14 Aralık 2017

Türkiye'nin çocuk suçluları

Çocuk ve suç, yan yana gelmemesi gereken ve birbirine yakışmayan iki sözcük…

Çocuk deyince, sevgi, masumiyet, bereket, mutluluk, özgürlük kısaca güzel olana dair şeyler gelir aklıma.

Suç ise, karanlığı, kötülüğü, acımasızlığı, kuralsızlığı, cezayı ve mahkûmiyeti çağrıştırır.

Fark edilmeyen, gözden kaçan, yok sayılan güzel ülkemin masum suçluları.

Türkiye'nin Çocuk Suçluları!

Türkiye İstatistik Kurumu'nun yaptığı araştırmaya göre, 2016 yılında 333.435 çocuk hakkında suç teşkil eden çeşitli fiiller yüzünden güvenlik birimlerince işlem yapıldı. Aynı rakam 2010 yılında 188, 044 idi. Ne yazık ki son altı yılda güvenlik birimlerince hakkında işlem yapılan çocuk sayısında yaklaşık %80 düzeyinde bir artış söz konusu. Bu çocukların bir kısmı mağdur olduğu için bir kısmı ise suçlu olduğu için hakkında işlem yapılmış çocuklar.

Aynı araştırmaya göre; 2016 yılında suça sürüklenme (suç işleme) nedeni ile güvenlik birimlerince 108 bin 675 çocuk hakkında işlem yapıldı. Bu çocukların %36,1'ine yaralama, %23'1'ine hırsızlık, %10'una 5682 Sayılı Kanun'a muhalefet, %5,5'ine uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak, %3,5'ine cinsel suçlar, %3,4'üne mala zarar verme, %3,3'üne ise tehdit suçu isnat edildi.

Ülkemizde bir yılda suça bulaşan çocuk sayısı ne yazık ki pek çok Avrupa ülkesinde bir yılda doğan çocuk sayısından daha fazla. Örneğin, Finlandiya'da 2016 yılında doğan çocuk sayısı 58.814, Danimarka'da 59.640, Bulgaristan'da 67.070, Macaristan'da 91.758.

Çocuk Suçluluğunun Nedenleri?

Çocukların suça bulaşmasının tek bir nedeni yok elbette. Konuyu bütüncül bir bakış açısıyla ele almak mevcut durumu daha doğru okuyabilmemizi sağlar.

İçinde bulunduğumuz modern çağda topluma yararlı ve güzel ahlaklı bir çocuk yetiştirmek geçmiş yıllara göre oldukça zorlaşmış durumda. Ne yazık ki, bugün çocukluk ve çocuklarımız daha önce hiç olmadığı kadar büyük tehditlerle karşı karşıya.

Çocuk suçlular üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde, çocuk suçluların büyük bir bölümünün ortak noktası aile içi şiddet görmeleri. Yani ailesinde şiddeti bir hak arama ya da iletişim biçimi olarak öğrenen çocuk, bu olumsuz davranışı kendi hayatına aktarıyor. 

Yine anne babaların ilgisiz tavırları, olumsuz ebeveynlik tutumları, zararlı alışkanlıkları (alkol, uyuşturucu madde gibi), olumsuz çevre koşulları ve suça bulaşmış aile bireyleri çocuk suçluluğunun olası nedenleri.

Çocuk suçluluğunun önemli nedenlerinden birisi de medya. Medya da çocuklara birer kahraman gibi takdim edilen, olumsuz karakterler çocuklar tarafından model olarak görülebiliyor. Gençlere yönelik dizilerin çoğunda okulu asan, öğretmenlere saygısızlık yapan, öğrenciliği hobi gibi gören ve anne babasına asi tipler öne çıkarılıyor.

Olumsuz akran etkisi çocuk suçluluğunun başka bir nedeni. Özellikle ergenlik döneminde bir gruba dâhil olmak ve kabul görmek çok önemli. Dolayısıyla çocuklar sırf bir grubun içinde yer almak için bile zararlı alışkanlıklardan tutun da suça karışmaya kadar pek çok olumsuz şeyi gerçekleştirebilirler.

Çocuk suçluluğunun en önemli nedenlerinden birisi ne yazık ki zararlı alışkanlıklar ve madde kullanımı. Son araştırma sonuçları ülkemizde madde kullanım yaşının 11'e kadar düştüğünü gösteriyor. Madde bağımlısı bir çocuk her türlü suçu işlemeye açık hale gelmektedir.

Peki ya çözüm?

Çocuk suçlarıyla mücadele etmek için öncelikle anne babaları eğitmek ve bilinçlendirmek gerekir. Çünkü çocuğu yetiştiren kurum aile.

Çocukların her türlü zararlı maddeye ulaşımı engellenmelidir ve kararlı bir mücadele ortaya konmalıdır.

Okullar “değerler eğitimi” ve “ahlak eğitimi” gibi konulara önem vermeli ve akademik başarının yanında ahlaklı öğrenciler yetiştirmeyi de amaç edinmelidir. Değer ve ahlak eğitiminin çocukların zararlı alışkanlıklarını ve okul terklerini engellediğine dair araştırmalar mevcut.

Tüm medya araçları çocuklar için kötü örnek olabilecek içeriklerden ve karakterlerden arındırılmalı ve kontrol edilmelidir.

Çocuklar milletlerin İstikbalidir!

Çocuklar milletlerin istikbalidir. Çocuklar ilmi ve ahlaki yönden sağlıklı gelişirse, milletlerde kalkınır ve güçlenir.

Bugün bilim, sanayi, sağlık ve teknoloji gibi pek çok alanda gelişmiş ve kalkınmış ülkelere bakıldığında bu ülkelerdeki en büyük yatırımın çocuklara yapıldığı rahatlıkla görülebilir.

Yarının dünyasında var olacak, güçlü olacak ve söz sahibi olacak ülkeler, çocuklarına sahip çıkan, onların madde ve mana boyutunu destekleyen ve bu kıymetli kaynağı koruyan ülkeler olacaktır.  

Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı koruyalım ki milletimiz ve devletimiz yarın da var olsun…