VF kat sol
VF kat sağ


​Terbiye

-Ruzname; Kelime Günlüğü’nden-

Ramazan hem bir medeniyet yansıması olarak hem de sosyal dönüşümle getirdiği düzeni yaşatması bakımından eşya, insan ve mekân ilişkisinde önemli bir birikim/hafıza oluşturuyor, bu sayede nesilleri birbirine bağlıyor ve geçmişle köprü kuruyor. En önemlisi de ibadetin değerini ve ona olan ihtiyacı hatırlatıyor.

Her an ibadette olduğumuz bir ay Ramazan. Diğer taraftan Ramazan sebebiyle oluşan kültürel hafıza ibadet ehli olsun olmasın insanları aynı atmosferde buluşturabiliyor, ezana hürmet artıyor, mabet ve sofra üzerinden gelişen ve belki ibadete vesile olacak bir bağ kuruyor. Dolayısıyla herkesin kendi dünya yolculuğunda ferdî olarak maddi ve manevi hizasını bulduğu bir aylık süreç, toplum iletişimini biçimlendirme gücü sayesinde içinde çokça unsur barındırıyor. Elbette bu unsurlardan en önemlilerinden biri de kitap.

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’le her zamankinden yakın olunan Ramazan’da mukabeleleri başa tutturan okuma gayreti, yaklaşık her Müslüman’ın evinde daha belirgin hâle geliyor. Öyle ki Kur’an-ı Kerim’i okuyamayanlarımız bile en azından dinleyerek mukabele güzelliğinden bir şekilde istifade etmek istiyor. Kur’an mucizesi mana tesiri ile birlikte ses tesirini de haiz. Dinleyende manasına ve kişinin ihtiyacına göre manevi bir etki uyandırıyor. Bu etki oruçla birlikte ziyadeleştikçe dünya yolculuğunun manevi aralıklarına kapı aralama isteği pekişiyor. Müslümanlar bu defa ibadetlerini en mükemmel hâle getirebilmek için farz ve sünnet inceliklerine dair bilgilenmeye de ağırlık veriyor. Bunun için meal, tesfir, fıkıh, siyer, ilmihal gibi kitaplara yoğun bir yöneliş başlıyor.

Ramazan’da ibadete tutunmuşsak, rehavete paye vermek gelmiyor içinizden. İşte öyle güzel bir muhafaza içinde buluyoruz kendimizi. Az uykuya ve uzun süreli açlığa rağmen ilme yönelik iştiyak uyumuyor. Ramazan sonrası kimi rehavete meyleden günlerinizde özlemle hatırlayacağınız hevesleri kucaklıyorsunuz. İşte o zaman insan kendinde devamlı var olan, ancak çoğu kere dünyalıklarla örtünmüş görünen irade gücünün farkına varıyor ve bir ömür bu idraki canlı tutarak yaşamak istiyor. Bu durum, Ramazan sonrasında özel bir çaba göstermeksizin kolay yakalanamayacak bir fark ediş, yöneliş ve tekâmül safhası.

Hem yatkınlığın her gün çoğaldığı iç/batın gayretlerin hem de kitap ve ilim merkezli olarak genişleyen görünür/zahir bir gayretlerin âdeta membaı gibi Ramazan. Bu kavuşum, günün her anına yayılan ve her sene tazelenen o tanıdık atmosfer sayesinde. Belki baştan bu atmosfere duyduğumuz açlığı tam kavrayamıyoruz ama gün geçtikçe yaşanan manevi doyumla, Ramazan günlerinin geçip gitmesi karşısında hüzünleniyoruz.

Ramazan, manevi iyi hâllerimizle aramızda kısa sürede tazelenen sağlam bağlar kuruyor. Bu iyi hâllere sebep kitaba yöneliş, ilim ve okuma gibi gayretlerle aramıza Ramazan sonrasında genelde ihmale geldikleri için mesafeler giriyor, hevesler azalıyor, belki irade terbiyesi de gevşiyor.

Allah’ın yarattığı zaman akışında istikrar vardır. Tıpkı Yıl içinde dünya döngüsünü tamamlar ve yeniden başa döner. Allah’ın kullarına hediyesi olan kıymetli günler ve aylar da bu döngüde insanlık var olduğundan bu yana tekrarlanır durur. Geçen hafta bu tekrarın ne kadar değerli olduğuna ve güzelliklerin tekrarının temin edebildiği huzura değinmiştik.

İstikrar, insanın kendini terbiye edebilmesinin vazgeçilmezi. Zaman ise ibretlik bir istikrar abidesi. Bizi, terbiye konusunda eğitmekte bire bir.

Kim bilir, belki bu defa kazandığımız her güzelliğe ısrarlı/istikrarlı bir şekilde tutunabilir, iradenin terbiyesiyle aralanan iki dünya saadetinden de nasibimizi alırız.

Niyet hayr, akıbet hayr… inşallah.

***

Künye: Terbiye, Arapça Kökenli bir kelime olup istenilen şekilde yetişmesini sağlamak için bir kimseye gerekli bilgi ve nitelikleri kazandırma, eğitme; bu iş sonunda elde edilen ve kişinin davranışlarında, diğer insanlarla olan ilişkilerinde görülen ölçülü ve ince davranış biçimi; görgü, bilgi anlamına gelir (Kubbealtı Lügatı).