VF kat sol
VF kat sağ

30 Aralık 2017

Yüreklerimizdeki sızısı dinmeyen Afganistan

1978 yılı sonlarında, Rusları işgaline uğramasıyla…

Türkiye Müslümanlarının, 1980'li yıllarda cihad etmeye gitmek için hayaller kurdukları ülke…

Dualarımız Afganlı kardeşlerimize…

Rüyalarımız Hirdukuş Dağlarında geçerdi…

Uğruna marşlar yazılan, Müslüman Afgan Kardeşlerimizin ülkesi…

Afgan dağlarında kar kucak kucak,

Ne evler kalmış ne de bir ocak,

Bizim evimizse yaz gibi sıcak,

Kalmak istesen de kalmazsın ki…

 

Afgan'da olanlar yürekler dağlar,

Cihat eden değil etmeyen ağlar,

İmanın bağı bizi oraya bağlar,

Kırmak istesen de kıramazsın ki…

 

AFGANİSTAN'IN YAKIN GEÇMİŞİ

HABİBULLAH HAN dönemi: 1901-1919

1900'lü yılların başında İngilizler Hint Alt kıtasını tamamen hegemonyaları altına almışlar, kuzeydeki Afganistan bölgesini de 1901 yılında Abdurrahman Han'ın en büyük oğlu Habibullah Han'ı iktidara getirdi. Habibullah Han 1919 yılına kadar Afganistan emirliğinde bulundu ve İngilizlerle yakın ilişkiler geliştirdi.

EMANULLAH HAN Dönemi: 1919-1928

Babası Habibullah'ın 1919'da öldürülmesinden sonra tahta çıktı ve Afganistan'ın bağımsızlığını ilan etti. İngilizler 1. Dünya savaşından yıpranarak çıktığı için, buna karşı çıkmasına rağmen, bağımsızlık ilanını kabul etmek zorunda kaldı ve 8 Ağustos 1919 günü Ravalpindi'de bağımsızlık anlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. 1921 yılında SSCB ve Türkiye ile dostluk, 1922'de İran'la saldırmazlık antlaşması yaptı. 1921 Türkiye Anayasası'nı örnek alarak, Afgan Anayasası hazırladı, 1923'te yürürlüğe soktu. 1928 yılında Türkiye'den ilham alarak, bir takım yeni yasaları yürürlüğe koymak isteyince, bazı dini önderler ve kabileler ayaklandı. Bu kabilelerden birisinin lideri olan Baççe-i Saka, Kabil'i ele geçirdi ve krallığını ilan etti. Fakat İngilizler boş durmadı ve bazı kabileleri de kendi yanına çekip, Muhammed Nadir Şah'a destek vererek 1929 Ekim ayında, tahta çıkmasına vesile oldu.

MUHAMMED NADİR ŞAH Dönemi: 1929-1933

Muhammed Nadir Şah iktidarında pek rahat edemedi.  İsyanlarla mücadele etmek zorunda kaldı ve 1933 yılında bir suikastle öldürüldü.

MUHAMMED ZAHİR ŞAH Dönemi: 1933-1973

Kasım 1933'te babasının öldürülmesi üzerine, 19 yaşında tahta çıktı. Genç yaşta olduğu için, devlet işleri daha çok yakın akrabaları tarafından idare edildi. 1964 yılında yeni bir anayasa ile meşruti monarşiye geçti. Kayınbiraderi General Muhammed Davud Han, 17 Temmuz 1973'te kansız bir darbeyle kendisini devirerek, cumhuriyet ilan etti. Tahttan resmen 24 Ağustos 1973'te çekilen Zahir Şah, İtalya'ya sürgüne gitti.

MUHAMMED DAVUT HAN Dönemi: 1973-1978

Davut Han'ın darbesi, Solcu subaylar ve Bayrak (Perçem) Partisi tarafından da desteklendi. Davut Han iktidarını güçlendirdikten sonra; Sovyetler Birliği'nden ayrılıp, batıya yöneldi ve sol düşünceli yöneticileri görevlerinden aldı.

