VF kat sol
VF kat sağ

28 Şubat 2019

Tebliğ, başkasının değil kendi kurtuluşun içindir!

Herkes kendini iyi biliyor. “Boğazımıza kadar günahlara batmış durumdayız. Kendimiz bu haldeyken başkalarına ne diyelim…” Bu söz ne kadar doğru olsa da, eksiği olduğu için şeytanın sağdan yaklaşmasına bir örnektir.

Çünkü sadece günahsız insanlara tebliğ farz olsaydı, hiç kimse tebliğ yapamazdı. “Kendi günahlarımla perişan haldeyken, bir başkasına ne yüzle bir şey söylerim.” diyebilir insan. Ancak birbirimizi tövbe etmeye teşvik etmek gerekir. Zira Allah'ımızın mağfireti çok büyüktür. Aksi halde, en kötü hâl günahlara alışmaktır.

Nefis ve şeytan ise, tebliği engellemek için daha nice mazeretler üretir durur.

“Ya ben kimim ki? İmamlar, anlatsın.”, “Bu adamlar zaten günaha batmış, dinlemezler, anlamazlar,…”, “Ben ne biliyorum ki ne anlatayım!”, “Çok sinirliyim, biri ters bir şey söylese kavga ederim.”

Gerçekten tebliğ konusunda, büyük derecede toplumsal bir duyarsızlık içindeyiz. Hâlbuki güzel dinimizi yaşama konusundaki bireysel gayretimiz güçlü olsa bile, tebliğ hususunda duyarsız davranmak helak sebebimiz olabilir.

Huzeyfe (r.a) Peygamber Efendimizden (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle rivayet eder:

“Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki; ya ma'rufu emreder münkerden vaz geçirmeye çalışırsınız yahut Allah Teâlâ'nın size azap göndermesi çok yakındır. Sonra Allah'a ( bu azaptan ve cezadan kurtulmanız için) yalvarırsınız; lâkin Allah duanızı kabul etmez. (Sünenu't-Tirmizî-fitneler ve ma'rufu emr münkeri nehiy babı (Ayrıca Riyazü's-Sâlihin Tere: 1/234 H.No. 191)

Her Müslüman tebliğ konusunu oldukça ciddiye almalıdır. Çünkü toplumsal kurtuluşumuzun olduğu kadar bireysel kurtuluşumuzun anahtarı da tebliğ, yani emr-i bil maruf nehy-i anil münker (iyiliği emretme, kötülükten men etme) vazifesini üstlenmeye bağlıdır.

 “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” (Ali İmran 104) Ve

“Bizim uğrumuzda mücadele edenlere gelince, elbette biz onlara yollarımızı göstereceğiz…” (Ankebut 69) ayetleri bu hususun Kuran-ı Kerim'deki delillerindendir.

Hz. Mevlana'da ne güzel söylemiştir. “Senin insanların kabul edip etmemesi ile ne işin var? Sen Allah için anlat!”

Tabii ki insan ister ki birilerinin kurtuluşuna sebep olayım. İnşaAllah, orası da ayrı bir nimet.

Ama tebliğde işin aslı, kişinin kendi kurtuluşudur.

Kurtulanlardan olmayı Mevla'm hepimize nasip etsin. Âmin.