28 Ekim 2018

1.Dünya Savaşı'na Girişimiz

29 Ekim 1914:1.Dünya Savaşı'na Girişimiz

22 Ekim 1914 günü Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın Osmanlı Donanması Birinci Komutanlığı'na getirilmiş olan Alman Amiral Schonuan'a  çok gizli işaretli, kapalı bir zarf içinde gönderdiği emir şuydu: Türk donanması Karadeniz'de bahri hakimiyeti temin edecektir. Rus donanmasını  arayınız ve onu nerede bulursanız ilan-ı harpsiz hücum ediniz!

Bu gizli emrin ardından Amiral Schonuan  komutasındaki Osmanlı Donanması Rus limanlarını bombardıman etmiştir.Sultan Reşad'ın Başkatibi Ali Fuad Türkgeldi, Padişahın ve Hükümetin haberinin olmadığı bu tarihi olayı şöyle anlatır: 29 Ekim 1914 perşembe günü Kurban Bayramı'nın arifesi idi.Kurban Bayramı gecesi, sabahleyin alaya yetişmek üzere erkence yatmışken yanımızdaki konakta ikamet eden  Başmabeyinci Tevfik Bey bizim eve gelerek beni uykudan uyandırttı. Amiral Souchon'un kumandasında  keşif için  boğaz haricine çıkmış olan harp gemilerimiz ile Rus gemileri arasında karşılıklı çatışma çıkmış. Hakikatı anlamak için Enver veya Cemal Paşa'ya müracaat etmek gerekiyordu.Enver Paşa'nın konağına telefon ederek Paşa'yı aradıksa da yatmış olduğu cevabını verdiler.Cemal Paşa'yı aradığımız halde onun da bir ziyafette davetli bulunduğunu söylediler.Bu cevapların önceden düzenlenmiş olduğu malumdu.Fakat bizim için başka öğrenme yolu da yoktu.Sabahleyin bayram icra olunacağından erkence Saraya gittik. Vukela dahi  birer birer toplandılarsa da onlar da vak'adan haberdar değillerdi. Enver ve Cemal Paşalarla Talat gelince hakikat'i- vukuata ittila hasıl oldu.(Türkgeldi,2010:116)

29 Ekim 1923: Cumhuriyetin İlan Edilmesi

Lozan'da Batılı Devletler tarafından adete ‘takdis edilen' Türkiye, kendisine açılan yeni kulvarda hızlıca ilerlemeye başlar.28 Ekim Pazar akşamı Mustafa Kemal Paşa sofrasında bulunanlara, "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz" demiş ve karar hemen tasvip edilmişti.

29 Ekim 1923'te Cumhuriyetin ilanına verilen muhalif tepkilerde gözlerden kaçırılan ayrıntı çok anlamlıdır. Çünkü yeni cumhuriyetin başkanı 334 milletvekilinin sadece 158'inin oyuyla seçilmiş, 176 üye ise ne Cumhurbaşkanlığı sistemi, ne de Cumhurbaşkanı için oy kullanmıştı.

Meclis Başkanı, Mustafa Kemal ve İsmet Paşa, tarafından hazırlanan tasarıyı okuttu ve oylattı. Oylamaya Meclis'in yüzde 52.7'si katılmamıştı. Önce Cumhuriyet kabul edildi. Hemen arkasından da Cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Mustafa Kemal, tek adaydı. 334 milletvekilinin 158'i oylamaya katılmış, geri kalan 176 üye ise  Cumhuriyet'in oylamasına  ve Cumhurbaşkanı'nın seçimine katılmamıştı. (Mangırcı,1999:34)

Cumhuriyetin böylesine ‘Saraydan kız kaçırılır gibi' apar topar ilan edilmesine  ilk muhalefet Mustafa Kemal Paşa'nın eski silah arkadaşlarından geldi.Başta Kazım Karabekir Paşa olmak üzere Kurtuluş Savaşı'nın öncü kadroları bu önemli kararın kendilerinden habersiz bir şekilde gerçekleştirilmesinden bir hayli rahatsız olmuşlardır.

Taha Akyol, garip gözüken bu durumu şöyle analiz eder:Eğer cumhuriyetin ilanına Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Adnan Adıvar, Hüseyin Avni Ulaş gibi Milli Mücadele'nin önde gelen isimleri katılsaydı, bunların cumhuriyet rejimi içinde meşruiyetleri olacaktı.Atatürk cumhuriyetin ilanını, onların İstanbul'da oldukları bir tarihe denk getirdi. (Akyol, 2009)

Lozan Anlaşması'nın kabulünün ardından 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in bir gün dahi sürmeyen bir hazırlık devresiyle ilanı, beş ay sonra Hilafet'in ilgası (3 Mart 1924), ertesi gün Takrir-i Sükun Kanunu'nun, 20 Nisan 1924'de yeni Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun kabul edilmesi gibi önemli kararların II. TBMM'nin ilk çalışması devresine rastlamış olması şüphesiz tesadüfle izah edilemez. (Alkan, 2009:222)                                             

29 Ekim 1971:ABD'nin Baskısı Üzerine Afyon Ekiminin Yasaklanması

Hükümetin Darbeyle devrilmesinden sonra kurulan Erim'in kabinesi, parlamentodan 321 oy alarak göreve başlar.

7 Ocak 1969'da Türk-Amerikan ilişkilerindeki temel sorunlar iki ana başlıkta toplanıyordu: Türk ordusunun Kıbrıs'a müdahale olasılığı, Türkiye'deki afyon ekimi. ABD çok uzun bir süredir Türkiye'ye, ülkedeki bütün afyon tarlalarını yok etmesi için baskı yapıyor, bunun karşılığında zarara uğrayacak olan Türk çiftçilerini sübvanse edeceğini söylüyordu. Ulusal ilaç endüstrisi için gerekli olan afyon hammaddesi ise geriye kalacak olan tek bir devlet çiftliğinde kontrollü olarak üretilecekti.

ABD, Türkiye verilecek olan sübvansiyonlar karşılığında, 29 Ekim 1971'de afyon ekimini yasakladı. Yasak, 1974'e, CHP-MSP koalisyonuna kadar sürdü. ABD, afyon ekiminin serbest bırakılmasından sonra, 5 Şubat 1974- 1 Ağustos 1978 tarihleri arasında Türkiye'ye katı bir silah ambargosu uyguladı. (Birler,2010:551)