1977 yılında yeni bir anayasa hazırladı ve bu anayasa mecliste kabul edilerek, Devlet Başkanı statüsüyle görevine devam etti.

Komünist Perçem Partisi'nden Mir Ali Ekber Heybar'ın öldürülmesi üzerine, on yıldır ayrı ayrı mücadele veren sol partiler, Davut Han'a karşı muhalefette birleştiler. Heybar'ın cenaze törenine 10 bin civarında kişinin katılması, Davut Han'ı endişelendirdi. Davut Han, hemen harekete geçerek, aralarında Komünist Perçem Partisi lideri Babrak Karmal, Komünist Halk Partisi Liderlerinden Nur Muhammed Tarakki ve ileri gelenlerinden Hafızullah Amin'i 24 Nisan 1978 tarihinde, tutuklayıp hapsetti.

Nur Muhammed Taraki, Hafizullah Amin, Babrak Karmal; ordu içindeki General Abdülkadir vasıtasıyla, 27 Nisan 1978 günü gerçekleştirdiği darbe sonunda, Davud Han'ı iktidardan indirip kendisini ve aile üyelerinin çoğu öldürüldü.

NUR MUHAMMED TARAKKİ Dönemi: 1978-1979

Darbeciler 30 Nisan'da, 35 kişilik bir ihtilal konseyi kurdular. Konseyin başkanı, aynı zamanda Hükümetin Başbakanı Nur Muhammed Taraki oldu. 21 kişilik bir kabine kurulmuştu. Bunun 11 üyesi Halk Partisine, 10 üyesi de Parçam grubuna mensuptu.

Ülkenin idaresi, Halk ve Parçam'ın birleşmesinden meydana gelen Afganistan Demokratik Halk Partisi(ADHP)'nin kontrolüne girmişti. Perçem Cephesi'nden Babrak Karmal O'nun yardımcısı ve başbakan yardımcısı; Halk kanadı lideri Hafızullah Emin de, devlet başkanı ikinci yardımcısı ve dışişleri bakanı oldu.

Devrim Konseyi Başkanı Nur Muhammed Taraki, üç ay içinde, ipleri tamamen eline aldı ve 1978 Temmuzunda, yani darbeden üç ay kadar sonra, en büyük rakibi Babrak Karmal'a darbeyi vurdu; Babrak Karmal, Başbakan yardımcılığından ve Demokratik Halk Partisi Genel Başkan yardımcılığından alınarak, Prag'a büyükelçi yollandı. Esasında Karmal, uçağa silah tehdidi ile bindirilmiştir. Karmal ile beraber, yakın arkadaşları da görevlerinden alınarak, çeşitli büyükelçiliklere tayin edildiler. İki ay sonra da büyükelçilik görevlerinden azledildiler. Bunun üzerine Karmal Moskova'ya sığınmış ve Moskova Karmal'ı, Taraki'ye karşı bir koz olarak elinde tutmaya başladı.

Taraki iktidarını güçlendirmek için orduda temizlik yapmaya karar verdi.

20 Ağustos 1978'de, Milli Savunma Bakanı ve 27 Nisan darbesinin aktif elemanlarından General Abdülkadir'i görevden aldı. Milli Savunma Bakanlığı kendi uhdesinde kalmak üzere; kendi üzerine aldı ve Başbakan Yardımcılığına da, Dışişleri Bakanlığı üzerinde kalmak üzere Hafizullah Amin'i getirdi.

Nur Muhammed Taraki, 1978 sonbaharından itibaren Sovyetlerle çok yakın bir işbirliğine girdi. 5.000 civarında askeri ve sivil Sovyet uzmanı Afganistan'da göreve getirdi. Eğitim için de bir çok Afgan'ı Sovyetler Birliği'ne eğitime gönderdi. 5 Aralık 1978 günü Moskova'ya yaptığı ziyarette, Sovyet Rusya ile 20 yıl süreli bir Dostluk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Antlaşması imzaladı. İki devlet arasında askeri işbirliği, dolayısıyla ittifaka yakın bir bağ kuran bu antlaşmanın bilhassa 4'üncü maddesi, Sovyetlerin 1979 Aralık ayında Afganistan'ı işgaline dayanak olmuştur. Zira bu maddeye göre, taraflar, karşılıklı olarak, ülkelerinin güvenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak için, birbirleriyle danışma içinde olacaklar ve karşılıklı muvafakat ile gerekli tedbirleri alacaklardı.

