hem de oluşacak büyük sağır bir istinat duvarının oluşmasını engellemiştir.

Batı güneşini arkasına alan Süleymaniye'ye Galata'dan, Salacak'tan, Eminönü'nden baktığınızda bu durumu çok iyi görürsünüz.

İçeride ana kubbeyi taşıyan dört adet fil ayağı planda ve düşeyde parçalamış ve taşıdığı kemerlerle ayrı ayrı bağlantı kurmasını sağlayarak ayakların bütüncül etkisini kırmıştır. 

Sağda ve solda fil ayaklarının arasında bulunan ikişer adet granit sütunun planda bulundukları yer de çok manidardır. Beyazıt Camii'nde de aynı sütunlardan vardır ve birer tanedir. Ancak Süleymaniye'de bulunan sütunlar merkezden iki kenara yaklaştırıldıkları için Beyazıt Camii'ndeki tam ortalarda bulunan tek sütuna rağmen daha ferah bir mekân oluşturur.

Kütleler kendilerine yaklaştıkça büyür. Ancak bu durum Süleymaniye için biraz farklıdır.

Uzaktan baktığınızda sizi tüm heybetiyle karşılayan Süleymaniye, mahalle arasından üniversite tarafından yürüdüğünüzde adeta bir köşk veya konak havasına bürünür ve insani ölçeğiyle üç adımda çatısına tırmanabileceğiniz bir hava yansıtır.

Süleymaniye tüm bu halleriyle kırklı yaşlarda güçlü ve sağlıklı bir erkeğe benzer adeta. Aynı durumda Ayasofya yaşlı şişman bir kadındır mesela.

Bu örnekler çoğaltılabilir veya bu yorumlara eleştiri yapılabilir. Ancak hiçbiri bizim Süleymaniye'yi anlatmamıza yetmez.

Süleymaniye geçmişin Rönesans şehirlerine ve geleceğin smart kentlerine karşı dimdik ayakta duran bir abidedir vesselam.

Taşlar ve tahtalarla yeniden inşa edeceğimiz şehirlerimize iyi bir örnek.

https://twitter.com/Mimarserkanakin