VF kat sol
VF kat sağ


Suyun enerjisi var mıdır?

Her su molekülü, birbirinden farklı olmakla beraber, her zaman tekrar aynı mükemmel geometriyi ortaya koyar. Bir su molekülü,  (H2O) 104,52 derecelik bir açıyla, mükemmel bir dörtgenden başka bir şey değildir. Bu geometri su molekülünde var olduğundan, suyun çok belirli frekans örneği vardır. Bir su molekülü çift kutupludur, aynı gezegenimiz de olduğu gibi, Kuzey ve Güney kutbu gibi. Her su molekülünün etrafında elektromanyetik kuşakla çevrelenmiş, bir eksi ve bir artı kutbu vardır.

 Peygamber efendimiz (s.a.v.) her hastalığın çözümünün mümkün olduğunu beyan etmiştir. “Yüce Allah, şifasını vermediği hiçbir hastalık yaratmamıştır”. (Buhari/Tıp Hadis 7/12). Doktorlar ise okul bilgileriyle sadece onlara öğrettikleri ile daha fazla yardım edecek durumda olmadığını prensipte söyleyebilir. Ancak inancımıza göre aykırı bir durumdur. Eğer bizler vücudumuzda bir problem ortaya çıktığı zaman, enerjiyi asli durumuna dönüştürebilirsek, o zaman bu duruma moleküllerimiz ve organlarımız da buna uyacaktır. Sebep ortadan kalkınca sonuçta değişecektir yani hastalık da ortadan kalkacakmış olacaktır İnşaAllah

“Su, cansız bir madde değil, canlı ve duyguları algılayan kristallerden oluşmaktadır. Su, çevresinden pozitif ve negatif bilgileri alır ve ona göre tepki verir" diyen Japon bilim adamı Prof. Dr. Masaru Emoto'nun yaptığı araştırmalara göre, özellikle Kur'ân okunurken veya ezan okunurken sudaki moleküller, meydana gelen o ulvî frekans ile mükemmel bir dizilime ulaşıyor.

Su, sarmal şekilde hareket eder ve hiçbir zaman lineer değildir. Suyun çeşmeden akışına bakın, su girdap formunda, hareket eder. Spiral oluşturan suyun hareketinin, genetik kalıtım bilgilerini içeren bedenimizdeki DNA ile aynı olması, ilginç değil midir?

Günümüz modern dünyasında içtiğimiz bütün suların moleküler yapıları değişime uğramış yani bozulmuş olarak evimize gelir. İster damacana isterseniz de evinizdeki arıtma cihazları olsun hepsinin moleküler yapısı bozuktur. Bir anlamda enerjileri yoktur. Bu suyu içtiğiniz halde vücudunuz susuz kalır. Çünkü kullanabileceği formatta değildir. Bu sebeple vücudumuz kendisini onaramaz, toksinleri vücuttan atamaz böylelikle bağışıklık sistemi zayıflar. Modern toplumlardaki hastalıkların artmasındaki en önemli sebeptir, susuzluk… Bir de bu Sulara eklenen kimyasallar bizi daha da hasta etmektedir. Bu konuyu araştırmaya çok uzun bir müddet ayırdım, araştırmalarımın sonucunu kısa olarak yazmaya çalışacağım. Su ile tedavi yöntemlerini ve enerjisi olan suyu nasıl elde ederiz? Sorularına cevap vereceğim.

Suyun en kalitelisi ve enerjisi olan şifalı su, kaynağından cam şişelere (plastik olmayan) doldurulan sudur. Bu su hiç bir işlemden geçmemeli. Etrafında yerleşim birimleri ve zirai tarım yapılmamalı. Yakınlarınızda böyle bir kaynak varsa sorun yok. Eğer böyle sağlıklı su kaynaklarına aracımız ile dahi gidemiyorsak, o zaman şifalı suyu biz evimizde üreteceğiz. Hazırlaması gayet basit. Deniz kıyılarında veya akarsu yataklarında bulunan çakıl taşlarını temizleyip alın. Bu taşlardan bir kaçını sabahtan akşama kadar, evimizin balkonunda veya pencere pervazlarında, bekletin. Taşları önce ıslatın daha sonra güneşlenmeye bırakınız.  Bu taşlar, sabahtan akşama kadar, güneşteki enerjiyi alıp depolar ve siz bu taşları akşamdan, içinde su dolu olan cam şişelerdeki suya eklerseniz şifalı suyunuzu hazırlamak için ilk adımı atmış olacaksınız. Akşamdan sabaha kadar cam şişelerde duran bu taşlar, güneşten aldıkları enerjiyi suya iletir ve moleküler yapısını değiştirir. O mükemmel altıgeni, dondurduğunuz su molekülünde görebilirsiniz. Akşamdan taşları suya bırakırken mutlaka besmele-i şerifi  okuyun. Ben Besleme ve Fatiha suresini suyun duyabileceği bir tonda okuyorum. Duayı okurken ağzınızdan çıkan kelimelerin frekanslarını, suyun molekülleri hafızalarına kaydeder. Siz ertesi gün hangi niyetle içerseniz, size o problemde faydalı olur, İnşaAllah.