Taraki hakimiyeti ele aldıktan kısa bir süre sonra, Sovyetler Birliği yönetimine benzer bir yönetim sistemine geçmeye karar verdi. Bu Afgan halkı tarafından tepkiyle karşılandı ve Afgan kültürünün yozlaşacağı ve dinin hayattan uzaklaştırılacağı gerekçesiyle, tüm Afganistan'da Taraki yönetimine karşı tepkiler çoğalmaya başladı. Taraki 5 Aralık 1978'de Sovyetler Birliği ile bir dostluk antlaşması imzalaması ve 27 Aralık 1978 günü Sovyetler Birliği ordusundan ‘danışman' statüsünde subaylar Afganistan'a gelip, orduyu eğitmeye başladılar.Sovyet askerlerinin ülkeye girişi, bardağı taşıran damla oldu ve ayaklanmalar başladı. Bu arada iktidar çekişmeleri arttı ve Mart 1979'da Babrak Karmal'ın üyesi olduğu Perçem (Bayrak) kanadı yönetimden uzaklaştırılarak, başbakanlığı Hafizullah Amin getirildi. İktidar cephesinde bu gelişmeler yaşanırken, özellikle ülkenin doğu bölgelerinde Afgan halkı yeni gelen idareye karşı ayaklanmaya başladı. Afgan halkının ayaklanması kısa sürede tüm Afganistan'a yayıldı. 1979 Mart ayına gelindiğinde 28 vilayetin yarısından çoğunda Mücahidler, etkinliklerini artırdılar. Hükümet kuvvetleri adeta şehir merkezlerine hapsedildi. Diğer bölgelerin kontrolü tamamen Mücahidlerin eline geçti. Hatta Kabil'de bile zaman zaman çok şiddetle çatışmalar yaşanmaya başladı. Afgan ordusunda yer yer çözülmeler başladı. Birçok subay ve asker Mücahidlere katılmaya başladı.

14 Eylül 1979 tarihine gelindiğinde, iktidar çekişmesinde Taraki ve Amin yanlıları arasındaki çatışmada, devlet başkanı ve ADHP genel sekreteri Taraki öldürüldü ve Hafizullah Amin Devlet başkanlığına getirildi.

HAFİZULLAH AMİN Dönemi: 14 Eylül1979 – 24 Aralık 1979

Hafizullah Amin halkı yatıştırmak için, genel af ilan etmek gibi bir taviz politikasına başladı. Bir taraftan da Taraki taraftarlarını temizliyordu.

Sovyetlere bağlılığını bildirmesine rağmen, 24 Aralık 1979 gecesi Sovyet birliklerine ait askerler, Kabil havaalanına inmeye başladı.

Üç gün süren bu indirme faaliyetinden sonra, 27 Aralık 1979 günü Hükümete ait tüm binalar, Sovyet askerleri tarafından ele geçirildi. Bir taraftan da Afgan Hükümetine ait askeri birlikler, silahtan arındılıyordu. İki Tümen asker tamamen silahtan arındırıldı.

27 Aralık 1979 günü Babrak Karmal Sovyet Rusya'dan radyo vasıtasıyla Afgan halkına yaptığı konuşmada, "hürriyet günü"nün geldiğini ve yeni bir Afganistan'ın doğmakta olduğunu bildirerek, halkı yeni hükümetin yanında yer almaya davet etti. 28 Aralık 1979 günü Babrak Karmal başkanlığında bir İhtilal Konseyi'nin kurulduğu; Karmal'ın Afganistan Demokratik Halk Partisi'nin Genel Sekreterliğine getirildiği, Hafizullah Amin'in İhtilal Mahkemesi tarafından idam edildiği açıklandı.

