30 Aralık 2022

Yeni Bir Yılda İnsanın En Değerli Hazinesi Olan Zamanı Yönetmek: Zamanı Yönetmenin Psikolojisi

Günler, aylar, mevsimler geçti. Şu günlerde bütün dünya yeni bir yılın eşiğinde. Yeni bir yıl bize insanın, zamanla kayıtlı-bağlı bir varlık olduğunu hatırlatır. Ayrıca, insanın en önemli hazinesinin zaman olduğunu gösterir. Bu hazineyi iyi bir şekilde yönetmek gerekir.  

 

Zaman Nedir? Zaman, insanların bireysel ve toplumsal yaşamlarını düzenlemelerini sağlayan en önemli araçtır. Zaman; “bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre ya da vakit” olarak tanımlanır. Zaman algısı, zamanın geçişine ve olayların süresine ilişkin öznel deneyimi ifade eder.  Psikolojide zaman konusu; zamanı tahmin etme, deneyimin süresini algılama, algılanan değişim oranı, tepki zamanı, zaman yönelimi, zaman yönetimi, zamanın dışsal açıdan hesaplanması, zamanın içsel olarak tahmin edilmesi, zamanın içsel farkındalığı, içsel zaman perspektifi, gündüzcü ve gececi gibi kavramlar etrafında incelenir. Bu kavramlardan zaman yönetimi, günlük yaşamımızın ve hayatımızın temelini oluşturur. 

 

Zaman yönetimi nedir? Zaman yönetimi, bireylerin önceliklerini belirleyerek zamanlarını düzenlemeleri olarak ele alınabilir. İnsanlar zamanı yönetirken kendilerini de yönlendirerek yönetirler. Bireyler zamanlarını verimli bir şekilde yöneterek yaşam kalitelerini yükseltirler; daha rahat ve stresiz bir şekilde yaşama imkânını da elde ederler.  Zamanı yönetmek; hayatımıza istikrar getirir, amaçlarımıza ulaşmamızı sağlar, ilişkilerimizi geliştirir, hayal kırıklığımızı azaltır ve sağlımızı iyileştirir. Etkili zaman yönetimi,  gün içerisinde daha fazla saat bulmamızı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda stres ve kaygı seviyemizi azaltarak daha sağlıklı ve sorunsuz bir uyku çekmemizi sağlar. Bu beceriyi başarılı bir şekilde kullanmak, değerlerimizi ve önceliklerimizi yeniden düşünmemizi ve yaşam tarzımızda bazı önemli sürdürülebilir değişiklikler yapmamızı gerektirir. Ancak ortaya çıkan faydalar,  gösterilen çabaya fazlasıyla değer.   

 

Zamanı iyi yönetememenin sonuçları nelerdir? Zamanı yönetememek, öncelikle verimsizliğe neden olur. İkincisi, bireyler yapmaları gereken işleri ve görevleri ertelerler. Üçüncüsü, bireyler dikkat ile ilgili sorunlar yaşar. Dördüncüsü, öz denetim sorunlarını ortaya çıkarır. Beşincisi, bireyi başarısız kılar. Altıncısı, bireylerin kendilerinden beklenen rolleri yerlerine getirmelerini engeller.  Yedincisi, bireylerin iş ve özel yaşam arasındaki dengeyi yakalayamamalarına neden olur. Sekizincisi, bireylerin daha fazla stres yaşamalarına ve stresle başa çıkma güçlerinin azalmasına neden olur.  

 

