Yahudiler dünyayı nasıl ele geçirdi?
Kurulduğu günden beri 70 yıldır Filistin topraklarında kan, gözyaşı, zulüm estiren; bilinçli bir soykırım ve asimilasyon yapan, insanlıktan nasibini almamış, acımasız, merhametsiz gaddar terörist İsrail, Gazze’yi 17 gündür aralıksız olarak bombalamaya devam ediyor. Savaş suçu işleyerek çoluk-çocuk-genç-ihtiyar demeden sivillerin üzerine, hastanelere, kiliselere ölüm yağdırıyor. Yahudiler bu gücü ve cüreti nereden alıyor?
Şunu vurgulayalım: Yahudiler, Museviler, kendilerini
dünyanın en üstün ırkı olarak görürler. Tüm milletler, ırklar onların
kölesidir, hizmetçisidir, ayakçısıdır. Lanetli bir kavimdirler… Peygamberimiz
Hz. Muhammed (sav)’i Medine-i Münevvere’de hep arkadan vurmaya çalışmışlardır. Müşriklerle
hep işbirliği içinde olmuşlardır.
Yüce Rabbimiz hem bunlar hem Hristiyanlar için,
“Bunları dost edinmeyin” buyurmuştur. Bakınız, Gazze’de tam bir insanlık dramı
ve trajedisi yaşanırken, ABD ve AB ülkeleri mazlumların yanında saf tutacağına,
bu dramı ve savaşı bitirmek için hamle yapacağına, Siyonist Netenyahu’ya
desteklerini açıkladılar.
ABD Dış İşleri Bakanı Blinken, İsrail’e gidip,
utanmadan, arlanmadan “Buraya Yahudi olarak geldim” dedi. Artık aklı
melekelerini yitirmiş, havayla tokalaşan ABD Başkanı Joe Biden, Netenyahu’yu
kucakladı, savaş gemilerini Akdeniz’e gönderdi, “Kongre’den inanılmaz bir silah
yardımı paketi çıkaracağım” açıklaması yaptı.
BM Güvenlik Konseyi’nde veto hakkını kullanarak
zalimliğin üzerine tüy dikti. AB ülkeleri gaddar, zalim İsrail’e destek için
sıraya girdi. Tüm dünya bu gaddarlığın ne zaman biteceğini değil, Gazze’ye kara
harekatı yapılıp yapılmayacağını dört gözle beklemekte.
Bu can acıtıcı meseleyi burada bırakarak, tarihsel bir
perspektifle Yahudilerin Hristiyanlığı nasıl böldüğünü anlatmak istiyorum. 1529
da Martin Luther King (bazı kaynaklara göre Yahudi asıllı) din adamı ortaya
çıkarak, zaten ikiye bölünmüş olan (Katoliklik, Ortodoksluk) Hristiyanlığa Protestanlığı
getirmiştir. Protestanlar, Kitabı Mukaddes adıyla yeni bir kutsal kitap da ortaya
koymuşlardır.
Eski Ahit ve Yeni Ahit olarak ikiye ayırmışlardır. Eski
Ahit’te olarak Zebur ve Tevrat okunurken Yeni Ahit olarak İncil okunmaya
başlanmıştır. Böylece Yahudiliği Hristiyanlığın içine sokmuşlardır. Protestanlık
kiliselerinde genellikle Eski Ahit okunmaktadır. Gelelim bize…
Osmanlılarda Hacı Bektaş-i Velinin kurucusu olduğu
Alevi tarikatındaki Şeyh Bedrettin, Torlak Kemal gibi Alevi ayaklanmalarında
bulunanlar da İslam'ın içine böylesi bir ayrımı sokmuşlardır. Kaynaklara göre,
soylarına bakıldığında Şeyh Bedrettin’in babası bir Rum, annesi Yahudi’dir.
Torlak Kemal’inde annesi Yahudi’dir.
