VF kat sol
VF kat sağ

11 May 2016

Tip beslenme ve eskatoloji

İslam müttebilerinin yaşamlarını bütün yönleriyle kapsayan yegane dindir.  Budizm ve Hristiyanlık gibi kulun sadece Ma'nevi yönleriyle ya da Hinduizm ve Yahudilik gibi kul için salt bir kanunlar manzumesi olmaktan ötedir.  Ve dahası İslam kulun nasıl yürüyeceğinden nasıl besleneceğine,  en detaylı konularda  dahi kulu yönlendirmekten geri durmaz.  Kısacası kulun hayatında İslam'ın ilgilenmediği zerre kadar bir alan yoktur. 

Kuran'a ve kutlu Nebi'nin uyarlarına baktığımızda  tarihin son dilimlerinin  Müslümanlar açısından gerçek bir kriz dönemi olduğunu görürüz.  İslam geleneği bu zaman dilimine ahir zaman demektedir. Ahir zamanda Müslümanlar derin bir krizde dünyevi imkanlarını ve tahakküm güçkerini Müslüman olmayanlar karşısında kaybetmiş güçlü bir  siyasal ve fikri kriz içindedir.  Bütün dünyevi ve manevi bilgi Müslüman olmayanlar tarafından yönetilir ve kendine Müslüman diyen kitleler dahi İslam'ın o 1400 yıllık geleneğinden kaçar dolayısıyla kriz derinleştikçe derinleşir.  İslam geleneği büyük krizin başladı bu andan kıyametin kopacağını kadar olan dönemi ahirzaman diye adlandırırken kendi teolojik kaynaklarından beslenen batı geleneği  bu döneme Eskatolojik dönem der. Bu dönemin nitelikleri ile ilgilenen bilim dalına ise Eskatoloji denmiştir.  İslam'ın Eskatoloji dair söyleme bütün dinler arasında en güçlü Söylem olurken modern dönemde bu bilimle ilgilenme seyrekliği ve de bu bilimin sadece bir ilahiyat alt dalı olarak görülmesi ülkemizdeki Eskatoloji tartışmalarını azaltmıştır. Konu bazen birkaç ilahiyat araştırmacısının ve de meraklıların gizem Avcı'sı televizyon programlarında ateşli tartışmalarından öteye geçmemiştir. Oysa Eskatoloji bir ilahiyat alttan olmazsa rağmen çok birimli bir sistemdir ve her şubesine dair modern ve geleneksel ilmin imkanlarından faydalanmaya muhtaçtır.  Bizler bu yazı serisinde İslam Eskatolojisinin tıp sağlık beslenme  konularındaki iddialarına dair fikirlerimizi kaleme alacağız. 

 Bu konudaki kaygımız tıp merkezi temel problemlerimize sadece modern yöntemlerle ve modem tartışmalar odağında çözüm arayanlara gelenek merkezli hatırlatmalar yapma isteğimizden kaynaklanıyor.  Çünkü bütün mevzularda kula çözüm sunan İslam elbetteki ahir zaman krizine de çözümler sunuyor, kuldan bir şuur bekliyor.  Deccal ve onun bilincinin temel olarak tıp ekseninde hareket ettiğini görmemiz özellikle biz Müslüman tıp araştırmacılarını ileri derecede şaşırtıyor. Kuran'ın gerçek fesat sahiplerinin ekin ve nesile taarruz edeceklerini bildirmesi mesleği beslenme danışmanlığı olan bizlere ne kadar önemli bir savaşın içinde olduğumuzu gösteriyor.  Bugün başlıca tarım üretimi yapan firmaların, büyük gıda üreticilerinin ve de arkalarındaki medya desteğinin devasa büyüklüğü ve her türlü uyarıya karşı kulak tıkamıştırları karşımızda mücadele eden gücün gerçekten bir ekin ve nesil ifsadı gayesi içinde olduklarını gösteriyor. Genetik bilimindeki ki muazzam ilerleme ve bu bilimin gayesinin insana hizmet etmek ötesinde yaratma iddiasına tutuşması korkutucu bir hal alıyor. Daha da ilginci akrep genli domatesler, insan tenli oyuncak bebekler ve hayvan geni almış bitki tohumları raflarda cirit atarken gıda ve niteliği ne sokağın, ne de televizyon ve gazetelerin ana konusu oluyor.  Tam da Kuran'ın ve kutlu Nebi'nin sav bizi uyanmış olduğu, müslümanların selde yuvarlanan bir yaprak tanesinden daha aciz okduğu bir durum. Bizler bütün bu yıkıcılığı yapıcılığa döndüremeyeceğimizin farkındayız lakin birkaç öğrenciyi, veya birkaç aileyi bu tartışmanın odağına çekersek rahmetten nokta kadar da olsa bir pay alacağımızı umuyoruz.