SINAVDAYIZ 3
Hz. Yusuf, (a.s.) sarayda yetkilendirilip bugünkü
adıyla Hazine ve Maliye Bakanı olduktan sonra ülkede kıtlık oldu; ağabeyleri
erzak için Mısır’a geldiler. Hz. Yusuf, (a.s.) ağabeylerini tanıyor; ancak
onlar onu tanımıyorlar. Bu olayı Hz. Yusuf’tan (a.s.) dinleyelim:
Geldiler
ağabeylerimiz kıtlık yıllarında,
Ağırladık
onları konuk olarak sarayda!
Tanıdık
biz onları, onlar tanımadılar bizi,
Getirin
kardeşinizi dolduralım yüklerinizi!
Hz. Yusuf,
(a.s.) onlardan ana baba bir kardeşini (Bünyamin) getirmelerini istiyor.
Onları ikna için:
Gördünüz
ki size dokundu iyiliğimiz,
Görüyorsunuz
ki hakkınızı tam veriyoruz!
Bir
daha erzak yok size, gelmezse kardeşiniz!
Baba
bir kardeşinizi dört gözle bekliyoruz!
Hz. Yusuf,
(a.s.) geçmişteki hainliklerini bildiğinden onlara güvenmiyor ve gelmelerini teşvik
için ödül olarak ücretlerini çuvallarının içine koyarak Bünyamin’i
getirmelerini garantilemeye çalışıyor:
Koydurttuk
sermayelerini yüklerinin içine,
Severek
bir daha dönüp bize gelsinler diye!
İstemiş
kardeşlerimiz, kardeşimizin iznini,
“Götürmezsek
baba, erzaksız bulursun bizi!”
Baba Hz.Yakup (a.s.) da onlara güvenmiyor ve o da
onların geçmişte Hz. Yusuf’a (a.s.) yaptıkları olayı hatırlatıyor:
“Yusuf
için de güvenmiştik, demiş babamız!
Güveniriz;
ancak yalnız Allah’a güveniriz!”
“Yok
olup başınıza gelmedikçe bir bela,
Kardeşinizi
korumak için söz verin bana!”
“Oğullarım,
girin şehre ayrı ayrı kapılardan,
Ancak,
Allah’ın, buyruğunu savamam sizden!”
“Tevekkül
ettim ben hüküm sahibi Allah’a,
Güvenecekler de yalnız güvensinler Allah’a!”
Girmişler,
babanın isteği ayrı ayrı kapılardan,
Bu,
uzaklaştırmaz Allah’ın emrini onlardan!
Sadece
içindeki arzuyu söylemişti babamız,
Elçidir
babamız, öğretmiş ona Rabb’imiz!
Uzun ve çileli bir süreden sonra birbirlerine kavuşan
kardeşler; annelerinden yeni doğmuş gibi sevindiler ve yitiklerini bulmuşlar (Çünkü
onlar Hz. Yusuf’un (a.s.) öldüğünü biliyorlar.) gibi olup özlem giderdiler:
Haberleri
yokken kardeşimizi yanımıza aldık!
Aldırma
yaptıklarına; seninle kardeşiz dedik!
Bulsun
kardeşimiz, kendini güvende istedik,
Sevindi
kardeşimiz bize kavuştuğuna; gördük!
Kardeşine kavuşan Hz. Yusuf’un (a.s.) isteği
burada bitmiyor. Hedefte anne, baba, kardeşler
ve ailenin geri kalan kısmını Mısır’a getirilmesi var. Bunun için başka
bir planı devreye koyuyor: Kral’ın yasalarına göre kardeşini suçlayamazdı,
ancak Hz. Yakup’un (a.s.) yasalarına göre çalınan eşya kimin çuvalında bulunmuşsa
o alı konuyordu! Bunu, “Bana Allah öğretti!” diyor Hz. Yusuf (a.s.):
Kardeşimizin
yüküne su kabını koydurttuk!
“Durun,
hırsız var aranızda!” diye ilan ettik!
Aradık
su kabını, onların yükünde önce,
Yokladık
en son kardeşimizin yükünü de!
Bulduk
sonunda kardeşimizin yükünde,
Gördük
utançtan, eğik başları önlerinde!
***
Öğretti
bize Allah, önlem almayı böylece,
Yoksa
alıkoyamazdık, Melik’in yasasınca!
Burada, Hz. Yusuf’un (a.s.) karşısına yine çile
dikiliyor; kardeşleri; çocukken Hz. Yusuf’un (a.s.) bir olayını ima ederek: “Bünyamin
çalmışsa onlar için normal karşılamak gerekir; çünkü kardeşi de (Hz. Yusuf
(a.s.) çalmıştı diyerek Hz. Yusuf’un (a.s.) bu işi yapagelen biri olduğunu söyleyip
Hz.Yusuf (a.s.) üzüyorlar ve o da içerleniyor:
Çalmışsa, kardeşi de çalmıştı daha önce, (Yusuf: 77)
Duyunca talihsiz sözü, attık bunu içimize!
Kötü
bir yerdesiniz, dedik içimizden,
Yutacaksınız
iftiranızı dedik gizliden!
Alıkoyduk
suçlu (!) kardeşimizi Mısır’da,
Ağırladık
onu bir konuk gibi yanımızda!
“Dilediğini
Allah, derecelerle yükseltir,”
“Her
bilginin üstünde bir bilgin vardır!”
(Yusuf: 76)
Kardeşleri, babalarının Bünyamin’in ayrılığına
katlanamayacağını, üzüleceğini ve onlara güvenmeyeceğini bildikleri için Aziz’e
(Hz. Yusuf ‘a) (a.s.) yalvarıyorlar:
“Ey
Aziz, alıkoy bizden birini yerine onun,
Çok üzülür
yaşlı bir babası var, bu çocuğun!”
“Kimin
yükünde bulmuşsak su tasımızı,
Haksızlık
ederiz, alıkoymazsak o hırsızı!”
“Gitmem
Kenan’a ben!” dedi ağabeyimiz:
“Çünkü
aleyhimizde söz almıştı babamız?”
“Hangi
yüzle gideriz Kenan’a kardeşsiz?
Güvendirmiştik,
güvenmişti bize babamız!”
Hz. Yusuf’un (a.s.) kardeşleri Bünyamin olmadan Kenan’a
gidemeyiz dedilerse de işin içinde kıtlık ve aç kalmak olduğu için Bünyamin’siz
gitmek zorunda kaldılar. Babalarına dil döktülerse de babalarını da inandıramadılar.
Bundan sonrasına haftaya inşallah devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla, sağlık ve
mutlulukla...