27 May 2022

Sultan Abdülhamid Han İstibdatçı mıydı? Toprak Kaybetti mi?

Osmanlı Devleti’nin 34. hükümdarı 99. İslam halifesi Sultan Abdülhamid Han.

a.PNG

Osmanlı son döneminin en çok konuşulan, en çok tartışılan hükümdarı. Sultan Abdülmecid’in padişah olan ikinci oğlu. 1876 tarihinden 1909 tarihine 33 yıl gibi uzun bir sürede Osmanlı tahtında devleti idare etti. Günümüzde dahi en çok konuşulan hükümdarlardan. Bir siyasi, İttihatçıların ağzıyla konuşarak Abdülhamid Han’ı istibdatçılıkla itham etti. Tarihi hakikatlerin bir huyu vardır er ya da geç ama muhakkak gün yüzüne çıkar. Osmanlı Devletinde Sultan Abdülhamid gerçekten istibdat yani baskıcı bir rejim mi uyguladı ? Bunu tarihe havale edelim, bu konuda tarihi dinleyelim.

 II. Abdülhamid han 1876 tarihinde hükümdar oldu. O, tahta geldiğinde Osmanlı Devleti’nde Kanun-ı Esasiyi ( I. Meşrutiyet) ilan etti. Artık Osmanlı hükümdarları yetkiyi meclisle paylaşmaya başladı. Abdülhamid han hükümdar olduğunda devlet birçok sorunla uğraşıyordu. Hükümdar olsa da ilk beş yıl devletin idaresini tam olarak eline alamadı. Devlet idaresine Mithat Paşa ve avanesi hakimdi. O dönem Abdülhamid han Rusya ile bir savaşa girmek istemiyordu. Ancak devlete hakim olan Mithat Paşa uyguladığı yanlış politikalarla devleti 93 harbi diye bilinen 1877-1878 Osmanlı Rus savaşına soktu. Bu savaş, Osmanlı için adeta bir felaket oldu. Hem Kafkaslarda, hem Balkanlarda savaşmak zorunda kaldı ve neticede mağlup oldu. Tarihe Ayastefanos Anlaşması olarak geçen anlaşmayı imzalamak zorunda kaldı. Osmanlı Balkanlarda ve Kafkaslarda topraklar kaybetti. Bu zor süreçte devreye giren Abdülhamid han uyguladığı ustaca manevra ile bu yıkım belgesini geçersiz kılarak Batılılara Berlin Anlaşmasını imzalattı ve devleti büyük bir yıkımdan kurtardı. Savaş şartlarında çoğunluğu gayrimüslüm mebuslardan oluşan meclisin aldığı kararlar devleti parçalanmaya götürecekti. II. Abdülhamid han tehlikeyi bertaraf etmek için Kanun-ı Esasi’nin kendisine tanıdığı yetki ile Meclisi süresiz olarak tatil etti. Sultan Abdülhamid idareye tam hakim olduktan sonra kendisinden önceki dönem borcu 300 milyon altın borcun ödenmesi için çalışmalara başladı ve 1881’de Düyun-u Umumiye yani Genel Borçlar idaresini kurdu. Böylelikle bir yandan borçları ödüyor diğer yandan da devlet sınırları içerisinde yoğun imar faaliyetlerinde bulunuyordu. Son dönemde çıkan sorunların kaynağında eğitimin olduğunu fark etti. Devrinde bugün bile farklı isimlerle devam eden eğitim müesseseleri kuruldu. Eğitim merkezden taşraya yayılma gösterdi. Her köyde, mahallede sıbyan mektebi, büyüklüklerine göre yerleşim yerlerinde rüştiyeler, idadiler, sultaniler  ve çeşitli meslek okulları kuruldu. Yüksek öğretim olarak ta İstanbul Üniversitesi’nin temeli olan Darülfünun tesis olundu....

 

 

 

 

Batılı Devletler Şark meselesi adı altında Osmanlıyı parçalamak istediler. Bunun için Balkanlarda ve Kafkaslarda karışıklıklar çıkardılar. Doğuda bu amaca yönelik Ermeni çetecileri kullandılar. Birçok yerde Ermeni isyanları çıkarıldı. II. Abdülhamid han bu isyanları Hamidiye Alayları ile bastırmayı başardı. Bundan başka Siyonist Yahudiler Filistinde bir devlet kurmak için Sultan Abdülhamid Han’dan Filistin topraklarını istedi ancak Abdülhamid han buna kesinlikle izin vermedi. Bu olaylardan sonra Sultan Abdülhamid han hakkında kara propaganda başlatıldı. Batılı devletler Abdüklhamid han idaresinden istediklerini alamayınca onu Kızıl Sultan, İstibdatçı, gibi birçok ifade ve iftirayla itham ettiler. Hakkında birçok iftira atıldı. Onu evhamlı sanıyorlardı oysaki o gafil değildi.  Abdülhamid han yapmış olduğu birçok kritik ve zeki hamleleri ile devleti 33 sene daha ayakta kalmasını sağladı. Abdülhamid Han’a istibdatçı diyenlere sormak lazım koca devleti ayakta tutmak için aldığı tedbirler mi istibdat?

 

Gelelim toprak kaybı meselesine. Dediğimiz gibi Sultan Abdülhamid han ilk beş yıl devlete tam hakim değildi. Devleti 93 harbine sokan Mithat Paşa ve avanesidir. Dolayısıyla toprak kayıplarına sebep olanlar onlardır Abdülhamid Han değil! Abdülhamid han döneminde tek savaş vardır. O da 1897 Osmanlı Yunan Savaşıdır. Bu savaş Osmanlı’nın kesin galibiyetiyle neticelendi. Sultan Abdülhamid Han döneminde Osmanlı devleti 4 milyon km2 ye yakın toprağa sahipti. 1908-1918 arası dönemde Osmanlı Devleti’ni idare eden İttihat Terakki idaresi kurmuş olduğu baskı ile Abdülhamid dönemini mumla arattı.  Bu devirde devlet idaresinden bihaber kadroları olan İttihat Terakki yanlış politikalarla devleti birden çok savaşa soktu. (Trablusgarp, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı) Bu savaşlarda yüz binlerce genç şehit oldu. Balkanların kalan kısmı, Suriye, Filistin, Hicaz, Yemen, Mısır kaybedildi. Hâl böyle iken  Mithat Paşa ve avanesinin ve son 9 yılda (1909-1918) İttihat ve Terakki idaresinin kaybettiği toprakları Abdülhamid kaybetti demek hangi tarihi vicdana, hangi mantığa sığar ? Bu tarihi hakikatlerden yoksun bir şekilde Abdülhamid hanın büyük oranda toprak kaybetti suçlamasını yapanlar ya tarihten bihaberler, ya da tarihi hakikatleri çarpıtacak kadar art niyetlidirler. Tarih belgedir, vesikadır, arşivdir. Tarih mefhumunda bunlar konuşur hezeyanlar değil....

Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle ‘’ Abdülhamidi anlamak herşeyi anlamak olacaktır’’ Sultan 2. Abdülhamid hanı ve vefatının yıl dönümünde Üstad Necip Fazıl Kısakürek’i rahmetle anıyorum. Selam ve dua ile....