25 Haziran 2015

Toplumun Ahlakını Korumak Görevdir

Toplum olarak küresel bir dejenerasyon kıskacındayız. Doğu ile batı arasına sıkışmış toplumumuzu yoldan çıkarmaya çalışan nice güruh var. İçerdekiler yetmezmiş gibi içeriye dışarıdan destek kabilinden gelişler olunca durum ilginç boyutlara ulaşıyor.

İbadet ve kabahatlerde esas olan gizli olmasıdır. Zira Hz. Ömer'in gece Medine sokaklarında dolaşırken bir evden sesler gelmesi üzerine duvarın üzerine doğrulup, içeride içki içilmesini görmesi ve ev sahiplerini cezalandırmak istemesi üzerine yanındaki sahabenin kendisine mesken hakkı ihlalini hatırlatması nedeniyle, ev sahibinden özür dileyip orayı terk etmesi bunun açık delilidir. Günah ve ayıp olan kabahatin hiç olmaması istenir, ama İslam'da kimsenin özel mekânına girilemeyeceği ve gizlediği bir davranışa, başkasına zarar vermedikçe müdahale edilemeyeceği ve açıklanamayacağı için "yapan tarafından gizlenen kabahat, gizli kalır". Temel ilke budur.

Gizliliğin olduğu durumlarda ceza da uygulanamaz. Zaten İslam fıkhına göre suçlarda ceza verilmesi de şahitlik kurumunun sağlamlığına bağlıdır. Falan kes zina etti denebilmesi için dört şahit istenir. Bu şahitlerin de çevrelerinde güvenilir insanlar olması şartı koşulur. Yani amaç ceza vermek değil suçun işlenebilmesi durumuna karşı caydırıcılıktır. Ama kabahati işleyenlerin ahlak, namus, aile, haya ve düzen gibi durumları yok sayarak yaptıklarını ilan etmeleri ve bunu "Onur Yürüyüşü" payesiyle insanların gözlerine batırarak yapmaya yeltenmeleri ile birlikte toplumun gelenek, görenek ve inançlarına saldırmaları da Topluma savaş açmaktır. Savaş açanın tepkiden şikâyet etme hakkı da yoktur.

Sözde LGBTİ Onur Haftası kapsamında yapılacak faaliyetlere katılmak üzere Türkiye'ye gelen Boston Eşcinsel Erkek Korosu'na (Boston Gay Men's Chorus) Boğaziçi Üniversitesi ev sahipliği yapacağı ilan edilmiş durumda. 28 Haziran günü de İstanbul'un göbeğinde sözde  "Onur Yürüyüşü" adında bir yürüyüş yapacaklarmış.

Daha önce Zorlu Center'da yapılacağı ilan edilen bu sapkın programa gelen tepkiler nedeniyle Zorlu programı iptal etti. Fakat Boğaziçi Üniversitesi böylesi sapkın programa ev sahipliği yapmayı kendine onur addetti. Yani gizlenen bu hastalıklı sapkın düşüncenin ifşası için çaba sarf etmeye başladı. Devletin kademelerinden ve özellikle İstanbul Valiliğinden konuyla alakalı bir açıklama da gelmedi.

Bu ülkenin yönetim düzeni laik, seküler, demokrat vs. olabilir, ama kimse unutmasın ki bu ülkede yaşayanların kahir ekseriyeti Müslümandır, eşcinselliği ahlaksızlık olarak kabul eder, eşcinseller kendilerini açıklayarak namuslu ve onurlu insanların aralarına katılamazlar, yaptıkları "kabahat" yüz kızartıcı bir fiil olarak tiksinti ile karşılanır. Onlar toplumda vicdani mahkûmdurlar, zira ayet, hadis ve naslarla hareketleri yasaklanmıştır. Onlar iyileştirilmeleri gereken hastalardır.

Tedbir alınmadığı sürece önümüzdeki günlerde bu ahlaksız güruh, aile yapısına zarar vermek için, eşcinsel evlilik, daha çok hak talebiyle kamuoyunun karşısına çıkacaklardır. Batıdaki örnekler bize bunu göstermektedir. Hazır yeni Anayasa konuşulurken, birileri partilerini "Nuh'un gemisi" addedip bunları da içlerine almışken, bunlarda toplumun değerlerine karşı savaşı daha yüceltmek için ellerinden geleni yapacaklardır.

Toplum ahlakını hiç sayarak eşcinsellere, istedikleri mahiyette hak ve özgülük getiren yasalar çıkarma girişimleri zararlı sonuçlar da doğurur, bunun öncülüğünü yapacak Siyasi partiler kısa veya uzun vadede halkın teveccühünü kaybederler.

Böylesi ahlaksız bir girişime karşı, Meclisteki tüm partiler; Ak Parti, CHP, MHP ve dahi HDP karşı durmalı önce bu programın ve yürüyüşün iptalini sağlamalıdırlar. Bu toplumun onlara yüklediği sorumlulukların ilkidir. Aileyi korumak için çaba harcamayanlar, aile yapısından destek isteme hakkına sahip değillerdir.

Kendilerine "eşcinsel" deyip, gemi azıya alarak bu tür faaliyetlerini yapanlar, bu gün yaptıklarının mislini dahi daha yapsalar halkımızın genel ahlakını değiştirmeye güçleri yetmeyecektir. Ama bu düşünce devletin ve ilgililerin tedbir almasını engellememelidir.

Geç olmadan ilgilileri göreve davet ediyorum. Toplumun ahlakını korumak da bir görevdir, zira bu tür görevler beşeri yasalardan daha üstün olan Allah'ın emridir.

 

Ömer EVSEN

Twitter:@evsenomer