BABRAK KARMAL Dönemi: 1979-1986

Afganistan'ın Sovyetler tarafından işgali bütün dünyada ve özellikle İslam dünyasında yankı uyandırdı. Batı ülkeleri tedirgin oldular.

ABD Başkanı Carter 28 Aralık 1979 günü yaptığı konuşmada, Sovyetlerin Afganistan'ı işgalini, "milletlerarası hukuka aykırı" "kaba bir müdahale" diye isimlendirdi ve 3 Ocak 1980'de de Senato'ya gönderdiği bir mesajda, SALT-II anlaşmalarının müzakeresinin ertelenmesini talep etti. Senato bunu hemen yerine getirdi ve SALT-II anlaşmasının tasdikini durdurdu.

Brejnev de, 12 Ocak 1980 tarihinde Tass Ajansı'na; ‘Afganistan'ı, dışardan gelen silahlı bir saldırıya karşı korumak ve Afganistan'ın milli bağımsızlığını, hürriyetini ve şerefini savunmak için bu ülkeye asker sevkettiklerini' söyleyerek; ABD ve batıyla âdeta dalga geçti.

Afganistan'ın Sovyetler tarafından işgali, Pakistan ve İran'da tedirginlik yarattı. Komizm tehdidi tam sınırlarına gelip dayanmıştı.

Babrak Karmal Kabil Üniversitesinde Hukuk okudu ve öğrenciliği döneminde Marksist faaliyetleriyle ön plana çıktı ve 5 yıl hapis yattı. 1 Ocak 1965'te Kabil'de kurulan Afganistan Demokratik Halk Partisi'nin kurucuları arasında yer. Partinin genel sekreterliğine getirildi. 1965'ten 1973'e kadar bu partide hizmet etti. 1967'de Demokratik Afganistan Partisi; Parcham (Bayrak) ve Khalq (Halk) adında ikiye bölündü. Karmal Perçem Hizbinin lideri oldu.

Nisan 1978'de, Komünistler Afganistan'ın kontrolünü ele geçirdiğinde, Karmal, önce başbakan vekili oldu. İç çekişmelerde rakip Halk hizibi yönetimde ağırlığı ele geçirince, Prag'a büyükelçi olarak atandı.

28 Aralık 1979 günü Sovyetler, Afganistan'ı fiilen istila etti ve Sovyetlere ait komandolar, lider Hafızullah Amin'i öldürdü ve yerine Babrak Karmal getirildi. Karmal 1981 Haziran'ında Başbakanlık görevini Sultan Ali Keşmand'a devretti, Partinin Genel Sekreterliğini ve Devrim Konseyi Başkanlığını elinde tutmaya devam etti.

Babrak Karmal döneminde Sovyetlerin Afganistan'daki asker sayısı arttıkça arttı. 1985 yılına gelindiğinde bu sayının 115.000'le ulaştı. Bu kadar büyük askeri güce rağmen, Afgan halkının direnişinde kırılma olmadı. Aksine silahlı direnişin arttığı görünüyordu. Babrak Karmal 4 Mayıs 1986 tarihinde Sovyetler tarafından görevden alındı ve Moskova'ya getirildi.

 

MUHAMMED NECİBULLAH Dönemi: 1987

Sovyetler Birliği Babrak Karmal'ı görevden aldıktan bir sene kadar sonra Afganistan Başkanlığı'na Necibullah'ı 4 Mayıs 1987'de göreve getirdi. Necibullah bir takım yeniliklere gitti ve yeni bir Anayasa kabul etti ve ülkenin adını Afganistan Cumhuriyeti olarak değiştirdi.

