03 Ocak 2018

Zulüm ile âbâd olanın rejimi berbâd olur

Öncelikle, İran'ın batı eliyle terbiye veya tasfiye edilmesi bir Müslüman olarak bizi üzer.

Ancak aynı durum Türkiye'nin başına gelse, İran'ı üzmek şöyle dursun memnun eder.

Anayasasında yazıldığı üzere İran bir Şii devleti…

16 Aralık 2016'daki yazımın başlığı şöyleydi: İran rejimi bizim değil, şeytanın kardeşi

Bunun yazmamıza neden olan şey, İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani'nin İran'ın “Şii devleti” olduğunu açıklaması ve İran'ın Suriye'de yaptığı katliamları idi.

Peki, İran Suriye'de ne yapmıştı?

Bir milyon insanın katili Esad'a yardım etti ve etmeye devam ediyor.

İranlı Şii teröristler, tekbir getirerek Suriyeli kızlara, kadınlara tecavüz etti. Erkek, kadın, çoluk çocuk on binlercesini öldürdüler. Evlerini başlarına yıktılar. Yapmakla kalmayıp, kaydedip yayınladılar.

Çığlık, gözyaşı, kan ve beddua arşa ulaştı.

Uzağa gitmeye gerek yok. İstanbul'dan yayın yapan 14 TV adlı Caferi kanalı, Halep'te Şiilerin işlediği katliamı göbek atarak yayınladı. Suriyeli Müslümanların tecavüze uğrayıp öldürülmesine üzülmek şöyle dursun, kamera önünde eğlence bile düzenledi.

Mazlumun ahı yerde kalacak değil. O çığlıklar, o kan, o gözyaşı, o beddua gelip bugün ya da yarın faili vurur. Bir sineğin Firavun'un başını paralaması gibi Müslüman kılıklı Haçlı Şabi teröristlerinin beynini parçalayacak.

İsrail'le düşman gözüküp iş tutmalar, rejime itaat etmeyenleri katletmeler, tek suçu “Sünni” bir mezhebe tabi olmak olan İranlıları infaz etmeler cezasız mı kalır sanırlar.

Şii İran rejimini ihraç etmek, yani başka insanları Şiileştirmek, başka ülkelerin rejimlerini İran rejimine dönüştürmek İran anayasasının en asli unsuru…

Bu yüzden 1980 sonrasında, Türkiye'de sayısız Müslüman “İrancılık” ile itham edilip zulme maruz kaldı.

Irak'ın bugün maruz kaldığı talan ve katliamın asıl nedeni İran'ın Bush ile anlaşması…

Evanjelizm'in Mesih beklemesi ile İran rejiminin “13. İmam”ı beklemesi ve bu gerekçelerle yaptıkları şeyler birbirinden farklı değil.

İran Kudüs'e sahip çıkmadı, kullandı. Filistin'in çektiği zulümler umurunda bile olmadı.

Bizi hep “İsrail'i ilk siz tanıdınız” diye suçladılar. O dönemde Türkiye'de CHP'nin olduğunu söylemediler. Siyonizm'in Kemalizm'e, Kemalizm'in de Siyonizm'e dost olduğunu, yardım ettiğini ikrara yanaşmadılar.

İsterseniz adım adım gidelim:

İran bir Şii devleti...

İran anayasası, yönetimi Şii rejimini ihraçla memur kılıyor.

Şiilerin pek çoğu Sünnileri “Müslüman” olarak bile görmez.

İran'da Şii olmak üstün ırk gibi ayrıcalık... Şii olmayan 2. 3. 4. sınıf vatandaş...

Sünni devletler rakip olmanın ötesinde düşman gibidir. 15 Temmuz'da İran Dışişleri Bakanı, Cumhuriyet gibi bir gazetede yazılar yazarak FETÖ'cülere yardım etmiştir.

Irak'ın yaşadıklarının ABD, İsrail, İngiltere ve İran'dan oluşan 4 büyük faili var.

İran, İsrail'in düşmanı değil. Alman bandıralı gemilerle çok yoğun ticari işbirliği var. İran ticareti önemli ölçüde İsrail'in elinde…

İran yoksa İsrail yoktur, İsrail yoksa İran yoktur. Hem İsrail'e denge, hem de Şii-Sünni çatışması için kuruldu.

Siyonistlerin İran aleyhine açıklamaları ve İran yönetiminin tersi açıklamalar bir oyundan ibaret.

Erdoğan yönetimi aksini yaparak sayısız kez ispat etse de İran, Türkiye'nin gelişmesini asla istemez, tuzak kurmaktan kat'a çekinmez.

Suriye katliamının en büyük faili İran…

Türkiye'de büyük bir Şiileştirme faaliyeti yürütülmekte... Hadis, Sünnet ve Sahabe düşmanları ile tasavvuf düşmanlarını finanse ediyorlar.

Afganistan, Pakistan ve Azerbaycan'daki huzursuzlukların ana müsebbibi yine onlar. Azerbaycan'a karşı Ermenistan'ı desteklemekteler!

İran, Mısır'daki Sisi darbe ve katliamına itiraz etmediler.

Türkiye'ye karşı sık sık gaz ve petrol oyunu oynamış, PKK'yı desteklediklerini göstermek için 2015 Ağustosunda İran İçişleri Bakanı Abdulrıza Rahmani Fazli'yi, asker kıyafeti giyerek Kandil'e kadar göndermiştir.

Hassan Sabbah'tan başlamak üzere Osmanlı'nın başına bela olan batıcı modernistlere kadar hepsi İran menşeli...

Günah galerilerini uzattıkça uzatabiliriz. Hâsılı İran rejiminin savunulacak hiçbir yanı yok.

Trump'ın İran rejimine yönelik yeni hamleleri de taviz koparmaya dönük bir masal, ya da İran rejimi ile ortak planlanmış bir tatbikata benziyor. Amerika, İran'ın düşmanı değil, kurucu unsurlarından, Şii rejimini yıkıp fitneyi yok etmez.

Belki hesap döner, mazlumların ahını aheste aheste çıkaran bir hesaba dönüşüverir. Kim bilir?

Hangisi olursa olsun, burası etme bulma dünyası. Eden bulur. Hiçbir zulüm kıyamete dek sürmez.

Gerisi boş laf! Vesselam!