VF kat sol
VF kat sağ

18 Şubat 2019

Uzayda Hayat Var mı?

k.ciftci@gmail.com

Uzayda Hayat… Bu isimle yıllar önce bir kitap yazmıştım. Fakat orada aslında uzay çalışmalarının ve bilimin önemine anlatmaya çalışıyordum. Tıpkı “İstikbal Göklerdedir” gibi, dikkat çekebilmek için mecaz kullanmak istemiştim. Fakat işin ilginç tarafı, kitabı eline alan herkes o meşhur soruyu tekrarlıyordu: Gerçek mi? Uzayda hayat var mı?

Ben de her defasında, elimden geldiğince meramımı anlatmaya çalışıyordum. Sonunda anladım ki bu soru insanların kafasında o kadar çok yer etmiş ki kolay kolay giderilemiyor. Zira bilimden ziyade, bu tür bilimsi haberler daha kolay taraftar buluyor.

Şimdi bu vesileyle “Uzayda Hayat” ve UFO meselesini izah etmek istiyorum. Literatüre bakıldığı zaman, o kadar çok bilgi var ki, insanların kafası gerçekten de karışıyor. Özellikle de magazin basında bu konuyla ilgili sayısız haber çıkmaktadır. Hatta bunların bir kısmı görüntülerle desteklenmektedir. Bu konularda çalışan resmi görünümlü sözde araştırma kuruluşları bile var.

Uzay konusuna en çok kafa yoran bilim yazarlarından Prof. Carl Sagan şöyle diyor: “Görüştüğüm bazı NSA (National Security Agency) yetkililerinin, adlarının gizli tutulması şartıyla bana verdikleri bilgi şöyleydi: Askeri ve sivil uçaklarla yapılan haberleşmelerde, sık sık yakın çevrelerinde tanımlayamadıkları bir cisim, yani UFO görüldüğü bildiriliyor. Kimi kez bu bir ABD uçağı, ya da bir keşif aracı oluyor. Birçok durumda görülen UFO çok daha sıradan bir cisim çıkabiliyor ve tekrar haberleşmeye geçerek durumu açıklıyorlar.” (Carl Sagan, Karanlık bir dünyada Bilimin Mum Işığı)

Yine Carl Sagan'ın kitabında verilen açıklamaya göre, ABD'nin Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA), Amerika'nın hem dostlarının hem de karşıtlarının telefon, radyo ve diğer iletişimlerini takip eder. Gizlilik içinde, dünyanın tüm posta haberleşmesini izler. Günlük trafiği çok yoğundur. Gerginlik zamanlarında, söz konusu yabancı dilleri bilen NSA personeli kulaklıklarla gün boyu oturarak karşı tarafın yüksek rütbeli personelinin yaptığı şifreli görüşmelerden yatak sohbetlerine kadar

her türlü haberleşmesini dinler. Bir kısım görüşmeler de bilgisayarlarca izlenerek, söz

konusu durumla ilgili herhangi bir anahtar sözcük yakalandığında derhal görevlilere haber verilir. Her şey kaydedilip saklandığından, manyetik bantları taramak yoluyla, örneğin şifreli bir sözcüğün ilk kullanıldığı görüşmeyi ya da buhran sırasında sorumlu kişileri bulmak mümkündür. Bazı dinleme noktalarını da o

ülkenin komşuları (Rusya için Türkiye, Çin için Hindistan), yakınlarında devriye gezen uçak ve gemiler ya da Dünya yörüngesindeki bazı uydular oluşturur. NSA ve (dinlenmekten doğal olarak hoşlanmayan) diğer ülkelerin güvenlik servisleri arasında sürekli bir önlem-karşı önlem yarışı vardır.

Sizin anlayacağınız, UFO sandığımız şeyler çoğu zaman casus dinleme araçlarıdır. Onlar bizim en mahrem bilgilerimizi dinlemeye çalışırken, biz de uzaylıların var olup olmadıklarını tartışıyoruz. Bu bana İstanbul'un fethini hatırlattı. Fatih'in ordusu Bizans surlarını topa tutarken, Ayasofya'da toplanan papazlar meleklerin erkek mi yoksa dişi mi olduklarını tartışıyorlardı.

Peki Uzayda Hayat Var mı? Evet ama bir şartla… Uzaylıların varlığını tartışmaya ayırdığımız enerjiyi, bilim ve teknolojiye ayırsak işte o zaman bu mecazın gerçeğini anlamış oluruz.