Zamanı daha etkili yönetmek için neler yapılabilir?  Zamanı etkili yönetebilmek için öncelikle, onunla savaşmayı bırakmak ve zaman kıtlığından yakınmaktan vazgeçmek gerekir. İkincisi, yapılacaklar listesinden önce; önceliklerimiz, değerlerimiz, kişilik özelliklerimiz, yeteneklerimiz, beklentilerimiz gibi pek çok noktadan kendimizi tanımamız gerekir.  Üçüncüsü, zamanı iyi yönetmek için dürtülerimizi kontrol etmek gerekir. Dördüncüsü, zamanımızı çalan kişilere, nezaketlice hayır demek iyi gelir. Beşincisi, yeterince dinlenmek gerekir. Altıncısı, bir takvim kullanmamız, yapacaklarımızı somutlaştırmamızı sağlar. Yedincisi, çoklu göreve odaklanmak yerine, tek bir işe odaklanmalıyız. Sekizincisi, yapacaklarımızı aşamalandırmamız gerekir. Adım adım hareket ederek bütüne daha kolay ulaşabiliriz. Dokuzuncusu, zamanı iyi yönetmenin en iyi yolu, istediğimiz işleri yapmaya başlamaktır. Onucusu;  zihinsel netlik, yeni bakış açısı kazanmak ve odaklanmak için temiz hava almak, yürüyüş yapmak gibi aktiviteler yapılabilir. On birincisi,  cep telefonu, internet ve televizyon gibi teknolojik aletlere günün belli ve sınırlı zamanlarında bakmak gerekir. On ikincisi, zamanı etkili kullandığımızda ne kadar çok zamanımızın olacağını düşünmemiz bizi zaman baskısından kurtarır. On üçüncüsü, hata yaptığımızda kendimize hoşgörü ile yaklaşmamız gerekir. Herkes hata yapabilir. Başarılı insanlar hatalarından ders alırlar ve gerçekleştirecekleri sonraki işlerine başlarlar. On dördüncüsü, ölümlü olma gerçeğimizi hatırlamaktır. Bu gerçeği hatırlamak, bizim önceliklerimizin neler olduğunu görmemize yardımcı olacaktır.  İnsanın faniliği, bu yolculuğun zamanının sınırlı olduğunu insana hatırlatır.  

 

Din psikolojisi açısından da zaman yönetimi önemlidir. Zamanı nasıl yapılandırmak gerektiği sorusunun yanıtı, yaratılış gerçeğinde yer almaktadır.  Bu konuda Allah, Secde Suresi 9. ayette Sonra ona düzgün bir şekil vermiş ve ruhundan ona üflemiş; sizi kulak, göz ve gönüllerle donatmıştır. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” şeklinde ifade etmektedir. Bu noktada Allah’ın insanlardan istediği (hiçlik âleminden varlık âlemine gelen ve insan olan insandan) kendisinin yaptıklarını ve verdiği nimetleri görmeleridir ve şükretmeleridir (bu gerçeklik psikolojide minnettarlığa yönelik yapılan çalışmalarla da doğrulanmaktadır). Bu noktada Allah, insanlardan sadece ve sadece hakikati anlayacak şekilde zamanı yapılandırmayı istemektedir.

 

Mülkün gerçek sahibi olan Allah, ölümün hiçlik olmadığını ve insanın zamanı hikmetli bir şekilde kullanmasının faydasını göreceğini Enbiya Suresi 47. ayette “Biz, kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. (Yapılan iş,) bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz” şeklinde ifade etmektedir.  Tüm bunların yanında insan için zamanın biriktirilmeyen, yenilenmeyen, ödünç alınmayan, saklanılamayan ve geri döndürülmeyen bir gerçeklik olduğunu yüce Allah da Mümin Suresi 99. ayette  Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca, “Rabbim! Beni geri gönder de, geride bıraktığım dünyada iyi işler yapayım” der. Hayır! Onun söylediği bu söz boş laftan ibarettir. Önlerinde, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır” şeklinde ifade etmektedir. Bu ayet, zamanı sadece dünya açısından değil ahiret açısından da etkili yönetmemiz gerektiğini göstermektedir.

 

İnsan, zamanın sahibi değildir ve emanetçisidir. Üstelik insanın elinde tutabildiği tek gerçek zaman, içinde bulunduğu andır. Ayrıca, insanın zaman içerisinde el ettikleri de ayrılığa ve yokluğa mahkûmdur. Tüm bu gerçekler zamanı; içsel, mental-zihinsel ve manevi açıdan kendimizi zenginleştirerek kullanmamız gerektiğini göstermektedir. Bu noktada, kalan ömür dakikalarımızı keşkeler yerine içsel, mental-zihinsel ve manevi açıdan zenginleştirerek kullanmamızı umut ederim.