Yazı yazmak
Yazarın/ köşe yazarının günlük gazetede yazı yazmasının amacı; toplumsal yaşamda görülen yanlışları, kötü gidişleri dile getirerek insanlığa/ topluma olumlu yönde katkıda bulunmaya çalışmaktır.
Bunun için yazar toplum içerisinde eskilerin tebdil-i kiyafet
(kıyafet değişikliği) dedikleri bir biçimde dolaşan; modern deyimle gizli bir
ajan gibidir. Ama bu ajan yaptığı bu onurlu görevi gereği zaman zaman kendini
deşifre eden bulutun arkasındaki ay gibi ortaya çıkmaktadır. Ortaya çıkması da
yine yaptığı görevin iyi sonuçlar vermesi içindir.
Şunu demek istiyorum: Toplumsal sorunların farkına varıp
çözmeye çalışmak; kişilerin özel sorunları ve iş, uğraşları nedeniyle dikkatten
kaçabilmektedir. Ancak köşe yazarı özel olarak ilgi alanı haline getirip
kendine dert edindiği için deyim yerindeyse işi o olduğu için toplumdaki
aksaklıklar, olumsuzluklar ve yanlışlar gözünden kaçmıyor. Belirtilen
nedenlerle ilgili ve yetkililerin düzenli olarak ve ayırım yapmadan, ünlü,
ünsüz demeden yazarların dikkat çektiği konuları öz eleştiri olarak görüp
dikkate almalı ve değerlendirmelidirler. Bu güzel hizmetlerinden ötürü de
onlara teşekkür etmelidirler. Ancak günümüzde yöneticilerin emirlerindeki basın
ile ilgili birimlerinde çalışanların bu konuda gerekeni yaptıkları söylenemez.
Adı geçen birimler sadece kuruma yönelik yalan ve karalayıcı haberlerin
avındadırlar. Kurumu doğrudan hedef alan bir yazı/ haber değilse "bırakın
bin yaşasın" deyip bir kenara atıyorlar. Oysa bunun için adı geçen ilgili
birimler kurulmuş ve paralar harcanmaktadır. Bunun böyle olduğunu nereden
biliyorsun dediğinizi duyar gibiyim. İşlerin böyle yürüdüğünü kendi
yazılarımdan biliyorum. Yönetimsel aksaklıkları, yanlışları ve olumsuzlukları
dilimin döndüğünce ve gözümün gördüğünce dile getirmeye çalışıyorum; ancak
olumlu ya da olumsuz bir cevap alamıyorum. Mahiler (balıklar) derya (deniz)
içinde yüzüyorken deryadan haberleri olmayabiliyor; ancak deryanın dışında
yaşayanlar yani biz yazarlar deryadaki aksaklıkları görebiliyoruz.
Bizden söylemesi. Amacımız üzüm yemektir bağcıyı dövmek
değildir. Kimseyi kırmak hiç değildir.