12 Ekim 2020

Zincirlikuyu Mezarlığı

1870 yılında Sultan Aziz'in oğlu Veliaht Yusuf İzzettin Efendi için yaptırılan yazlık saray ile kurulan ve gelişmeye açılan semt. Veliahtın, adı geçen köşkte 1917 de bileklerini keserek intihar etmesi ya da öldürülmesiyle adı uğursuz semte çıkan yer konut alanı olarak fazla gelişmemiş ve bu sebepten dolayı mezarlık Yusuf İzzettin Efendi'nin av köşkünün bahçesine kurulmuştur. Av köşkü ise halen yapı meslek lisesi olarak kullanılmaktadır. Semtin adı köşkün hemen aşağısında bulunan ve bugün izi bile kalmayan kuyudan gelir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin maliki olduğu mezarlık, İstanbul'un modern biçimde düzenlenmiş ilk asri mezarlığıdır ve bu yüzden uzun yıllar halk arasında "asri mezarlık" olarak anılmıştır. Mezarlığın bulunduğu alan 1930'lu yıllara kadar kırsal durumdaydı ve en yakın yerleşme Mecidiyeköy'deydi. 1935'te şehir dışında yeni bir mezarlık kurulmasına karar verildiğinde en uygun yer olarak hem Şişli'den hem de Beşiktaş'tan ulaşılabilen ve genişleme imkanı bulunan Zincirlikuyu seçildi.

Ancak 1950'lerde çevresinde ortaya çıkmaya başlayan yerleşmeler mezarlık alanının genişlemesini önledi. Çevresindeki yapılaşma sürecine paralel olarak 1960'lı yıllarda bugünkü sınırlarına ulaştı. 1973 yılında Etiler (Nisbetiye Caddesi)-Büyükdere Caddesi bağlantı yolunun inşası nedeniyle mezarlığın bir bölümü istimlak edildi. Uzun yıllar boyunca Beyoğlu yakasındaki tek modern mezarlık olması, hızla dolmasına yol açmıştır. Bugün 380.847 m²'lik mezarlık alanı aile kabirleri için ayrılmış olanlar dışında bütünüyle dolmuş durumdadır.

Umumi Hıfzısıhha Kanunu'na dayanılarak Zincirlikuyu Mezarlığı'na inşa edilen Türkiye'nin tek ve ilk krematoryumu, kullanım için talep gelmediğinden yıktırılmış ve bugün yerinde mezarlığın garajı ve müdürlük binası bulunmaktadır.[1] Ünlü opera sanatçısı Ayşe Leyla Gencer'in cenazesi 2008'de Milano'da vasiyeti doğrultusunda krematoryuma götürülerek yakılmış külleri ise vasiyeti gereği Dolmabahçe açıklarında Boğaz sularına dökülmüştü.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde de 2006 yılında Hollandalı bir firma tarafından krematoryum açıldı. Şu anda Avrupa'da krematoryum olmayan tek ülke Türkiye.

(1930'larda, Umumi Hıfzısıhha Kanunu'nun ardından Zincirlikuyu Mezarlığı girişine bir krematoryum yapıldı, ancak hiç kullanılmadığı için birkaç yıl sonra yıkıldı.

Eski Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay zamanında, 1975-1976 yıllarında bir krematoryum yapılması girişiminde bulunuldu, ancak yaşama geçirilemedi.

Yakılmayı seçen ünlü isimler  Heath Ledger, Ingrid Bergman, Steve McQueen, Rock Hudson, Kurt Cobain, Alfred Hitchcock, Albert Einstein, Prenses Margaret, Marlon Brando, Amy Winehouse kremasyonu seçen dünyaca ünlü isimler.

Osmanlı'nın son zamanlarında İstanbul'da Anadolu Kavağı sınırları içinde "Tahaffuzhane" olarak adlandırılan ölülerin yakıldığı bir bina vardı. Cumhuriyet döneminde bu alan askeri bölge ilan edildi ve daha sonra harabe oldu.

Yakılan cesedin bir dava nedeniyle incelenmesi gerekirse ne olacak?

- Ceset çürüdükten sonra DNA dışında bir veri elde etmek çok zordur. Krematoryumda bir hükümet tabibi olacak. Ölüm raporu düzenlenecek. Yakılmak isteyen insanlara mecburi otopsi yapılacak. Şüpheli ölümler de kontrol altına alınmış olacak. Yakılmadan önce o kişinin DNA örnekleri alınacak. Bu örnekler devletin kayıtlarına alınacak. Bir DNA Bankası olacak. Örneğin, yakılanın çocuğu olduğu iddiasıyla bir dava açılırsa, o örneklere bakılacak.

Ahmed Adnan Saygun, Ayhan Işık, Belgin Doruk, Suavi Süalp, Muammer Karaca, Müslüm Gürses, Cemal Nadir, Kerim Tekin, Şükrü Saraçoğlu, Kemal Sunal, Vehbi Koç, Sadri Alışık, Sakıp Sabancı, Rıfat Ilgaz.

İLBER ORTAYLI

Tarih Profosörü, İlber Ortaylı Avusturya'daki bir göçmen kampında 1947 yılında dünyaya gelmiş. Ortaylı hoca, kendine has üslubuyla cevaplıyor sorularımızı: "Yuvarlak bir taş, Hüvel Baki olacak baştarafında aklınızda olsun. İstanbul'a Zincirlikuyu'ya gömülmek istemiyorum. Karadeniz veya Akdeniz kıyısı olabilir. Katiyen Mecidiye camilerinden filan kaldırmayın. Allah gecinden versin, Sultanahmet filan istemem."

Abdülaziz Han'ın sadık dostu Ferhan'ına ne olduğunu bilmiyoruz. Lâkin Genç Osman'ın "Sisli Kır" isimli atının Kavak Sarayı bahçesinde mezarı olduğunu biliyoruz. Genç Osman, bu sâdık hayvanını, padişahlığının başlarında, daha 16 yaşındayken kaybetmişti.

(Selimiye Kışlası, Kabakçı Mustafa isyanıyla yakılan Kavak Sarayı'nın bahçesindeydi.)

Padişahların ölen atları Karacaahmet'te ve Üsküdar Kavak Sarayı bahçesinde at mezarlarına gömülür, üzerlerine kitâbeleri konulurdu. Genç Osman'ın çok sevdiği atı Sisli Kır, Kavak Sarayı bahçesine defnedilmişti.