05 Eylül 2017

Ters ayna

29 Ağustos Salı Günü yayınlanan “kurbandan çalınanlar”  başlıklı yazımla ilgili bazı sorularla karşılaştım. Yazıda geçen “kurban kesen insanlar ve onları gören çocukları savaşlarda ve büyük felaketler anında hem cesaretlerini hem de merhametlerini asla kaybetmeyecekler… Ne yüzlerine sıçrayan bir kan sebebiyle ellerinden silahları düşecek ne de kandan ve çıkan canın dehşetinden sarhoş olup müptezel bir caniye dönüşecekler” ifadesini, IŞİD, Boko Haram, El Kaide gibi örgütlerin kendilerinden olmayan Müslümanları bile öldürüyor olmasıyla çelişkili bulmuşlar.

Psikiyatri kliniklerine yatırılmış Sırp askerlerinin anlatıları üzerinden (fışkıran kanın ve çıkan canın dehşetinden bir tür hipnoza girerek emre itiraz edememe ve duygusal travmadan kurtulmak ve hadiseyi sıradanlaştırmak için kadın, çocuk, erkek demeden yeniden, tekrar tekrar bir daha öldürmeyle oluşmuş) bir tür panik canilikten bahsettiğim herkesçe anlaşılmamış. Ama bu söylediğim dışında ve bu ifadeyi vakıalarla çelişkili bulanların da anladığı biçimde, kurban kesmenin insan üzerinde doğasının ruhsal katmanlarına yayılan öfke ve şiddet duygusunu temiz ve koruyucu bir orta çizgide tutma misyonu var şüphesiz. Konu üzerine derinleşmek isteyenler için Merhum Profesör Ali Murat Daryal'ın “Kurban kesmenin psikolojik temelleri” adlı eseri ve çalışmasını işaret etmekle iktifa edelim. Zira burada benim dikkatimi çeken çok daha önemli bir maraz var; IŞİD, Boko Haram, El Kaide gibi örgütlerin varlığı üzerinden Müslümanların kendilerine, dinlerine, tarih ve coğrafyalarına ilişkin izahat oluşturmaya çalışmaları.

Bu durum, Auguste ve Louis Lumiêre Kardeşler, 1895 yılında Paris'te “Bir trenin gara girişi” adını verdikleri ilk sinema görüntülerini yayınladıklarında perdede gördükleri trenin altında ezilmemek için çığlık çığlığa birbirini ezen Fransızları getiriyor doğrudan aklıma. Ama itiraf etmeliyim yine de o hâlleriyle bile bizim kadar komik olamamışlar.

Bu örgütlerin batılı istihbarat teşkilatları tarafından kurulduğunu, başlarına bu tür operasyonlar için özel olarak eğitilmiş, sicil numarası ve maaş bordrosu olan elemanlarını yerleştirdiklerini, orta ve alt kadroları yine bu yapıların kontrol ettiği nizami ve devşirme saha elemanlarıyla doldurduklarını bilip bilip tekrar unutmak bize özgü bir mağluplar saplantısı olsa gerek. Uçak binaya çarptı, yüksek ısıdan binanın çelik konstrüksiyonlar eridi ve çöktü. Bak molozların içinden arap teröristlerin buharlaşmamış ve tozlanmamış plastik pasaportları çıktı. “Açıkla bakalım İslam alemi bunu niye yaptın” dediklerinde sadece gülmelisiniz. Açıklama yapmaya çalıştığınızda sadece maymunlaşırsınız. Öyle bir gülmelisiniz ki size ikinci defa aynı soruyu sormak yerine onlar da sizinle birlikte gülmeyi seçmeliler. Açıklama yapma sırası kendilerine geldiği için hiç susmamak isteyecekler.

Güya Müslüman olmuş Anglosakson ajanlarla, batı ülkelerinin hapishanelerinden özel anlaşmalarla çıkarılmış, uyuşturucu bağımlısı, sicilleri cinayet, tecavüz ve hırsızlıkla tıka basa dolu, imgeleme uygun olarak belirli etnisite kartelasından seçilmiş insan atıklarının ellerine Amerikan silahları verip tekbir getirterek coğrafyana salacaklar ve sen buna açıklama getirmekle mükellef olacaksın. Bu açıklamanın içinde onların yaralılarını hastanelerinde özenle tedavi edip sınır örgülerinin ardından yeniden örgüt mensuplarına teslim eden İsrail kesinlikle olmamalı. Somut gerçeğin keskinliği seni gayri ciddi bir komplocu yapar bayım. Sen açıklamaya İbn-i Rüşd'ten, Gazali'den Maturidi'den başla ki âlemin en sükseli şaklabanı olarak ciddiye alın, sesini ekranlardan duy, sözünü manşetlerde gör.

Milyarlarca dolarlık örtülü ama çıplak PR çalışmalarıyla, şehirlerinden ve sokaklarından ayartılarak kopartılan ve bu yapılara katılan bir avuç gencin ortak özelliğininse fıkıh yerine Batılılaşmış bir zihnin doğru-yanlış, adalet-intikam telakkisini içselleştirmiş olduğunu hiç düşünme. Kızılderili ya da zenci avlamak için safariye çıkan maceracı kolonizatör batılı beyniyle cihat yapmayı uman, ama karşısına tek seçenek olarak daha çok Müslümanı öldürmek çıkarılan beyinsizler için açıklama yapman gerekmez.

Ruanda'da hepimizin gözleri önünde üç beş ay içinde sekiz yüz bin insanı imeceyle öldüren İngiltere ve Fransa'da değerlerine, teolojilerine, uygarlıklarına ilişkin bir özeleştiri telaşı görüyor musun? Göremezsin çünkü sen kekeliyor ve sırnaşıyorsun! Orta Afrika sokaklarında Müslümanlar hâlâ, Hristiyan fanatikler tarafından sokaklarda yakılıyor ve bu durumun haber ajanslarındaki adı Orta Afrika'daki istikrarsızlık.

Ölürken bile katilinin yerine hesap veriyorsun ya! Arakan'da ölürken Suriye'deki katilinden, Suriye'de ölürken Irak'taki katilinden medet bekliyorsun ya! Eğlenceli bir kurbansın.