18 Ağustos 2020

TABANSIZ KALAN DİL DALGASI VE MANKURTİZM

Kelimelerin sorumluluğunu üstlenmeyi sadece edebiyatçılara münhasır olarak gördüğümüz zamandan bu yana düzlüğe çıkamıyoruz. Düşünebilen her insan bu sorumluluğu almak zorundadır. Doğru kelime, düzgün telaffuz ve yerinde söylem... Bunlar iletişimin, kendini ifade edebilmenin temel yapı taşlarıdır. Siz bu taşları ağızda tutma işini toplumun bir kesimine yüklerseniz,  toplum olarak uygarlık seviyesinde kalmanız mümkün olmayacaktır.

Unutulmamalıdır ki bir toplumun değişimi, gelişimi veya çöküşü tabana bağlıdır. Taban (halk) ile iç içe geçebilen, uyuşabilen yani tabanın onayladığı; bilim, değerler ve dil o toplumda hayat bulabilir. Tabanın da sorumluluğunu üstlenmediği, sahip çıkmadığı, boşvermişlik kurbanı olan dil, önünde sonunda düşüncelere ve oradan da davranışlara kadar sıçrayacaktır.

Sahipsiz (halksız) bırakılan dil dalgası, kar topu şeklinde büyüyerek önce düşünceleri sonrasında da davranışları içine alacaktır. Tek bir ilgisizliğin doğuracağı sonuç, büyük bir yıkıma neden olabilir.

Kültürel yozlaşmanın zamanla düşünce fakirliğine dönüştüğü yadsınamaz bir gerçektir. Düşünce dili sahipsiz kalan toplumlar, ne yana çekerseniz komut alabilecek niteliktedirler. Bu bağlamda "Gün Olur Asra Bedel" kitabında Cengiz Aytmatov'un anlatım gücüyle ortaya koyduğu Mankurt köle ve buna bağlı olarak Mankurtizm; Bir takım işlemler sonucunda diline, kültürüne, toplumuna ve düşünce yapısına yabancılaştırılmış insanların, her söylenileni yapan, her duyduğuna inanan ve kendisine ait bir rotası olmayan köle insanlara dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Peki nedir bu Mankurt? Bir alıntı ile biraz bilgi vermek yerinde olacaktır.

"Mankurt - Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köle. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak Güneş altında bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür.

Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası haline gelmiş bir zavallı insan tipidir."

Dahası da vardır. Mankurt efsanesi gittiği, okunduğu ve duyulduğu her yerde ses getirdiğinden dolayı;

"Fransa'da V. Lackhine tarafından "yılın kitabı" olarak gösterilen Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" eserinden yapılan iktibasla "Mankurtizm" "sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma" temalarını karşılayan bir terim olarak sosyal psikoloji literatüründe yerini almıştır."

Dil, düşünce ve bilincimize sahip çıkıp Mankurt ve buna bağlı olarak Mankurtizm'den uzakta  kalabilmemiz temennisiyle..