VF kat sol
VF kat sağ

30 Aralık 2015

Zavallı Arap Birliği, acınacak bir haldesin

Arap Birliği; Mısır, Irak, Ürdün, Lübnan, Suudi Arabistan ve Suriye tarafından 22 Mart 1945'te Kahire'de kuruldu.

Merkezi de Kahire olan Arap Birliği'nin bugün 22 üyesi mevcut. Örgüt, Arap ülkeleri arasında ekonomik, kültürel, siyasi ve sosyal ilişkileri düzenlemek için bir araya gelir. Birliğin Genel Sekreteri Nebil El Arabi'dır. Türkiye ise dâimi gözlemci statüsündedir.

Genellikle dışişleri bakanları düzeyinde toplanılır. Her üyenin bir oyu var ve kararların bağlayıcılığı sadece oy veren ülkelerle ilgilidir.

Arap Baharı en çok Arap Birliği'nin krallarının, sultanlarının ve diktatörlerinin uykusunu kaçırmış ve kâbus dolu günler geçirmesine sebep olmuştu, bunu unutmamak gerekir.

Geçtiğimiz hafta Bağdat yönetiminin çağrısı üzerine toplanan Arap Birliği, Türkiye'nin Musul'daki Başika kampında bulunan askeri varlığını tartıştı ve Türkiye'yi kınayarak bölgedeki Türk askerinin çekilmesini talep etti.

Kahire'deki toplantı sonrasında Arap Birliği adına yapılan açıklamada, Türkiye'nin Musul'daki asker takviyesi, “Irak'ın egemenliğe bir saldırı ve Arap ulusal güvenliğine tehdit” olarak tanımlandı.

Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Ahmed Ben Heli tarafından okunan ortak açıklamada, “Türk askerlerinin bölgedeki karışıklığı artırdığı” iddia edildi.

Oturumun açılışında konuşan Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi ise, Türkiye'nin “Uluslararası hukuku ve Irak'ın egemenliğini açıkça ihlal ettiğini” öne sürdü.

Toplantıda konuşan Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el Caferi ise; “Türkiye'nin bir yerden başka bir yere güçlerini çekmesi egemenliğimizi ihlal etmediği anlamına gelmez, egemenlik parçalanmaz bir bütünlüktür. Bugün Arapların büyük evinde Türkiye'ye karşı ciddi bir kınama yapılmasını ümit ediyoruz. Burada alınacak kararın Irak'ın egemenliğine ve konumuna layık olması lazım” ifadelerini kullandı.

Caferi, “Burada cesur bir şekilde Türkiye'ye karşı ciddi bir kınama yapılması lazım. Türkiye'nin acil bir şekilde güçlerini çekmesi ve bir daha tekrarlanmaması için bu karar şart” dedi.

İÇLER ACISI BİR HALDELER

Oysaki Arap Birliği'nin varlığı güçlü, iradeli bir İslâm Birliği'nden geçer. 60 ülke ve topluluğun; birlik, beraberlik içerisinde siyasal ve ekonomik güç birliğini sağlamayı düşlemesi gerekirken maalesef içler acısı bir manzarayla karşı karşıyadır.

Bugün Arap Birliği ırk, aşiret, iktidar çıkarları ve küresel güçlerin baskısıyla karar alan bir mekanizma haline gelmiş görüntüsüyle, bölgesel bir kuruluş izlenimi vermektedir.

2 milyar nüfus ile dünyanın en önemli enerji kaynaklarını elinde tutan Birlik, Birleşmiş Milletler teşkilatından sonra dünyanın en önemli gücü olabilecek potansiyele sahip olmasına rağmen dünyanın en etkisiz bir kurumu pozisyonundadır.

Afrika, Asya ve Latin Amerika'da maddi manevi yardıma muhtaç Müslüman coğrafyaların problemlerini çözebilecek ekonomik ve insan gücüne sahip iken asla bu potansiyeli harekete geçirecek bir projeye dönüştüremedi.

Arap Birliği'nin yıllarca üzerinde durduğu Arap-İsrail çatışmaları, Filistin sorunu, Lübnan problemi, İsrail'in izlediği yayılma­cı politikalar, Gazze ve Filistinli mültecilerin problemleri gibi konulardı.

Maalesef şimdiye kadar bu alanlarda siyasal ve askeri sorunlarla ilgili başarılı olamadığı gibi İsrail'in ya­yılmacı politikası karşısında da en ufak bir varlık dahi göstereme­miştir. 

Arap dünyasının kendi sorunları ve İslam toplumlarında yaşanan ciddi problemlerle ilgili Batı dünyasına karşı tek vücut halinde hareket etmesi dahi sağlanamamıştır.

Türkiye'nin Musul'daki askeri varlığını eleştirmek için utanmadan toplanan zavallı Arap Birliği, Irak topraklarında ABD, İngiltere, İran, Almanya ve Fransa'nın asker bulundurması karşısında ise sesini dahi çıkaramıyor.

Suriye'de 350 bin Müslüman Arap Türkmen katledilirken, Mısır'da meydanlarda Arap çocukları katledilirken, Myanmar'da Doğu Türkistan'da yıllardır baskı ve zulüm altında insanlar yaşam mücadelesi verirken kafalarını kuma gören Arap Birliği üyeleri; Türkiye'nin Musul'da ne işi olduğunu konuşmak için toplanmış.

Zavallı Araplar Birliği, ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın Irak'ın petrollerini,  topraklarını darmadağın edişine, parsellemesine ses çıkaramazken Türkiye'nin 124 tane asker 4 personel taşıyıcı kamyonu için toplanmış yazıklar olsun!

Son olarak Arap halkları nezdinde bu birliğin Arap devrimleri süreciyle birlikte hiçbir karşılığının olmadığının da altını çizmek gerekiyor.