25 Nisan 2017

Türkiye’yi uçuruma götüren Borca Dayalı Para Sistemi

Türkiye 16 Nisan'da kritik bir eşikten daha geçti. Yeni süreçte elde edilmiş siyasal güç, yeni bir toplumsal yapılanma alanı oluşturmalı. Bunun en önemli ayağı da artık söylemlerin bittiği, eylemlerin zorunlu olduğu, toplumun her kesimine sirayet edecek yeni bir ekonomik yapılanma ile olacak. Bu yeni yapılanma mevcut borca dayalı para sistemi olmamalı.

NEDİR BU BORCA DAYALI PARA SİSTEMİ?

Liberal politikalar uygulanarak, iktisadi işgallerin gerçekleşmesi için işletilen bir para sistemi. Kurgusu borç üzerine.  Türkiye'deki ekonomistlerin  bilmediği, bilenlerinde yazdığı köşe yazısından beslenme biçiminin zeval görmesinden endişe ettiği için ifade edemediği, üniversitelerde öğretilmesi asla gündeme gelmeyen, iktisadi çözümsüzlüğün sürdürebilir bir nitelik kazanmasına neden olan ve hali hazırda uygulanan parasal sistem borca dayalı para sistem. Buna kısaca BDPS denilir.

Para üretim biçimi... Devletin, dolayısı ile seçilmiş  iradenin elinin kolunun bağlandığı, millete hizmet ettirmeyen bankaların,  ekonomi ilahlığını ilan ettiği sürekli borçlandıran para sistemi...

Hiç kimseye hesap vermeden, bankanın kasasında parası olmasa da, bankaların sadece basit bir  muhasebe kaydı ile para YARATARAK kredi verme sistemi...

İnsanların mallarına el koymak için, bugüne kadar siyasal istikrarsızlıklardan istifade edilerek, kanunî alt yapısı hazırlanan, ekonomiyi tamamen kontrol eden faizci bir para kredi sistemi... Bütün milletimizi borçlandıran, toplumumuza sosyal adaletsizliklerin ve patlamaların her yönünü yaşatan, siyasal çatışmalar imajını oluşturarak, sorunun siyasal olduğu,  kendisini kamufle eden şeytani düzenek faizci para kredi sistemi...

T.C Devletinin 2016 Genel bütçesi 570,5  milyar TL iken, bankalarda 101 bin insanın mevduatı 656,5 milyar TL olmasını sağlayan faizci para kredi sistemi...

Tüm mal ve hizmetleri, paranın sahibi olarak kredi ile kontrol eden bankaların, işlettikleri sistem borca dayalı para sistemi. Seçilmiş irade sisteme dokunduğunda, ekonomiyi batırmakla tehdit eden, devleti her hafta borçlandıran, peşinen milletten bütçe açığı ile faiz alan, kendilerine çok güç vehmedilen faizci para kredi sistemi. Müslüman Türk toplumunun İlahı (c.c.) ile savaşan bir para kredi sistemi...

Bu sistemi ayakta tutan faizcilere oluşturulmuş güven ortamı. Onun için faizci yapı kolları bankalar olmadığı halde para sanal üretip reel faiz elde edebilmekte. Bunun için kredi talep edilmesi yeterli.

Döngü borçla başlar. Borçla devlet ve millet  kontrol edilir. Bu borçlandırma süreklidir ve faiz üretir. Devlet başta olmak üzere, üretim kabiliyeti olan tüm firmalar sürekli borçlanmaya dâhil edilmiştir.

Halk kredi kartları ile zehirlenmiş, sonra ihtiyaç kredileri ile tam bir modern köle haline dönüştürülmüştür. Toplum bireyselleştirilerek, kendi sorunlarıyla uğraştırılıp, bu konudaki toplumsal haklı olacak itiraz hareketleri  engellenmiştir.

Zulmün devam ettirilmesi için bütün kanuni alt yapılar hazırlanmış, hâkimimizin, savcımızın, polisimizin eli kolu bağlanmıştır. Ama 16 Nisan'da bağımsızlığı devlete dikta ettirilen Merkez Bankası'na karşı “Bende bağımsızım” diyen iradenin önü tamamen açılmıştır.

Borca dayalı para sisteminin sürdürülmesi kanun yapıcılar tarafından oluşturuldu. Kaldırılması da siyasal bir güçle olacaktır. Mevcut yeni siyasal yapı işte bunun için son derece önemlidir. Faizci ekonomik yapının dönüştürülmesi için siyasal hiç bir engel artık yoktur. Bu zulmün sürdürülmesi milli iradenin tecelli etmediğinin göstergesi olacaktır.  

Mevcut parasal borca dayalı  döngü ile özel şirket olan Merkez Bankası ve ekonomi ilahlığını ilan etmiş  bankalar,  devletimizi ve milletimizi ne kadar daha sömürecek?  Bankalar millet ve devlet üzerinde iktisadî bir işgal gerçekleştirmekte. Artık buna müdahale şart. Aksi halde kurulu düzen borca dayalı para sistemi  sürdükçe,  bankalar güçlenecek devlet ve millet güç kaybedecek.

TABAN EKONOMİSİ

Mevcut siyasal yönetim biçiminin değişikliği, ekonomik sorunların çözümünde ne gibi katkısı olacak?

Geçirdiğimiz bu siyasal yapının yönetim değişikliği sürecinde, yönetimin en önemli sınavı borca dayalı bu para sisteminin kaldırılması olacak.  Bunun birden olmayacağını biliyoruz. Bu faizci para kredi sistemini bir ahtapota benzetirsek, kollarını tek tek koparmak lazım. Ahtapotun saldırgana dönüşmemesi için morfin verilmesi lazım.

Mevcut  bürokrasinin üst karar organları ne bunu yapacak yüreğe sahip nede bu bilgiye. Milleti faiz düzeninden kurtaracak, sistem kuracak ekip lazım. Türkiye'nin bölgesinde güçlü bir ülke konumuna gelebilmesi için güçlü bir ekonomiye  ihtiyacı var.

Güçlü bir ekonomi, zengin bir milletin gücü ile olur.  Zengin bir millet, üretimi tabanda gerçekleştirecek, parasal yeni bir yapılanmayla tabanda inşa edilen bir üretim modellemesiyle olacak. Kredi faiz tuzağı ile halkı sömürerek güçlenen yabancı ve yerli  bankalarla değil. Bankaları güçlendiren, halkı ve devleti zayıflatır. Mal ve hizmetlerin üretimini bankalara bağımlı hale getirten tüm kanuni düzenlemeler yeniden gözden geçirilmeli. Yeni Türkiye için yeni ekonomik şart. Bu da ancak tabanda başlayan ‘TABAN EKONOMİSİ'dir.

İnsan, bilgi ve para yönetimi son derece önemlidir. İnsan bilgiyi üretir, bilgi parayı kazandırır. Hattı zatında para bir bilgi ürünü. Parayı kontrol eden, bilgiyi de, bilgiyi üreten insanı da kontrol eder. Parayı kontrol edemeyen bir devlet, parayı kontrol edene bağımsızlığını teslim etmiş olur. Kendi parasını basamayan bir devlet otoritesini borçlanarak kaybeder. Artık devlet, milleti ile bütünleşerek  iktisadi işgale karşı, para kredi sistemini değiştirerek adım atmak zorunda.

Tek bayrak, tek millet tek vatan tek devlet ancak TEK PARA ile mümkün. Bu da corca dayalı para sisteminin (BDPS) lağvedilmesiyle mümkün olur.