Üst solunum yolu enfeksiyonları

Kış mevsimi ile birlikte iltihaplı hastalıklarda (enfeksiyonlarda) önemli düzeyde bir artış var. Bu yüzden hastalanmadan önce bağışıklık sistemimizi güçlendirmek gerekiyor. Metabolizmamız ne kadar güçlü olursa virüs ve bakterilerle savaşta, vücudumuz daha dirençli olur.

Hastalıkların nedenine gelince kısaca; bedensel, ruhsal ve zihinsel olmak üzere üç nedene dayanır. Siz çok sağlıklı beslenebilirsiniz fakat ruhsal ve zihinsel alanlarda sorunlar yaşıyorsanız bağışıklık sistemi zayıflar ve kısa sürede hastalanabilirsiniz. Virüsler vücudumuza girdiğinde illa da sempotoma dönüşecek diyemeyiz. O virüsün sizi hasta etmesi için ilahi bir mesajın gelmesi gerekir. Kısaca bedenimizi gıdalarla beslerken aynı zamanda ruhumuzu da aç bırakmamalıyız.

Bizler her zaman olduğu gibi eksik veya yanlış beslenme ile fabrika ayarlarımızı bozuyoruz ve bunda da ne hikmetse ısrar ediyoruz. Az su içiyoruz, rafine edilmiş besinleri tüketiyoruz, stresli bir hayat sürüyoruz vb. Bunlara bozulan sebze ve meyveleri de eklersek durum içler acısı bir hal alıyor değil mi? Kış mevsiminde özellikle c vitaminini bolca almanızı öneririm. Doğru olmakla beraber eksik. Buna rağmen neden hasta oluyoruz? Öncelikle sizlere güçlü bir metabolizma için gerekli malzemelerin listesini vereceğim.

Sabahları mutlaka bir adet köy yumurtasını ister tavada, isterseniz de haşlanmış şekilde tüketin (kayısı kıvamında olmalı). Bir yemek kaşığı kadar köy tereyağı (D vitamini, A vitamini), bir kâse ev yoğurduna bir yemek kaşığı rüşeym, bir tatlı kaşığı yulaf kepeği karıştırıp yemeniz yeterli, Fakat şu siyah çayı bırakın. Onun yerine hibiskus ve kuşburnu çayını bolca içiniz. Yoksa bu harçtan beton olmaz efendim.

Enerjisi olan suyu bolca ama günde en az 2 litre içmelisiniz. Bu içtiğiniz suyun bir bardağına da bir çay kaşığı kadar da karbonat ilave edip içerseniz harika olur. Yeryüzünde kimyasal olup da hiçbir yan etkisi olmayan tek faydalı kimyasal üründür.

Bu tedbirlere rağmen hasta olduysanız yapılacaklar ise; Günde üç bardak içilecek çay tarifini vereceğim. Hibiskus ve kuşburnu çayına her zamanki gibi devam edin. Zira bu çay c vitamini açısından çok zengindir. Gülhatmi, mercanköşkü, zencefil, karanfil, tarçın, ekinezya, havlıcan, kekik, eşit miktarda alınıp bu bitkileri aldığınız yerde homojen bir şekilde öğüttürün. Veya demlikte demleyecekseniz öğütmenize gerek yok. Hepsinden birer tutam alıp demleyebilirsiniz. Sıcak su dolu her su bardağına bir tatlı kaşığı bitki çayından ilave edip beş dakika sonra süzüp içiniz. Demliğe de yapsanız mutlaka beş dakika sonra süzün. Bademciklerde enfeksiyon sebebiyle şişme ve ağrı varsa, ebegümeci bitkisini akşamdan soğuk su dolu bir su bardağına bir tatlı kaşığı veya bir tutam ekleyip karıştırın ve sabaha kadar bekletin. Sabah biraz ılıtıp süzdükten sonra aç karna içiniz. Birkaç günde bademcikler fabrika ayarlarına geri dönerler. Bu arada karbonatlı suya da devam ediniz. Antibiyotikleri kullanmanızı tavsiye etmem zira hiçbir faydaları yoktur. Hastada ateş varsa, mayıs papatyası çayı yapılırda içilirse ateşi hemen düşer antibiyotiklerden yüz kat daha etkili ve hiçbir yan etkisi olmayan Propolisi size önerebilirim. Hem bakterilere, hem de virüslere karşı etkilidir.

Son zamanlarda H1N1 virüsünü çokça duymaya başladık değil mi? Kısaca domuz gribi. Başka bir isim bulamamışlar. Bu virüsler bizim dedelerimizin vücudunu da ziyaret ettiler. Anlayacağınız yeni bir virüs tipi değil. Sadece formunu değiştiriyor. Bir yıl sonra belki de H2N2 olacak veya 3.4. bu şekilde devam edecek. Bunlara karşı formül ize edilen ilaçlar etkisiz hâle gelecek ve daha etkili ilaçlar üretimi için çalışmalar devam edecek. Çünkü devasa cirolara sahip bir ilaç sektörü var…

Her şeyden önce hastalanmamaya çalışın. Bunun yolu da sağlıklı beslenme ve düzenli spor yaparak güçlü bir metabolizmaya sahip olmaktadır. Şekerli, rafine edilmiş gıdalardan ve stresten uzak durun. Yaşadığınız mekânları sık sık havalandırın.

Selam ve dua ile