30 Ağustos 2018

Yükselen döviz kurları ve düşen ticaret ahlakı

Amerika'nın ülkemiz ekonomisine karşı başlatmış olduğu saldırılar neticesinde döviz kurlarında ciddi yükselişler oldu. Aziz milletimiz, ülkemize karşı daha önce yapılan saldırılara karşı takındığı vatanperver duruşu bu son parasal saldırıya karşı da korudu ve gereken cevabı kendine has üslubuyla verdi.

 

Fakat bu ekonomik kaos oluşturma çabalarının farklı yansımaları oldu ve olmaya da devam edecek gibi. Bir musibet bin nasihatten iyidir düsturunca bu saldırılardan da gereken dersi alırız inşallah. İnanıyorum ki bu saldırılar milli eğitimin, milli ekonominin, yerli üretimin ve milli teknolojinin önemini daha iyi anlamamıza vesile oldu.

 

Bununla birlikte döviz kurundaki yükselişin bazı olumsuz yansımaları da söz konusu. Bu yükselişi bahane eden fakat döviz kuru ile ham madde almayan, döviz kuru ile satış yapmayan, döviz kuru ile personel çalıştırmayan, döviz kuru ile kira ödemeyen çok sayıda sektör ürünlerinde fiyat artışına gitti.

 

Son market alışverişim sırasında bu fiyat değişimini bizzat deneyimlemiş oldum. Neredeyse her üründe fiyatlar değişmiş. Su, süt, peynir, poğaça, simit, peçete, mangal kömürü, yumurta ve sayamadığım onlarca üründe belirgin fiyat artışı söz konusu.

 

Aynı oyun 18 Haziran seçimlerinden önce de oynanmıştı. Patates ve soğan gibi temel tüketim kalemleri üzerinden bir ekonomik kaos ortamı oluşturulmaya çalışılmıştı. Bu durum aklıma Kevin Carter'ın çekmiş olduğu fotoğrafı getirdi. Fotoğraf ölmek üzere olan bir çocuk ve onu yemek için bekleyen akbabanın hikayesini anlatıyordu.

 

Ülkemizin içinden geçmiş olduğu bu zor günleri fiyat artışı için zemin olarak kullanan akbabalar, vatan elden gittiğinde kazandıkları paraları nerede harcamayı düşünüyor acaba? Veya bu milletin, bu ülkenin kendilerine kazandırdığı şeyler için fiyatları artırarak mı teşekkür ediyorlar acaba?

 

Tabi bu olumsuz tablonun diğer tarafında görevini yapmayan kamu kurumları ve bakanlıklar var. Piyasa neden kontrol edilmiyor? Herkesin kafasına göre zam yapma hakkı olabilir mi? Bu durumda vatandaşı kim koruyacak? Adeta piyasada bir tekel oluşturulurcasına ve ağız birliği yapmışçasına fiyatlar nasıl artırılabiliyor?

 

Bizim yüzlerce yıllık ticaret mirasımızda ve kültürümüz de böyle fırsatçılıklara yer yoktu. Ahilik teşkilatı piyasa fiyatlarını kontrol eder, fırsatçılık yapanları ticaretten men ederdi. Bugün neden böyle bir yaptırım veya denetim yok?

 

Mevcut durum “ticaret ahlakı”na ne kadar uygun?

Ticaretin de mi ahlakı olur yahu?

Olur kardeşim, ticaretin de tüccarın da ahlaklı olanı makbuldür.

 

Ahlak, o kadar önemli bir kavramdır ki insanı çepeçevre kuşatır. Sahip olanın ticaretine de ibadetine de fikrine de fiiline de yansır.

 

Paranın ve kazanma hırsının insanlığın tüm kalelerini birer birer düşürdüğü bu modern çağ, insana kazanma arzusunu en yüce erdem olarak sunuyor. Biz ise inancımızla, tarihimizle, kültürümüzle ve tabi ki eğitimimizle buna karşı çıkmalı ve bunu reddetmeliyiz.

 

Bir insanın veya bir toplumun zaafından ve zayıflığından yararlanmak ancak materyalist ve saf çıkarcı toplumların özelliğidir. Bu ölümcül virüsün bize sirayet etmesini istemez isek, evvela anne babalar sonrasında okullar ve öğretmenler çocukları, binlerce yıllık birikimden süzülerek gelen değerlerimizi referans alarak yetiştirmelidir.

 

Vesselam…