VATANDAŞI SEVMEK
Zorlu bir seçim maratonunu geride bıraktık. Milletin vekalet verdiği kişiler vekalet görevlerini yerine getirmek üzere görevlerine başladılar. Bürokraside önemli değişiklikler yapılıp yeni yetkililer iş başına getirildi.
Önümüzde önemli bir seçim daha var! Yerel seçimler... Yerel yönetimlerde
başarılı olan partiler ülke yönetimine de aday olurlar. Bu nedenle yerel yönetimler
partilerin aynasıdır. Çünkü partilinin iyisi iş başında belli olur! Vatandaş
en çok yereldeki başarılarla muhatap olmakta ve bu başarılardan ya da başarısızlıklardan
etkilenmektedir. Bir parti yerel yönetimlerde başarılıysa iktidara yürüyor
demektir. Yani iktidarın yolu yerel yönetimlerden geçer diyebiliriz.
Vekillerimiz ve hizmet için atanan bürokratlarımız! Vatandaş sizden
hizmet bekler... Size yetki veren vatandaşınızı sevdiğinizden kuşku
duymuyorum. Bildiğiniz gibi sevgi özveri gerektirir. Vatandaşa hizmet için özveride bulunmak sırası
size gelmiş bulunmaktadır.
Nasrettin Hoca’nın fıkrası aklıma geldi. Bildiğiniz gibi ünlü düşünür
ve nüktedan şuna dikkatimizi çekiyor: “Şeker var, un var, yağ var; o halde
biriniz helva yapın da yiyelim!” diyor. İşte helva yapacak biri sizsiniz sayın
vekillerimiz. Çünkü vatandaş helva yapmanız için size vekalet yani gerekli olan
şeker, un ve yağı verdi... Evet, yanlış duymuyorsunuz! Vatandaşımız, huzur ve
mutluluk içerisinde yaşamak için verdiği oyun hizmete dönüşmesini istiyor!
Bildiğiniz üzere önemli bir göreviniz de bürokratı denetlemenizdir.
Atanan bürokrata hesap sormanız gerekir. Çünkü bürokrat vatandaşı
dinlemeyebilir; ancak sizi dinlemek zorundadır. Vatandaş derdini, sıkıntısını
size anlatacak, siz de bürokrata bu sıkıntıların çözümü için talimat veriyorsunuz.
Seçim çevresi gezilerinizde resmi kurumlara girip çıkmak yerine vatandaşı
dinlemenizde yarar vardır. Resmi makamlara yaptığınız ziyaretleri vatandaş hoş
karşılamıyor ve sitem ediyor. eleştiriyor; bize gelmesi gerekirken etmeyi bırakın artık! Halka hizmet edin ki
Hakk’a hizmet etmiş olasınız! Siz vatandaşı dinlerseniz, sorunları birinci ağızdan
öğrenmiş ve çözümü için ilgili bakanlara; bakanlar da bünyelerindeki kurum
yetkililerine zaten iletmiş olacaklardır. Çünkü siz vatandaşın vekilisiniz!
Hizmetin yürümesi için yasa mı gerekir? Anahtarı sizdedir. Yasaları çıkaracak
olanlar sizlersiniz. Vatandaş şikayeti
edecek, siz çare üreteceksiniz; yani yasal düzenlemeler yapacaksınız. Deyim
yerindeyse gecenizi gündüzünüze katacaksınız!
Yaşadığım şehirde gördüğüm acil hizmet bekleyen eksikleri ve
önerileri anlatmak istiyorum:
Diyarbakır gibi nüfusu günden güne hızla artan ve şu anda 2
milyonu aşmış bir nüfusa ulaşmış olan şehrimizin çevre yolları eksiktir!
Üzülerek belirtiyorum ki çevre yollarımızın yarısı var, yarısı yok!
Çevre yolunun olmaması nedeniyle de koca koca ağır vasıtalar,
tırlar, yolcu otobüsleri şehir içinden geçmek zorunda kaldığından şehirde hava
ve gürültü kirliliği vatandaşın sağlığını ve psikolojisini bozmakta; bu yüzden
oluşan trafik kazalarından ötürü de can ve mal kaybı yaşanmaktadır. Trafik sıkışıklığından
dolayı zaman kaybı yaşanmakta ve psikolojik travmalar geçirilmektedir. Bunun
sonucunda da vatandaş işinde başarısız olmakta ve akşam evine huzursuz dönmektedir!
Şanlıurfa’dan Diyarbakır’a; oradan da Doğu ya da Güneydoğu
illerine, hatta Doğu ülkelerine uzanan çağdaş ipek yolu olabilecek otoyol
yapılırsa güzel olmaz mı? Bilindiği üzere Ankara’dan Şanlıurfa’ya kadar otoyol
var; ancak bu otoyol üzülerek belirtiyorum ki güzelim medeniyetler ve nebiler
şehri Diyarbakır’ımıza ulaşmıyor!
Bir başka eksik de daha kestirme olan Diyarbakır’ın
kuzeyinden geçecek Diyarbakır -Elazığ -Malatya- Ankara Otoyolu niye
olmasın?
Ankara’yı Güneydoğu’ya, oradan da Orta Doğu ülkelerine bağlayan
hızlı tren niye olmasın?
İşte bu; “niye olmasın” biçimindeki özlemlerimizi
sona erdirecek olanlar sizlersiniz sayın vekillerimiz!
Üstat Fuzuli’nin kıyısında gezip aşk çilesini doldurduğu ve
Leyla’sını arayan Mecnun gibi gözyaşlarını kattığı Dicle’nin yol vermediği
insanlara yol veren On Gözlü Köprü şöyle yalvarıyor size: “Ne olursunuz,
benim üst tarafıma bir gerdanlık takın ki (set çekin) suyum biriksin ve böylece
şair Haristani’nin hayalindeki Dicle Vadisi Projesi gerçekleşsin!
İçinde martıların uçuştuğu, ördeklerin yüzdüğü, kayıkların dolaştığı, etrafındaki
mesire yerlerinde insanların dinlenip piknik yaptıkları bir duruma getiremez
misiniz! Geçmişte yani on yedinci yüzyılda olduğu gibi, Bağdat Seferi öncesinde
IV. Murat’ın 6 ay kaldığı Kıtırbil’deki bağ ve bahçelerle donatılmış
yemyeşil, adeta "Bağ-ı İrem"i andıran şehrin eğlence ve
sayfiye yeri Kavs/Çarbağ Köşkü’nü restore edip eski günlere bizi götüremez
misiniz?
Şehrimiz, Nebiler şehridir! Sur’umuz UNESKO dünya mirası
arasında sayılıyor! Bu şehir, onunla aynı düşüncede olduğumuzla veya hemşehrisi
olmakla her fırsatta haklı olarak övündüğümüz Üstat Sezai Karakoç’un şehridir.
Ve sözün sonu:
“Amacımız zülf-i yare dokunmak değildir.
Kaş yapayım derken göz çıkarmak hiç değildir.”
Amacımız üzüm yemektir, bağcıyı dövmek değildir.