Yıkılan istinat duvarları değil
İsitnat Duvarı: Toprağın ya da yapının kaymasını engellemek için yapılan duvar
Mesnet köküyle aynı, yani dayanak
O da senet kökünden geliyor. Dayanılan veya dayanılacak şey
Teknik olarak türleri var tabii. Betonarme, yığma, toprakarme, prefabrike ve benzerleri
Esas olan duvarın var olan veya oluşturulan kot farkını taşıyabilmesidir
Bunun için iki temel mesele vardır. Duvarın yükü karşılaması ve zeminin de bu duvar ve yükü taşıması gerekir
Peki bu kadar işlem niye yapılır?
Bu kadar toprak niye kazılır?
Bu kadar eğimli arazilere yeryüzünün şeklini bozacak şekilde niye müdahale edilir?
Amerika Birleik Devletlerinde yapılan barajların bile ekolojik dengeyi bozduğu gerekçesiyle yavaş yavaş yıkıldığını duyuyuyoruz
Aynı şekilde AVM'lerin yavaş yavaş boşaldığını ve ekonomik olmaktan çıktığı için boş beton ölü binalara döndüğünü biliyoruz
Allah'ın arzının geniş olduğuna dair birçok ayet ve hadis, kültürümüz ve bilgi dağarcığımızın içinde bir kenarlarda beklemektedir
Bununla birlikte Anadolunun genişliğini, herkesin İstanbul'da yaşamak zorunda olmadığını ve hatta bunun birçok sakıncaları olduğunu defaatle yazdık ve anlattık
Ayrıca ortalama her Türk vatandaşının bildiği ve ev kültürümüzün çok temel bir tavrı olan subasman kavramı ortada dururken
Nedir bu her tarafı kazma sevdası?
Köstebeklere taş çıkartacak büyük hafriyatlar
Allah'ın yarattoğı yeryüzü şekliyle oynamak
Büyük çukurlar açmak
20 metre, 30 metre aşağılara inmek
Sonra da oraları betonla doldurup otopark, depo veya teknik merkez yapmak
Bir taraftan da gökyüzüne yükselmek
Artık altı yedi katlı binalara yüksek bina bile demiyorlar
Otuz kattan, kırk kattan aşağı olursa enayi gözüyle bakılıyor yapanlara
Hem aşağı in hafriyatla hem de yukarı çık torpilin kadar gökyüzüne
Bu işte bir değil çok büyük terslikler var
Yapabiliyor olmak her şeyi yapabilme imkânı vermemeli
Hafriyat yapmak belli bir yere kadar kabul edilebilir
Sağlam zemini bulmak için, basit kot düzenlemeleri yapmak için, bazı teknik sebeplerden dolayı
Ama yeryüzünün ve gökyüzünün tamamından faydalanmak için yapılan hafriyatlar ve yüksek binalar hırsımızın sonucu
Hep daha fazla kazanmak için
Hep rant için
Hep daha fazlası ve daha fazlası için
Yeri bu kadar kazdığımızda toprak ve su rejimini mahvediyoruz
Gökyüzüne bu kadar yüksek binalar yaptığımızda rüzgarları, yağmurları ve atmosferi değiştiriyoruz
Börtü böceklerin ve kuşların bizden alacağı hak var öbür tarafta
Hani demişya Ebussuud Efendi “Yarın Hakkın divanına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca”
Dikkat ediyor musunuz, tüm ülkede sellerle boğuşuyoruz, İstanbul'daki yağmur ve kar yağma şekli her seferinde afete dönüşüyor
Bunu sadece iklim döngüsü ile açıklamak mümkün de değildir doğru da değildir
Yeryüzü şekilleriyle bu kadar oynamanın ve gökyüzünü bu kadar rahatsız etmenin vebalidir bu durum
Dolayısıyla yıkılan her istinat duvarının arkasında
Oluşan her selde
Taşan her dere ve oluşan her erozyon sonucunda bodrum katlarda ölen insanların, sele kapılıp kaybolan çocukların, telef olan hayvanların vebali bu sistemin üzerindedir
Yapılan tüm uyarılara rağmen gerekli tedbiri almayıp yanındaki binalara zarar vermek ve hatta yıkılmasına sebep olmak büyük meseledir
Bodrum katlarda yeterince güneş, hava ve insani konforu olmadan insanları yaşatmak büyük günahtır
Yıkılan sadece duvarlar ya da köprüler değildir
Yıkılan kalplerdir, gönüldür
Birileri yerden 100 metre yukarıda bir gökdelende, birileri bodrum katlarda rutubetli ışık almayan odalarda
İnsanları ölmeden beton kutulara koymak büyük suçtur
Yıkılan insanlığımızdır
Yıkılan ve toprak altında kalan medeniyetimizdir
Kimse bana çözüm falan sormasın
Dediğim gibi
“Her şeyi yapabiliyor olmak büyük bir belâdır”
Çözüm YAPMAMAKTA.
BU İSTİNAT DUVARLARI BU MEDENİYETİ TAŞIMAZ