08 Eylül 2015

Terörün paydaşları; medya ve siyasiler

Bu çerçeveden bakınca; Dağlıca'da gerçekleşen kalleş terör eyleminin medyadaki kullanılış biçimi terör örgütleri ile medya arasındaki organik ilişkiyi açığa çıkaran fotoğrafı çizmiyor mu sizce de? Bir anlamda terörün medyadaki paydaşlarını deşifre etmiyor mu?

Kelimelerin boğamızımızda düğümlendiği bir gündeyiz…

Hakkari Dağlıca bölgesinde belli aralıklarla yerleştirilen 400 kiloluk C-4 tipi patlayıcının uzaktan kumanda ile patlatılmasıyla gerçekleşen terör saldırısındaki şehit sayısına dair bir açıklama bile yok...

Dağlıca Tabur Komutanlığı'ndan operasyona giden iki zırhlı aracın patlayıcıların hedefi olduğu bilgisi geliyor sadece.

Bilgi kirliliği tam da terör örgütü ve bileşenlerinin hedeflediği düzeyde.

Sosyal medya üzerinden yürütülen kampanya ve medyanın bakışı tam olarak terör örgütünü sevindirip ve arkasındaki karanlık elleri ovuşturacak türden.

-Asıl hedefi gizlemek için Erdoğan'a saldırdılar-

Bu kadar alçakça bir saldırıyı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir televizyon kanalındaki konuşmasını çarpıtarak, “400 vekil verilseydi bu şehitler olmazdı” şeklinde sunup terör örgütü ve arkasındaki güçleri hedef alacak tepkiyi, ülkenin Cumhurbaşkanına yöneltmekten daha büyük terör olabilir mi?

Terör örgütlerinin en büyük silahının, işledikleri cinayetler ve gerçekleştirdikleri katliamlardan çok, bu eylemlerin medyada sunum şekli olduğu biline biline, bu yönde bir yayının tercih edilmesi, terör örgütü paydaşlığının en net fotoğrafı değil mi?

Terör'ün bir çeşit propaganda yöntemi olduğu bilimsel bir gerçek. Demokratik yöntemlerle amaçlarına ulaşamayanların, oyun kurucularca vehmedilen gücü kanıtlamak için yöneldikleri bir reklam şekli olduğu biliniyor terörün.

Terör eylemi, ‘demokratik yollarla ulaşılması imkansız görülen hedefe yaklaşma propagandasının temel mantığıdır' diye öğretilir her gazeteciye. Bu çerçeveden bakınca; Dağlıca'da gerçekleşen kalleş terör eyleminin medyadaki kullanılış biçimi terör örgütleri ile medya arasındaki organik ilişkiyi açığa çıkaran fotoğrafı çizmiyor mu sizce de? Bir anlamda terörün medyadaki paydaşlarını deşifre etmiyor mu?

Sosyal medyanın gündemi esir aldığı bu süreçte, sosyal medya paylaşımları da bir medya işlevi görüyor. Siyasiler ve STK'ların da terörün paydaşı olup olmadığı sosyal medya hesaplarından paylaştıkları mesajlarında gizleniyor.

Şimdi bu tanımlar ışığında Dağlıca saldırısı sonrasında yaratılan algıya bir daha bakalım…

-Terörün ‘legal' bileşenleri-

Kalleş saldırıya yönelecek tepkileri ve toplumsal kenetlenmeyi tetikleyecek psikolojik atmosferi, Cumhurbaşkanının kullanmadığı bir ifadeyle, başka mecraya kanalize ettiler.

Kim bunlar?

-Medya ayağında, Hürriyet, Zaman, Bugün, Sözcü ve diğer “mütareke basını”…

Siyaset ayağında, sosyal medya paylaşımları ile Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu parti milletvekilleri ve PKK'nın meclis uzantısı HDP.

Bütün hepsi, demokratik yollarla Erdoğan ve AK Parti'yi göndermenin çaresizliğini PKK'nın Dağlıca'daki alçak saldırısı ile aşma paniğine kapılmıştı.

Terör eyleminin Erdoğan ve AK Parti'ye yönelen temel mantığına, bu saydıklarım hem haberleri hem de sosyal medya paylaşımları ile pervasızca ve mensubiyet saikiyle destek verdi.

AK Parti ve Erdoğan karşıtlarının, bu ikiliden kurtulmak için demokratik yöntemlerden ümidini kestiğini, 13 yıllık sandık testlerinden biliyoruz.

Buradan yola çıktığınızda, PKK'yı kullanan küresel merkezlerin içerdeki işbirlikçilerine, Dağlıca'daki alçak saldırının ‘aramızdaki' faillerine dair bir kuşku taşıyor musunuz hala?