Kahramanmaraş'ta meydana gelen olaylar darbeye giden yolda önemli dönüm noktası oldu. Darbeye gerekçe olarak da gösterilen ve Alevi-Sünni çatışması çıkartmak için planlanan çatışma ve saldırılarda 105 kişinin öldüğü ve yüzlerce vatandaşın yaralandığı açıklandı.Evler bombalanmış, kahvehaneler taranmış,“Yüzleri maskeli insanlar kalabalığı yönlendirmişti.” (Birand,1999:106)

 Dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş o günleri şöyle anlatıyor:Senatoda grup başkanvekiliydim. Olaylar olduğu zaman İçişleri Bakanı İrfan Özaydınlı'ydı. Sıkı yönetim ilan edildi. Sıkı yönetimden 15 gün kadar sonra bir senato heyeti Kahramanmaraş'a gitmeye karar verdi. O heyetin içinde ben de vardım. Orası savaş yeri gibiydi. Tarif etmeye kelime hazinem yetmeyebilir. Milli ve dini kavramları kullandılar. Yapılmak istenen oradaki insanları öldürmekten ibaret değil, asıl istenen Türkiye'nin askeri yönetime devredilmesiydi. Darbe deyin, sıkı yönetim deyin ne derseniz deyin. Tek istenen bunlar için ortam hazırlamaktı.(Pamir,2011)

 Başbakan Bülent Ecevit sonraki yıllarda Maraş olaylarını “Bizi sıkıyönetime zorlamak için tertip edilmişti” (Birand,1999:109) şeklinde yorumlarken bir süre sonra benzeri bir olay Çorum'da gerçekleşir. Olaylarda 50 kişi ölür. Olayların ardından Başbakan Ecevit, 13 vilayette sıkıyönetim ilan edilmesine karar verir.