Ruslar bu kuklalarının da bir işe yaramadığını ve Afganistan'ın % 85'inde kontrolü muhaliflerin ele geçirmesi üzerine, Mayıs 1988 tarihinde Afganistan'dan çekilme kararı aldı ve askerlerini çekmeye başladı. Necibullah Mücahidlerle uzlaşmaya çalıştı, fakat mücahid grupları Necibullah'ın iktidarı terk etmesini istiyorlardı. Mücahitler Kabil kapılarına dayandığında, Necibullah'ın en güçlü komutanlarından birisi olan Özbek General Raşid Dostum; Hem kendi bölgesi Mezar-ı Şerif'i hem de Kabil'i mücahitlere karşı savunuyordu. 1992 yılının başlarında Cemiyet-i İslami Afganistan adlı gruba bağlı Ahmet Şah Mesud'la anlaşarak, mücahitlerin 17 Nisan'da Kabil'i ele geçirmelerinin önünü açtı. Necibullah; 17 Nisan 1992 tarihinde Kabil'i ele geçiren mücahidler tarafından, sığındığı BM binasında ele geçirildi ve Başkanlık sarayına getirilerek idam edildi. Böylece 24 Aralık 1979 günü başlayan Sovyet istilası, 17 Nisan 1992 tarihinde fiilen sona ermiş oldu.

 

MÜCAHİDLER DÖNEMİ

 

Afganistan'daki Mücahid Gruplar ve Liderleri

Hizb-i İslami Afganistan-Mühendis Gülbeddin Hikmetyar

Cemiyet-i İslami Afganistan-Prof. Burhaneddin Rabbani

Mehaz-ı Milli İslami Afganistan-Seyyid Ahmed Gilani

Cephe-i Milli İslami Afganistan-Sıbgatullah Müceddidi

Hareket-i İnkılabi İslami                Mevlevi-Muhammed Nebi Muhammedi

Hizb-i İslami Mevlevi Yunus Halis

İttihad-ı İslami Bara-i İslami Afganistan-Abdurrab Resul Sayyaf

 

Nisan 1992'de Pakistan'ın Afganistan sınırındaki Peşaver kentinde toplanan mücahit gruplar, Afganistan İslam Devleti'nin kurulduğunu açıkladılar. Ancak iki büyük grup Hikmetyar'ın Hizb-i İslami'si ve Rabbani'nin Cemiyet-i İslami'si arasındaki ihtilaflar nedeniyle, devlet başkanlığı, daha tarafsız biri olarak görülen, Tacik asıllı Sıbgatullah Müceddidi'ye verildi. Gülbeddin Hikmetyar başbakan, Tacik komutan Ahmet Şah Mesud da Savunma bakanı oldu. Ancak bu durum bile ihtilafları azaltmadı. Mücahit gruplar, özellikle İslam âlimlerinin devreye girmesiyle, aralarında tam dört anlaşma yaptı.

Ancak bu anlaşmaların uygulamaya geçirilmesi, kısa süreli oldu. Mesela Peşaver Anlaşması gereği altı ay Cumhurbaşkanı olarak kalan Müceddidi, yerini Rabbani'ye bıraktıktan sonra; 1993 yılında Rabbani ve Hikmetyar, Afganistan'ın yeniden yapılandırılması için, harekete geçerek; önce İran'ı sonra Suudi Arabistan'ı ziyaret ettiler ve yardım sözü aldılar. Ancak Hikmetyar'ın Celalabad kentinde yapılması planlanan kabine toplantısına, kendisine yönelik suikast planlandığını öne sürerek katılmaması; ortamı yeniden gerdi ve çatışmalar yeniden başladı.

Burhaneddin Rabbani ve Şah Mesud birlikleriyle Hikmetyar birlikleri arasında Kabil'in dışında çatışmalar yaşanırken; diğer yandan küçük gruplar, Kabil içinde çatışmalara başladı. BM'nin Afganistan özel temsilcisi Mahmud Mestiri ve Pakistan'ın devreye girmesi çatışmaları önleyemedi.

Bu dönemde başkent Kabil, Ruslar'ın işgalindeki dönemden daha büyük bir yıkıma uğradı, binlerce kişi bombardıman ve çatışmalar sonucu hayatını kaybetti. Her iki grup arasında devam eden savaşta, toplam 25 bin Afganlı hayatını kaybetti.

