27 Mart 2024

SINAVDAYIZ 3

 

Hz. Yusuf, (a.s.) sarayda yetkilendirilip bugünkü adıyla Hazine ve Maliye Bakanı olduktan sonra ülkede kıtlık oldu; ağabeyleri erzak için Mısır’a geldiler. Hz. Yusuf, (a.s.) ağabeylerini tanıyor; ancak onlar onu tanımıyorlar. Bu olayı Hz. Yusuf’tan (a.s.) dinleyelim:

 

Geldiler ağabeylerimiz kıtlık yıllarında,

Ağırladık onları konuk olarak sarayda!

 

Tanıdık biz onları, onlar tanımadılar bizi,

Getirin kardeşinizi dolduralım yüklerinizi!

 

Hz. Yusuf,  (a.s.) onlardan ana baba bir kardeşini (Bünyamin) getirmelerini istiyor. Onları ikna için:

 

Gördünüz ki size dokundu iyiliğimiz,

Görüyorsunuz ki hakkınızı tam veriyoruz!

 

Bir daha erzak yok size, gelmezse kardeşiniz!

Baba bir kardeşinizi dört gözle bekliyoruz!

 

 Hz. Yusuf, (a.s.) geçmişteki hainliklerini bildiğinden onlara güvenmiyor ve gelmelerini teşvik için ödül olarak ücretlerini çuvallarının içine koyarak Bünyamin’i getirmelerini garantilemeye çalışıyor:

 

Koydurttuk sermayelerini yüklerinin içine,

Severek bir daha dönüp bize gelsinler diye!

 

İstemiş kardeşlerimiz, kardeşimizin iznini,

“Götürmezsek baba, erzaksız bulursun bizi!”

 

Baba Hz.Yakup (a.s.) da onlara güvenmiyor ve o da onların geçmişte Hz. Yusuf’a (a.s.) yaptıkları olayı  hatırlatıyor: 

 

“Yusuf için de güvenmiştik, demiş babamız!

Güveniriz; ancak yalnız Allah’a güveniriz!”

 

“Yok olup başınıza gelmedikçe bir bela,

Kardeşinizi korumak için söz verin bana!”

 

“Oğullarım, girin şehre ayrı ayrı kapılardan,

Ancak, Allah’ın, buyruğunu savamam sizden!”

 

“Tevekkül ettim ben hüküm sahibi Allah’a,

Güvenecekler  de yalnız güvensinler Allah’a!”

 

Girmişler, babanın isteği ayrı ayrı kapılardan,

Bu, uzaklaştırmaz Allah’ın emrini onlardan!

 

Sadece içindeki arzuyu söylemişti babamız,

Elçidir babamız, öğretmiş ona Rabb’imiz!

 

Uzun ve çileli bir süreden sonra birbirlerine kavuşan kardeşler; annelerinden yeni doğmuş gibi sevindiler ve yitiklerini bulmuşlar (Çünkü onlar Hz. Yusuf’un (a.s.) öldüğünü biliyorlar.) gibi olup özlem giderdiler:

 

Haberleri yokken kardeşimizi yanımıza aldık!

Aldırma yaptıklarına; seninle kardeşiz dedik!

 

Bulsun kardeşimiz, kendini güvende istedik,

Sevindi kardeşimiz bize kavuştuğuna; gördük!

 

Kardeşine kavuşan Hz. Yusuf’un (a.s.) isteği burada bitmiyor. Hedefte anne, baba, kardeşler  ve ailenin geri kalan kısmını Mısır’a getirilmesi var. Bunun için başka bir planı devreye koyuyor: Kral’ın yasalarına göre kardeşini suçlayamazdı, ancak Hz. Yakup’un (a.s.) yasalarına göre çalınan eşya kimin çuvalında bulunmuşsa o alı konuyordu! Bunu, “Bana Allah öğretti!” diyor Hz. Yusuf (a.s.):

 

Kardeşimizin yüküne su kabını koydurttuk!

“Durun, hırsız var aranızda!” diye ilan ettik!

 

Aradık su kabını, onların yükünde önce,

Yokladık en son kardeşimizin yükünü de!

 

Bulduk sonunda kardeşimizin yükünde,

Gördük utançtan, eğik başları önlerinde!

 

                          ***

 

Öğretti bize Allah, önlem almayı böylece,

Yoksa alıkoyamazdık, Melik’in yasasınca!

 

Burada, Hz. Yusuf’un (a.s.) karşısına yine çile dikiliyor; kardeşleri; çocukken Hz. Yusuf’un (a.s.) bir olayını ima ederek: “Bünyamin çalmışsa onlar için normal karşılamak gerekir; çünkü kardeşi de (Hz. Yusuf (a.s.) çalmıştı diyerek Hz. Yusuf’un (a.s.) bu işi yapagelen biri olduğunu söyleyip Hz.Yusuf (a.s.) üzüyorlar ve o da içerleniyor:

 

Çalmışsa, kardeşi de çalmıştı daha önce,           (Yusuf: 77)

Duyunca talihsiz sözü, attık bunu içimize!

 

Kötü bir yerdesiniz, dedik içimizden,

Yutacaksınız iftiranızı dedik gizliden!

 

Alıkoyduk suçlu (!) kardeşimizi Mısır’da,

Ağırladık onu bir konuk gibi yanımızda!

 

“Dilediğini Allah, derecelerle yükseltir,”

“Her bilginin üstünde bir bilgin vardır!”     (Yusuf: 76)

 

Kardeşleri, babalarının Bünyamin’in ayrılığına katlanamayacağını, üzüleceğini ve onlara güvenmeyeceğini bildikleri için Aziz’e (Hz. Yusuf ‘a) (a.s.) yalvarıyorlar:

 

“Ey Aziz, alıkoy bizden birini yerine onun,

Çok üzülür yaşlı bir babası var, bu çocuğun!”

“Kimin yükünde bulmuşsak su tasımızı,

Haksızlık ederiz, alıkoymazsak o hırsızı!”

 

“Gitmem Kenan’a ben!” dedi ağabeyimiz:

“Çünkü aleyhimizde söz almıştı babamız?”

 

“Hangi yüzle gideriz Kenan’a kardeşsiz?

Güvendirmiştik, güvenmişti bize babamız!”

 

Hz. Yusuf’un  (a.s.) kardeşleri Bünyamin olmadan Kenan’a gidemeyiz dedilerse de işin içinde kıtlık ve aç kalmak olduğu için Bünyamin’siz gitmek zorunda kaldılar. Babalarına dil döktülerse de babalarını da inandıramadılar. Bundan sonrasına haftaya inşallah devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla, sağlık ve mutlulukla...