09 Haziran 2015

TÜRKİYE'YE RAHAT BATTI!

Olan oldu, billur cam kırıldı. Ak Parti % 9 oy kaybetti. Bu oranın % 3'ü MHP'ye, % 6'sı HDP'ye gitti. Ak Parti işte bu iki uçta duran insanları ikna etmişti, o yüzden kaybedilen öyle basit bir şey değil kimse kendini kandırmasın. İki ayrı, birbirinden hoşlanmayan, belki de nefret eden MHP ve HDP'li iki insan düşünün, bu iki ayrı dünyayı bir araya getirmeyi başarmıştı Ak Parti. Şimdi ikisi de yok!

MHP'ye giden oylardan başlayacak olursak, bunu hiç de MHP'nin muhalefet başarısı olarak görmüyorum. Medyanın HDP'ye gaz vermesinden korkan, milliyetçi refleksleri güçlü seçmenin içgüdüsel bir savunma olarak MHP'ye yöneldiğini düşünüyorum. Hele İstanbul demek, Türkiye demek gerçeğinden hareketle İstanbul'da HDP'nin MHP'yi geçmiş olması, aslında MHP kurmayları için tam bir başağrısı/izah bekleyen/savunma verilmesi gereken bir başarısızlık halidir.

İstanbul özelinde Ak Parti de başarısız bir tablo ile karşı karşıya. Mevcut ve bir önceki İstanbul il yönetimin özeleştiri yapıp, bu tablonun hesabını vermeli. 

CHP seçmenini tebrik etmek lazım.  Yerinden sadece 0.8 milim oynadı. Ana akım medyanın bütün baskısına rağmen HDP'ye CHP kitlesinde yoğun bir kayma yaşanmadı. Reklam kampanyalarını seyrederken söyleneni hep tersten "HDP'ye oy verebilirim ben" şeklinde dinliyordum. Ama atadan deden CHP'li kitle sağlam durdu, geçmişi hatırladı ve eli gitmedi onlara oy vermeye. Buradan şu da çıkıyor, kendi medyasının pohpohlamalarına, yıkama yağlamalarına inanmadı. CHP'li seçmen kendi algısıyla oynanmasına izin vermedi, buna sevinmek lazım!

HDP'ye oy veren müslüman kürt seçmene ise "vaesefa" başta olmak üzere söylenecek çok şey var. Ah güzel kardeşim ne ettin? Eşcinsel evliliği vadeden, dinle/diyanetle böylesine alay eden bir partiye oy verdin, emin ol bunun maddi manevi bir vebali olacak. Ağlamak için omuz aradığında "bana gelme" diyeceğim ama inancım buna el vermiyor. Ak Parti doğu ve güneydoğuda, bölgenin nabzını tutamayan adaylarla seçime gitmenin bedelini ağır ödedi. Bölgede ağırlığını HDP'ye kaptırdı. Oluşan tüm menfi iklime rağmen bölgenin sevilen sayılanları arasından sağlam adaylar çıkarsaydı sonuç böyle olmayabilirdi.

Bu seçimin bir başka kaybedeni de cemaat/paralel yapı olmuştur. İstanbul ve birçok ilde bağımsız adaylarla seçime giren cemaat tam bir hezimete uğramıştır. 17 milyon nüfuslu İstanbul'da cemat adaylarının toplam aldığı oy 75 bini bile bulmadı. Kendisini dev aynasından gösteren cemaatin İstanbul'da anası/ babası / danası bu 75 bin rakamının içinde.

Ak Parti cephesinden gelen ilk açıklamalar koalisyona sıcak bakıldığını gösteriyor. Ancak bana göre Ak Parti bu pozisyonuyla yanlışın en büyüğü yapıyor. Kısa vadede Türkiye'nin hayrına görünen tutum,  uzun vadede hem Ak Parti'ye hem de Türkiye'ye kaybettirir.

Şimdi bu tatsız tablo hepimizi endişeye sevk ediyor. Gergin bir yaz geçireceğimiz muhakkak. Bahçeli ve Demirtaş'ın seçim sonrasındaki Ak Parti ile koalisyon kurmama kararları gayet doğru ve yerindedir. Bütün koalisyon ihtimallerini düşününce karşımıza hep bir frankeştayn çıkıyor. Milli Savunma Bakanı Selahattin Demirtaş, kulağa nasıl geliyor? Bir önceki yazıda koalisyona ihtimal vermemekle yanılmış oldum. Ama böyle tablo ortaya çıkarsa ne diyeceğimizi de yazmıştık zaten; tekrarlayalım "Allahım bana rahat batıyor" diyerek oy veren başta kürt seçmen olmak üzere bütün seçmenlere  7 Haziran sonuçları hayırlı olsun, "Madem böyle bir karar aldın, müstahaksın başına geleceklere..."