12 Aralık 2021

​Web 4.0 her zaman bir adım sonrasını düşün!

Dünya web 3.0’ı konuşuyor. Bir merak, bir heyecan sormayın! Çocukların bayramı beklediği gibi, bir an önce sanal gerçeklik ortamlarına kavuşmak isteyen bir kitle oluşturulmuş durumda.

Web 3.0’ı ne kadar anlatırsak anlatalım eksik kalacağını biliyorum. Ama web 4.0’ı anlatırsak olayın lay lay lom tarafından kendini kurtarıp işin ciddiyetini anlayanlar artacaktır inşaAllah.

Önce web 3.0’ı kısaca özetleyelim. VR denilen sanal gerçeklik ortamları sayesinde insanların çalışmak, eğlenmek, sohbet etmek, bir araya gelmek gibi gerçek hayatta yapabileceği neredeyse her şeyi web 3.0 ortamlarında yaşayabileceği hizmetler sunan teknoloji bütünlüğünün genel adıdır.

Hedef, önümüzdeki 10 sene içinde 1 milyar insanı web 3.0 ortamlarına adapte edebilmektir. (Mark Zucherberg)

Hayatımızda yer alabileceği dönemden birkaç adım sonrasında tat, koku gibi hissedilebilir özellikleri dahi yaşatmayı vadeden böylesi bir teknolojinin bir sonraki adı diyebileceğimiz web 4 için, “daha web 3 ün ötesinde ne sunulabilir ki?” diyebilirsiniz.

Web 3 ile, bütün hayatımızın yerine geçmek gibi bir hedef güdüldüğüne göre, bunun ötesindeki hedef, ancak insanın bizzat kendisine sahip olmaktır. Bence Web 4 insanın bedensel ve ruhsal olarak tam manası ile zapt edilmesi olabilir.

Yani dijital ve teknolojik aygıtların vücudumuza giyilebilir olmaktan çıkıp, vücudumuzla bütünleşmesi ve böylece insanın bizatihi kendi varlığının dijital bir merkeze bağlanması aşamasını web 4 olarak tahmin ediyorum.

Aradaki farkı daha da netleştirebilmek için,

Google glass, sanal gerçeklik gözlükleri web 3’e aitken, gözlerimizin yerine dijital ağa bağlı elektronik yapay gözlerin yerleştirilmesi web 4’e aittir.

Dokunduğumuz nesneleri hissetmemize yarayan vr uyumlu eldivenler web 3’e aitken; ellerimizin yerine, insan yapımı robotik ellerin monte edilmesi web 4’e aittir.

Kısaca anlamak gerekirse, web 4 ile, cyborg denilen yarı insan yarı robot ve dijital ağa bağlı işçi ve asker orduları görebiliriz. Web 3 ise bu amacın geçiş sürecidir.

Bunlar eğer yaşanırsa, insanların önemli bir çoğunluğu kendi rızaları ile muhtemelen memnuniyetle bu değişime razı olacaktır.

Ancak böyle bir gelecekte anlatılacağı üzere yapılmak istenen şey, insana monte edilen yapay ve robotik organlar, insanların hayat kalitesini arttırabilmek için olacağını sanmıyorum. Anlatılmayacak olan amacın, insana robot monte etmek değil, asında insanı robota monte ederek, Allah’ın yarattığı özellikle beyin gibi harikulade biyolojik unsurların kullanılması olacaktır.

Çünkü ne kadar gelişirse gelişsin, hiçbir robotik organ/makine için beyinden daha gelişmiş işlemci ve DNA’dan daha kapasiteli hafıza üretmek imkansızdır. Bu sebeple aslında robotları insana değil, insanı robotlara monte etmek istediklerini tahmin ediyorum.

Tekrar edeyim tahmin ediyorum, hatta sadece, bilim kurgu kulübünde beyin jimnastiği yaptığımızı düşünün.

Az daha beynimizi zorlayıp bitirelim. Böyle bir dünyada yaşamak istemeyenler, herhalde hayatı gerçek yapan değerler olan toprak, su, tohum ve manevi kardeşlik bağlarına sahip çıkarlardı… (Âmin)