Osmanlı’nın hükümran olduğu yerlerin bir çoğunda
Müslüman halk Hanefi ve Şafi mezhebine mensuptur. Şeyh Bedrettin ve Torlak
Kemal, çıkardıkları isyanlardan sonra Aleviliği bir mezhep gibi algılatmaya
kalkışmışlardır. Alevi dedeleri ile
Yahudi rabasının kıyafetleri birebir aynıdır. Siyah fötr şapka, ceket,
elde baston, beyaz gömlek, aşırı uzun sakal bıyıklar…Bu birebir benzeşme nerden
kaynaklanıyor?
Ritüellerde de Hristiyanlığın içindeki teslis (üçleme)
İslamiyet'in içine Ali (ra)-Muhammed (sav)- Allah (cc) olarak sokuşturulmak
istenmiştir. Bugün dünyanın tüm İslam ülkelerini gezin dolaşın, Suriye eve
Türkiye’nin dışında Alevi göremezsiniz. Türkiye’de neden bu kadar çok Alevi
nüfus var? Alevilerin sayısı bu kadar neden artmıştır? Bir muamma olarak
durmaktadır ama, 1915 olaylarında birden bire ortadan kaybolan 1.5 milyona
yakın Ermeni yerlerini değiştirip
kendilerini Alevi kimliği ile tanıtmışlardır…
Bu konunun tarihçiler tarafından derinlemesine
irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum.
İslam’da 4 mezhep vardır: Hanefi, Şafi, Maliki, Hanbeli... Hiçbir bir
mezhebin diğeriyle kavga ettiğine şahit oldunuz mu? Neden tartışmaların odağında hep Aleviler
var? Çok daha çarpıcı bir tarihsel gerçeği hatırlatmak istiyorum. 2’nci Dünya
Savaşı’nda Yahudileri toplama kamplarına doldurarak soykırım yapan, dünya
tarihine “Faşist Katil” olarak giren Adolf
Hitler’in annesinin de bir Yahudi olduğu rivayet edilmektedir..
Yahudilerde soy anneden gelir, anneden gider. Şu an
Avrupa’da Amerika'da Yahudi katliamı yasak olduğu için bunu da derinlemesine
araştıramıyorsunuz. “Yahudi katliamı yok, olmadı ” diyemiyorsunuz. Eğer
derseniz anında hapis cezasına çarptırılıyorsunuz. Bir çarpıcı gerçek daha: Komünizmin
fikir babası Karl Marks da bir Yahudi’dir.
Onun izinden yürüyüp Sosyalist ülkeleri kurmaya
kalkışanlar da milyonlarca insanın
ölümüne sebep olmuşlardır. O dönemde söz dinlemeyen krallıklar yok edilmeye
çalışılıyordu. Ve yıkıldı…. Bugün Birleşik Krallık yani İngiltere Krallığı
dışında bir çok krallık kalmadı. Avrupa’da da birkaç yerde (İspanya, Belçika
gibi) krallık sembolik olarak devam ediyor. Katolik Protestan çekişmesinin etken
olduğu 1.Dünya Savaşının sona erdikten sonra Almanya, Rusya,
Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları tarihe karıştı. Alman ve Rus
İmparatorluklarının halefleri çok büyük toprak kaybı yaşadı.
Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorlukları ise
tamamen parçalandı. Bugün Filistin topraklarında yaşanan acının temelinde 1’nci
ve 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra sınırları masa başında cetvelle çizilen
ülkelerin dramına bakmamız gerekiyor. Tarihi doğru okumazsak, gelecek
perspektifimizi, yönümüzü, rotamızı doğru belirleyemeyiz…
Akif’in dediği gibi, “Tarihi tekerrür diye tarif
ediyorlar; hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi”… Ve son söz: Yahudilerin
gücü ve cüreti sahip oldukları zenginliklerden gelir. Dünyanın süper gücü
ABD’yi Yahudiler yönetir… Yahudiler (Siyonistler) dünya ticaretini yönlendirir…
Cebinizdeki doların, euronun değerini belirleyen onlardır. Bu azgınları
dizginlemek ancak onların para kaynaklarını kesmekle mümkündür. Gerisi fasa
fiso!