University of south California 'da yaptığımız bir deney: Bir arkadaşımızın kanını şırınga ile aldık ve binamızın önünde kurmuş olduğumuz masada bulunan elektro-mikroskop ile gözlemlemek için hazırlıklara başladık. Daha sonra bu arkadaşımızı okul binamızın terasına çıkardık. Seslendiğimizde bizi duyamayacak mesafedeydi. Daha öncede kayıt ettiğimiz Fatiha suresini hem kan örneğine hem de aynı zamanda binanın terasında bulunan arkadaşımıza dinlettik. Fatiha suresi bittikten sonra arkadaşımızdan tekrar kan aldık ve mikroskop altında kanın yapısını incelediğimizde, her iki kan örneğindeki şekillerin aynı şekilde olduğunu gördük. Bu sefer, pop müzik dinlettik ve kanın yapısının çok çirkin bir şekil aldığını gözlemledik. Bu deneyi bir ay boyunca denekleri değiştirerek uyguladığımızda, sonuç hep aynıydı. Vücudumuz ve özellikle dolaşım sisteminde bulunan kanımız kelimelerin yaydığı frekanslara göre şekil alıyor ve bu da metabolizmamızı olumlu ya da olumsuz yönde etkiliyordu. Hem psikolojik hem de fizyolojik etkileri vardı. Bir birini duymayacak kadar uzak mesafede olan bu iki kan örneği nasıl oluyor da aynı şekle bürünüyordu? Bu olayı bilim ile açıklamak mümkün müydü ? Okunan bir dua bir hastanın şifa bulması mümkün müydü ? Üstelik hiç bir ilaç kullanmadan, ne dersiniz ?  İşin sırrı frekanslardaydı.

 Zemzem suyu suların en şifalısıdır. Modern teknolojimiz, hâlâ zemzem suyunun gizemini çözebilmiş değildir. Yıllardır insanoğlunun nüfusu artmasına rağmen, bitmeyen tükenmeyen ve her geçen gün miktarı artan şifalı bir su. Evinizdeki içilebilir suya zemzem suyundan bir miktar ilave ederseniz, bütün suyunuz aynen zemzem suyu gibi olur. Yani yoğurt mayası gibi bütün suyunuzu mayalar. Bu yöntemi de kullanabilirsiniz. Akşamdan bir damacana suya, bir yemek kaşığı kadar zemzem suyunu ilave ederseniz, sabaha kadar tüm su zemzem suyuna dönüşür. Bu suyu içtiğiniz zaman öncelikle dolaşım sistemi üzerinde olumlu etkileri olur.

 Günde en az 8-10 bardak su içmeli ve rafine besinlerden özellikle beyaz unla hazırlanan hamur işlerinden uzak durmalısınız. Tereyağı ve sızma zeytinyağı haricinde yağ kullanmamalısınız. Gazlı içecek ve hazır meyve sularından da uzak durun. Her gün mutlaka 30 ile 1 saat arasında tempolu yürüyüşler yapın.   Şifalı bitkileri toplamaya gittiğim yörelerde, ileri yaşlarına rağmen hala genç ve dinamik olan köylülerle yaptığım sohbetler neticesinde gördüm ki, sağlıklı beslenme ve hareketlilik gerçekten çok önemli. Onlar her şeyin doğalını tüketiyor, stresten uzak bir hayat yaşıyor ve durmadan hareket ediyorlar.     

Selam ve dua ile…