03 Ocak 2019

Yeni Yıl Eski Biz

Zaman oldu güldük, zaman oldu üzüldük ve bir yılı daha geride bıraktık. Ömür denilen sermayeden bir yıl daha eksildi. Geriye kalan bakiyemizi ancak Allah bilir.

Yeni yıl, coşkuyla kutlandı dünyanın dört bir yanında. Kimimiz gönül hanemizde dileklerde bulunduk, kimimiz ellerimizi göğe doğru çevirip sessizce dualar ettik, yeni yıla girerken. Umutları birbiri ardınca sıralayıp Bismillah dedik yeni yıla. Hayırlı olsun yeni yıl bizler için, ülkemiz için, dünyanın tüm insanları için.

Peki, yeni yıl gerçekten yeni bir yıl olacak mı bizler için?

Mesela hayatımızda neler değişecek. Günlük yaşamımızda yeni olarak ifade edebileceğimiz farklı bir uğraş veya farklı alışkanlıklar olacak mı? Yoksa eski alışkanlıkların bire bir tekrar edildiği, sadece takvimlerin değiştiği bir yıl mı olacak?

Geleceğimiz için hangi hedefleri belirledik yeni yılda. Bilgimizi ve görgümüzü artırmak için bir yol haritamız var mıdır yeni yıla dair. Daha önce gitmediğimiz, simasına haritalardan tanık olduğumuz hangi şehirleri keşfetmeyi düşünüyoruz yeni yılda.

Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz restoran, çocuklarımızı götürdüğümüz park, namaz kıldığımız cami ya da toplu taşıma araçlarını kullandığımız istasyon. Bunlardan hangisi değişecek yeni yılda?

Ailemiz, akrabalarımız ve arkadaşlarımıza dair yeni olan hangi düşünce veya plan var zihnimizde? Sevgi evlerinde kalan çocuklar, huzurevlerinde günlerini tamamlayan yaşlı insanlar, mahallemizdeki ihtiyaç sahipleri için neler yapmayı planlıyoruz yeni yılda?

Takvim değişir bugün dün olur.

Mevsim değişir, kışlar bahara durur.

Dağ değişir, kıvrım kıvrım yol olur.

Nehir değişir, tutar gözyaşlarını kurur.

Kâinat değişir, ilahi emre secde durur.

Bunca değişenin içinde insan nasıl aynı durur.

İnsan, yaşadığı kâinatı fark ettiğinde, gözündeki ve gönlündeki perdeleri aştığında, değişimin ne kadar hızlı ve yoğun olduğunu mutlaka görecektir. İlahi nizamın özünde değişim vardır. Sabit ve değişmez olan ise yalnızca O'nun varlığı ve birliğidir.

Modern çağın ürünü olan sıradanlık ve sabitlik insanı bu döngü içerisinde sıradan ve sabit hale getiriyor ne yazık ki. Bu sıradanlık ve sabitlik ise adeta insanın kendi kendini öldürmesi gibi. Bu öldürme intihar etmekten farklı bir ölüm aslında.

Yaşamın sıradanlaştığı, alışkanlıkların adeta dini bir ritüel halini aldığı, yeni ve farklı olanın tehlikeli görüldüğü, sabitlik üzerine kurulu bir ölüm. İnsanın, heyecanının, neşesinin, umutlarının, değişme arzusunun ve hepsinden öte inançlarının ölmesi. Yani insanın intihar etmeden kendi kendini öldürmesi.

İnsan değişime, yeniliğe ve öğrenmeye açık olduğu müddetçe yenidir ve yeni kalır. Bazen öğrendiklerimiz, bazen de yaşadıklarımız değiştirir bizi. Bu değişim kimi zaman müspet kimi zaman da menfi manada olur. Buda insanın imtihanıdır aslında. Ne mutlu bu imtihanı kazanabilenlere.

Aslında, yılı yeni yapanda, eskiyle aynı kılan da bizzat bizim kendi tercihlerimizdir. Yeni yıl, sadece takvimlerin değil, düşüncelerimizin, alışkanlıklarımızın ve yaşantılarımızın da müspet manada yenileştiği bir yıl olsun. 

Vesselam…