Ukrayna ve Kırım Karadeniz ve batıya açılan fay hattı
Rusya’dan sonra Sovyetler Birliğinin en kalabalık ve en önemli cumhuriyeti Ukrayna’dır. Ukrayna, tarihin çeşitli zamanlarında bağımsız olsa da, modern çağın büyük kısmında Moskova tarafından yönetilen bir siyasi oluşumun parçası olmuştur. Bu konudaki belirleyici olay, 1654 yılında Polonya yönetimine karşı başlatılan ayaklanmanın Kazak lideri Bohdan Hmelnitski’nin Polonyalılara karşı yardım etmesi karşılığında çara bağlılık yemini etmeyi kabul etmesidir. O zamandan 1991 yılına dek, 1917-1920 yılları arasındaki kısa süreli bir bağımsız Cumhuriyet dönemi dışında, günümüz Ukrayna toprakları siyasi olarak Moskova tarafından yönetildi.
Bununla
birlikte Ukrayna iki farklı kültürü barındıran ayrık bir ülkedir. Batı ile
Ortodoksluk arasında yer alan medeniyete dayalı fay hattı Ukrayna’nın tam
ortasından geçmektedir ve bu yüzyıllarca böyle olmuştur.
Geçmişte
Ukrayna’nın batısı zaman zaman Polonya’nın, Litvanya’nın ve Avusturya
Macaristan İmparatorluğunun bir parçası oldu. Nufusunun büyük bölümü, Ortodoks
Ritüeller uygulayan ama papanın otoritesini de tanıyan Uniat Kilisesi’ne
bağlıdır. Batı Ukraynalılar tarihsel olarak Ukraynaca konuşurlar ve görüşleri
oldukça milliyetçidir. Doğu Ukrayna halkı ise ezici bir çoğunlukla Ortodoks’tur
ve büyük oranda Rusça konuşur.
Eğitim dili
Rusça olan Kırım’da nüfus büyük oranda Rus’tur ve 1954 yılında Kruşçev,
Hmelniski’nin 300 yıl önce verdiği karara uygun olarak Kırım’ı Ukrayna’ya
devredene dek yarım ada Rusya Federasyonu’nun bir parçası olarak kaldı.
Doğu Ukrayna
ve batı Ukrayna arasındaki farklar, halklarının tutumlarında kendini açıkça
gösterir. Doğu-Batı ayrımı Temmuz 1994 teki başkanlık seçimlerinde çarpıcı bir
şekilde ortaya çıktı. Rus liderlerle yakından yürüttüğü çalışmalara karşın
kendini milliyetçi olarak tanımlayan görevdeki başkan Leonid Kravçuk, Batı
Ukrayna’nın on üç eyaletinden kiminden yüzde 90’ı aşan bir çoğunlukla oy aldı.
Seçim kampanyaları sırasında Ukraynaca konuşma dersleri alan diğer aday Leonid
Kuçma da Doğudaki on üç eyalette benzer bir oy çokluğu sağladı ve toplam
oyların yüzde 52 sini aldı. Bu seçimle Ukrayna halkının çoğunluğu,
Hmelnitski’nin 1654 yılında yaptığı seçimi onaylamış oluyordu.
Aynı zamanda
bu seçim ile Batı Ukrayna’daki Avrupalılaşmış Slavlar ile Rus-Slav vizyon’u
arasındaki bölünmeyi yansıtmış, hatta apaçık hale getirmiştir. Bu bölünme etnik
bir kutuplaşmadan çok farklı kültürlerden kaynaklanmaktaydı.
Bu
bölünmenin bir sonucu olarak Ukrayna ile Rusya arasındaki ilişkiler şu üç
yoldan biri doğrultusunda gelişebilirdi. 1990’ların başlarında bu iki ülke
Arasında Nükleer silahlar, Kırım, Ukrayna’daki Rusların hakları, Karadeniz
Filosu, ekonomik ilişkiler, Enerji hatları gibi hayati önem taşıyan meseleler
vardı. O gün bile pek çok insan silahlı bir çatışma çıkmasının olası olduğunu
düşünüyordu. Öyle ki Ukrayna’nın Bazı batılı müttefikleri Rusların
saldırılarını önlemek için Ukrayna’nın nükleer silahlara sahip olmasını destekler
olmuştu.
İkinci ve az
çok daha olası yol Ukrayna’nın fay hattı boyunca iki ayrı bölgeye bölünmesi ve
doğudakinin Rusya’yla birleşmesidir. Yüzde 70 i Rus olan Kırım Halkı Aralık
1991 Referandumunda Ukrayna’nın Sovyetler Birliğinden ayrılıp bağımsızlığını
ilan etmesini desteklemişti. Ayrıca Mayıs 1992’de Kırım Parlamentosu Ukrayna’dan
ayrılıp bağımsızlığın ilan edilmesi yönünde karar aldı ve ardından Ukrayna’dan
gelen baskılarla bu kararı geri çekti. Ocak 1994’te Kırımlılar seçim
kampanyasında ‘’Rusyayla birlik’’ propagandası yapan bir başkan seçince Bu
durum akıllara şu soruyu getirmişti; Dağlık Karabağ ve Abhazya gibi olma sırası
Kırım’da mı olacaktı? Bu sorunun cevabı Hayır oldu. Zira Kırım’ın yeni Başkanı
Bağımsızlık konusunda Referanduma gitme kararından vazgeçip bunun yerine Kiev
hükümetiyle müzakerelerde bulunacaktı. Fakat Mayıs 1994 te, Kırım Parlamentosu
Kırım’ı Ukrayna’dan fiilen bağımsızlaştıran 1992 anayasasının yeniden yürürlüğe
konulmasını onaylayınca sorun yeniden alevlense de iki ay sonraki seçimlerde
Rus yanlısı Kuçma’nın Ukrayna Başkanı olarak seçilmesi Kırımlıların ayrılma
isteğini dizginledi.
Ne var ki
söz konusu seçimler Ülkenin Batı kesiminin Rusya’ya daha da yakınlaşan
Ukrayna’dan ayrılması olasılığını doğurdu.
Bölgenin tarihi
ve siyasi gündeminde hep var olan Ukrayna ve Kırım meselesi Karadeniz ve batıya
çıkan önemli bir fay hattı oluşturmuş ve zaman zaman hareketlenerek kısmi
tahribatlar yapsa da bu gün gelinen nokta sadece Rusya-Ukrayna arasında bir
çatışma değildir.
Yakın
tarihsel süreçte asla durulmayan Rusya-Ukrayna fay hattının bugün harekete
geçmesi beklenen bir durum olmakla beraber, Ukrayna da bulunan Nükleer
Reaktörler ve silahlar, Enerji hatları ve jeopolitik olarak Ukrayna’nın konumu
hem Batı hem de Rusya açısından Kurulacak yeni dünya düzeninde Orta doğudan
sonra en ciddi bedellerin ödeneceği yer olarak tarihe geçecektir.
Vesselam.