Teknolojinin kıskacında ebeveyn olmak
Alemde her ne varsa zıddıyla kaimdir. Gece ve gündüz gibi, yaz ve kış gibi, yaşam ve ölüm gibi. Mesela su hem yaşatır hem de boğar. Teknoloji de öyledir. Doğru kullanılırsa hayatımıza pek çok kolaylık katar. Yanlış ve bilinçsiz kullanılırsa hayatımızdan pek çok şeyi alır götürür hatta bazen hayatımızı da…
Bu duruma bir örnek olarak Mavi Balina oyunu verilebilir. Bu oyun
nedeniyle sadece ülkemizde 150 çocuğun intihar ettiği biliniyor. Resmi
kayıtlara geçmeyen intihar olaylarının, intiharla sonuçlanmamış ama ruh sağlığı
bozulmuş çocukların sayısı ise bilinmiyor. Bir anne veya baba olarak onlarca
yıllık emekle yetiştirdiğiniz çocuğunuzun bir oyunun kurbanı olması, yaşamının
en güzel çağında ölüme sürüklenmesi ne büyük bir acı.
Dijital dünya, bugün kontrol edilmesi
giderek güçleşen bir zemine dönüşmüş durumda. Hiçbir değer, hiçbir kutsal ve
hiçbir masumiyet bu mecrada bir anlam taşımıyor. Bu sanal evrende değerli olan
iki şey var para ve şöhret. Buna
ulaşmak için insanlar artık hiçbir sınır tanımıyorlar. Devletler dahi çözüm
üretemiyorlar belki de üretmek istemiyorlar, belki de bunu yapacak cesaretleri
ya da vizyonları yok.
Peki çare ne?
Çok alışılmış bir cümle olacak belki ama
“Çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz.” Evet anne babaların iki seçenekleri var.
Ya çocuklarının medya ortamlarında geçirdikleri her saat ve günde başka bir
insan olmasına razı olacaklar, ya da cesaretle, sabırla, kararlılıkla ve
bilinçli olarak çocukları için mücadele edecekler.
Çocukları teknolojinin ve medyanın zararlarından korumak sadece anne
babaların değil, öğretmenlerin, akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının,
politikacıların aslında herkesin ortak görevi. Bir şeyler yapmadığımız takdirde, ruh sağlığı bozulan, intihara
sürüklenen ve intihar eden, istismara uğrayan, madde kullanan, şiddet ve
saldırganlık gösteren, okulları basıp insanları katleden çocuklarımız olacak.
Üstelik çok yakın bir gelecekte.
Teknoloji ve medya bütünüyle kötü
değildir. Faydaya veya
zarara yol açan bunları hangi maksatla ve nasıl kullandığınızdır. Dolayısıyla
bilinçli ve olumlu amaçlarla kullanıldığında bunlarda fayda ve hayır hasıl
olur. Yanlış ve bilinçsiz kullanıldığında ise tam tersi söz konusudur. Bu
konuyu kendine dert edinmiş, çocuk ve medya alanında bilimsel araştırmalar
yapmış birisi olarak anne babalara önerilerim şunlardır;
·
Çocuklarınızın
öz denetim ve irade kontrolünü geliştirin. Çünkü siz çocuklarınızı her an
kontrol edemez, her zaman çocuklarınızın yanında olamazsınız.
·
Medyanın ve
aşırı ekran kullanımının zararları konusunda çocuklar bilgilendirilmelidir.
·
Çocukların
dijital ayak izleri mutlaka takip edilmelidir.
·
Çocukların
ve ebeveynlerin dijital medya okur-yazarlık becerileri geliştirilmelidir. Bu
konuda daha çok bilgiye ve beceriye ihtiyacımız var.
·
Çocuklara
medya platformlarında kişisel bilgilerini (isim, yaş, okul, adres, telefon
numarası, konum bilgisi, fotoğraflar vb.) paylaşmamaları gerektiği ve
mahremiyet kuralları öğretilmelidir.
·
Ev
içerisinde teknoloji içermeyen alanlar oluşturulabilir.
·
Ev
içerisinde ve ev dışındaki ortamlarda teknoloji içermeyen zamanlar
oluşturulabilir. Mesela kitap okuma, sohbet etme zamanları gibi.
·
Ebeveynler teknoloji
ve medya kullanım alışkanlıklarıyla örnek olmalıdır.
·
Çocukların
odak noktası değiştirilmelidir. Çocuklar sanat ve spor aktivitelerine
yönlendirilebilmeli ve teknoloji içermeyen etkinlikler planlanmalıdır.
·
Ekran
kullanımı sırasında cips, hamburger, sandviç, atıştırmalık vb. tüketilmemesine
özen gösterilmelidir. Bu tür alışkanlıklar çocukların ekran kullanma isteğini
teşvik etmektedir.
·
Teknoloji
ve ekran kullanımıyla ilgili makul ve tutarlı kurallar belirlenmelidir.
·
Katılımcı
etkileşimini destekleyen (soru soran-aktivite yaptıran) içerikler ve programlar
tercih edilmelidir. Bunlar çocukların daha aktif olmasını ve öğrenmesini sağlamaktadır.
Sözlerimi bir hatırlatmayla tamamlıyorum; “Ey iman edenler! Kendinizi ve
ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrîm
Suresi / 6. Ayet).
Vesselam…