 

TALİBAN DÖNEMİ

1994 yılında Peştunların yoğunluklu olarak yaşadığı Kandahar'da, Müderris Molla Muhammed Ömer etrafında toplanan öğrencilerden “Taliban” ismiyle anılan gurup, Pakistan tarafından fiilen desteklenmeye başladı.

Pakistan'ın tank, helikopter desteğini alan Taliban, kuvvetli ve hızlı bir şekilde Afganistan'daki şehirleri peş peşe eline geçirdi.

Taliban hareketi 1995 yılında, Kabil'in güneyine yerleşen Hikmetyar'la anlaşarak, başkent üzerine yürüdü. İki yıl süren çabalar sonucu, 1996 yılının Eylül ayında Ahmet Şah Mesud'un askerlerini kuzeye çekmesiyle, Kabil'i ele geçiren Taliban; İslam devletini kurduğunu açıklayarak Molla Muhammed Ömer'i Halifet‘ül-Müslimin (Müsülmanların Halifesi) olarak ilan etti. Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinin ardından, sadece ülkenin kuzey bölgelerinde kalan Taliban karşıtı gruplar, kuzey ittifakını oluşturmuş ve Ahmet Şah Mesud'u ittifakın başına getirmişlerdir. Taliban'a karşı savaşan tek gurup olarak kuzey ittifakı kalmıştı. Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE hükümetlerinden maddi yardım alan Taliban, Afganistan'ın % 90'ına hakim oldu.

Taliban iktidarda bulunduğu 1996-2001 yılları arasında; kendi anlayışında bir İslam şeriatı uyguladı. Dikkat çeken uygulamalardan bazıları şunlardı:

---Kız çocuklarının eğitim görmesini yasakladı.Bundan dolayı, Taliban'ın güçlü olduğu 11 vilayette 500'den fazla okulun kapandı.

---Hırsızlık yapanların eli kesilmeye başladı.

---Televizyon, Sinema ve müzik yasaklandı.

---Erkeklere sakal, kadınlara peçe zorunluluğu getirildi.

---Kadınların çalışması yasaklandı. Bir kaç yıldan sonra bu yasak, öğretmen ve hemşire olmalarına kısmen izin verilerek hafifletildi.

---Futbol, boks gibi bazı spor dalları yasaklandı.

 

AMERİKAN İŞGALİ

Amerika 11 Eylül 2001 günü tahinin en büyük şokunu yaşıyor; paranın, ekonominin ve gücün sembolü olarak lanse edilen İKİZ KULELER ve PENTAGON intihar saldırısı yapan uçaklarla: 2.996 kişi öldü.

ABD, intihar saldırılarını El Kaide üyesi teröristlerin yaptığını iddia ederek; 27 gün sonra 7 Ekim 2001 tarihinde; El Kaide'nin Afganistan'da karargah kurduğunu iddia ederek, Afganistan'ı işgal etti.

Böylece Taliban'ın kurmuş olduğu Afganistan İslam Emirliği yıkılıp, yerine ‘Demokratik Hükümet!' kuruldu.

Amerika, İngiltere ile birlikte ilk anda 50.000 askeriyle Afganistan'ı işgal etti. 2007 yılına gelindiğinde, Afganistan'ın tamamında ABD ve 40 civarında koalisyon ülkesiyle birlikte 140.000 askere ulaştı.

Taliban ve Afgan muhalefeti zayıflatıldı, fakat tamamen yok edilemedi.

Koalisyon askerlerinden Afganistan'ı ilk terk eden 2010 yılında Hollanda oldu. 2012 yılında Fransa, 2013 yılı sonunda İngiltere çekilmek zorunda kaldı.

Afganistan ile ABD arasında 28 Aralık 2014'te Kabil'de imzalanan İkili Güvenlik Anlaşması'yla; ABD askerlerini çekmeye başladı ve "Kararlı Destek Misyonu'uyla 2015 sonrasında 5-6000 civarında Amerikan askeri kaldı. 2001-2015 arasında 2 bin 356 Amerikalı asker Afganistan'da öldü.

Böylece Amerika'da Rusya'nın akibetine uğramaktan kurtulamadı.