15 Nisan 2020

Yarın Elbet Bizimdir

Büyük zahmetlerin ardında büyük rahmetler gizlidir. Her karanlık gece aydınlık bir sabahın, en soğuk kış, yemyeşil bir baharın müjdecisidir. Bir olunca her zorluğu aşar, olmazlara çare buluruz. Biz yiğit insanların yurdu, mümbit toprakların vatanı, Anadolu'yuz…

İçinden geçtiğimiz bu zor zamanların ardından güzel günler bizim olacak inşallah. Tüm dünyayı madden ve manen sarsan virüs salgını bittiğinde, yaşam yeniden normale döndüğünde, her alanda, büyük değişimlerin tanığı olacağız. İnsan ilişkileri, gündelik yaşam, ekonomi, sanayi, medya ve diğer tüm alanlar bu büyük değişimden kendi payına düşeni alacak.

Bu salgının ardından yeni bir dünya düzeni kurulacak. Dünün kimi küresel güçleri, bu yeni dünya düzeninde kendine yer bulamayacak ve kimi devletler de yeni dünya düzeninin baş aktörleri olacak. Çin'in yeni süper güç olacağı, dünya ticaretinin ve sanayisinin merkezinin, Batı'dan Doğuya kayacağı bu yeni dünya düzeninde, Ortadoğu, Avrupa ve Balkan coğrafyasının en ihtişamlı devleti ise Türkiye'miz olacak inşallah. Mazlumlara dost, zalimlere düşman, kimsesizlerin kimsesi, gariplerin öz yurdu, Türkiye. 

Virüs salgını, yıllarca tüm yatırımını ordulara ve silahlara yapan, gücünü sömürü ve istiladan alan, batılı devletlerin, kurdukları medeniyetin zaaflarının ve zayıflıklarının ortaya çıkmasını sağladı. Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi ülkeler, vatandaşları ve sağlık çalışanları için basit bir yüz maskesini, eldiveni ve koruyucu tulumu dahi temin edemediler. İnsanların cesetleri, parklarda, depolarda ve otoparklarda kaldı.

Buna karşın dünyanın en başarılı sağlık alt yapısına sahip şehir hastaneleriyle, iyi yetişmiş ve profesyonel, aynı zamanda fedakâr sağlık çalışanlarıyla, ihtiyaç duyulan tüm sağlık ekipman ve malzemelerini temin eden sanayisiyle, tüm bu bileşenlerin uyum ve koordinasyonunu sağlayan dinamik, merhametli, işini bilen ve hakkıyla yapan devlet yöneticileriyle Türkiye, bu süreci en başarılı yöneten ülkelerden biri olarak öne çıktı. Ve inanıyorum ki en az can kaybıyla bu zorluğun üstesinden geleceğiz.  

Dünyanın, ağır bir imtihandan geçtiği bu zor günlerde, Türkiye, bir başarı hikayesi yazmaktadır. Bu süreçte, dünyanın farklı coğrafyalarından 104 ülke ve kuruluş ülkemizden yardım istemiştir. Bunlardan 34 farklı ülkenin ve kuruluşun isteğine olumlu yanıt verilmiş ve bu ülkelere tıbbi yardım malzemeleri gönderilmiştir. Bu durum, vatanına gönülden bağlı olan herkes için bir gurur vesilesi, doğmakta olan Büyük Türkiye'nin müjdecisidir. 

Türkiye, hızla gelişen üretim alt yapısı, her alanda öne çıkan ar-ge yatırımları, sanayide ve savunmadaki milli teknolojileri ile daha müreffeh bir geleceğe adım adım ilerlemektedir. Ülkemiz coğrafi konumu açısından 1,5 milyar nüfusa ve trilyonlarca dolar büyüklüğündeki ekonomik pazarlara sadece birkaç saat uçuş mesafesinde bulunmaktadır. Bunun yanında son yıllardaki enerji yatırımlarıyla, dünyanın enerji koridorunun merkezinde yer almaktadır. Geçtiğimiz yıl 50 milyondan fazla turist ağırlayan ülkemiz dünyanın en büyük turizm merkezlerinden biri olmuştur. 

İman etmiş bir kalpte asla ümitsizliğe yer yoktur. Çünkü biz bilir ve inanırız ki, müminin başına her ne gelmişse bunda bir hayır ve hikmet gizlidir. Yaşadığımız bu zorlukların ardından nice güzelliklere ve nimetlere kavuşacağız inşallah. Bugün, camların ardından temaşa ettiğimiz Nevbahar, sadece yaklaşmakta olan yaz mevsiminin değil, mazlum ve masumların acı ve gözyaşı içerisinde beklediği, avuçlarını doldurarak göğe yükselttiği bir duanın kabul olma, bir medeniyetin doğma vaktini müjdelemektedir.

Ülkemin ve milletimin çok daha güzel günler göreceğine dair umudumu her daim diri tutuyor, sözlerime üstat Necip Fazıl'ın dizeleriyle son veriyorum.

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

 

Vesselam…