27 May 2015

Türkiye'nin G'lerle imtihanı!

İnternet yaygınlaştıkça hayatımızı e'ler işgal etmişti. Mobilleşen sanal hayat şimdi de g'lerin istilası altına sürüklüyor. Bakalım g'den sonra neyle tanışacağız?

 

4G-5G tartışması, yoğun seçim süreci nedeniyle gündemde yeterince yer bulamadı. Bu önemli meselenin çok boyutu var ve mutlaka ele alınması gerekiyor.

 

Konuyla ilgili tartışmayı başlatan kişi, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Orhan Öğe. "4G'yle hiç zaman kaybetmeyelim. O zaman, 3G'de 2 yıl daha sabredersek, 5G'ye geçeriz. Aksi takdirde 4G'ye geçersek, Türkiye çöplük haline döner" cümleleriyle, tartışmaya Cumhurbaşkanı Erdoğan'da katıldı.

 

Biraz geriye giderek ihale süreci ve tartışmanın nedenlerini analiz etmekte yarar var. Bir bürokrattan beklenmeyen cesaretle tepki gösteren Orhan Öğe'nin belirttiğine göre; Aselsan, Netaş ve Argela firmaları, ULAK projesi kapsamında, tamamen yerli imkanlarla, yerli 4G baz istasyonu üretimine başlar.

 

Yerli 4G baz istasyonlarının testleri için Turkcell, Avea ve Vodafon'la mutabakat antlaşması yapılır.  Bu mutabakata göre, 2015'in sonuna kadar testler tamamlanacak, 2016 sonuna kadar da ihale süreci bitirilerek. 1 Ocak 2017'de de 4G hizmeti verilmeye başlanacaktır.

 

Ancak devreye "karanlık" eller girerek, yerli üretimin önünü kesmek ister. Bu girişim sayesinde Türkiye 5 milyar dolar kaybedecektir. Daha da önemlisi, OTT servislerinin takibi güçleşecektir. Yani gerektiğinde devlet, internet datası üzerinde yapılan kriptolu sesleri takip edemeyecektir.

 

Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK), 2016'da yapılması planlanan ihaleyi bir yıl öne alarak, 26 Mayıs'ta yapacağını açıklar. Orhan Öge ve Erdoğan'ın çıkışı, ihalenin 26 Ağustos'a ertelenmesine yol açtı ise de, BTK'nın yangından mal kaçırırcasına aceleyle yapmak istediği 4G ihalesi, muhtemelen 26 Ağustos'ta da yapıl(a)mayacak.

 

İddialara göre ihale öne alınarak, hem yerli üretim baltalanmış oluyor, hem de veri güvenliği engeli aşılıyordu. Müsteşar yardımsı Öğe'ye göre, BTK hem görevini ihmal ediyor, hem de zorunda olduğu halde, 2008'den buyana gelirlerinin yüzde 20'sini teknolojik gelişmeye ayırmıyordu.

 

Açıktan söylenmese de, kulislere yansıyan bilgiye göre devletin bütün kritik noktalarını, iş dünyasını, sivil toplumu, siyasetçileri, hâkim ve savcıları, sivil ve bürokratları dinleyerek şantajlar yapan paralel yapı da ihalenin öne alınmasında rol oynamıştı.

 

Zaman gazetesinin "Cihan" mahreçli haberine göre, BTK, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Orhan Öğe'yi kınamaktaymış hatta dava bile açacakmış. Paralel medyanın hadiseye yaklaşımı incelendiğinde, son gelişmelerden rahatsız oldukları görülür.

 

Görünen o ki, ihale ilk planlandığı gibi 2016'da olacak. Fakat mesele sadece ihalenin tarihinden ibaret değil. Bu yüzden konunun pek de dile getirilmeyen yönlerine biz temas edelim.

 

İnternet datasını 10 kat hızlandıracak olan 4G baz istasyonları çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Fakat 10 kat hızlandıracak dediysek hemen heyecanlanmayın. Zira hiçbir şey pazarlandığı gibi olmuyor. Çünkü biz hâlâ gerçek 3G'yi bile kullan(a)mıyoruz.

 

BTK, operatörlere, ses ve 3G hizmetini Türkiye'nin her noktasına götürme şartı getiriyor. Oysa 4G'ye geçtiğimizde bu kural geçerli olmayacak. İhaleyi kazanan şirket nereyi ticari bulursa oraya, -yani keyfine göre- götürecek. Böylece ülkenin her yeri kapsama alanı içinde olmayacak. Bu gerçeği bilmeden, 4G'li cihaz alanlarda boşa para ödemiş olacaklar.

 

Kablosuz -ses- haberleşme teknolojisinin ilk hali 1G iken, 2G sayısal temelli ses teknolojisidir. 3G ise ses, internet verisi ve görüntünün bütünleşmiş halidir. Teknolojinin yepyeni bir boyut kazanması olan 4G ise, uçtan uca IP tabanlı kablosuz mobil internet teknolojidir. Yani 3G'de asli unsur ses iken, 4G'de asli unsur İnternet... 5G ise 4G'nin daha gelişmiş hali...

 

Türkiye kendi baz istasyonunu yapabilir mi? Bunda ne şüphe. Üstelik yaptı ve test ediliyor. O halde, ithal etmek düpedüz ahmaklık. Türkiye ahmaklık yapmak istemedikçe "yeni Türkiye"yi istemeyen bazı çevrelerin tekere taş koyması da normal.

 

4G'leri kendimizin yapması istihdamı artırır, kaynaklar dışarı gitmez, cari açık artmaz, güvenlik sorunu en aza iner, yerel yatırımcı gelişir ve hatta bu ürünlerin ihracatı bile yapılarak gelir sağlanır. Ancak ithalattan para kazanan veya yabancılarla işbirliği içinde veri hırsızlığı yapan Türkiye düşmanları çeşitli dalavere peşindeler...

 

Türkiye'nin fiber alt yapı sorunları, 4G ve 5G'nin önündeki engeller, WhatsApp gibi OTT (Over the TOP) servislerinin yaygınlaşmasının yol açtığı güvenlik riskleri ve Türkiye'ye her yıl kaybettirilen milyar dolarlara temas edecektik ama yerimiz yine bitti. İnşaallah bu konuya devam edeceğiz.

 

twitter.com/cankemalozer