22 Ocak 2018

22 Ocak'ta aslında ne oldu?

22 Ocak 1930 : Gazi ve Türklük aleyhine yayın yapmaktan dolayı Resimli Ay gazetesi aleyhine dava açıldı.

Bu dava, dönemin aydınlarına karşı sonraki yıllarda da bir devlet politikası olarak sürdürülecek baskıların ilk adımıydı. Nitekim İnönü başkanlığındaki Milli Şeflik Rejimi'nin kırsal kesimlerde yaşayan düşmanları daha ziyade muhafazakâr köylü vatandaşlar iken, şehirlerde düşman konseptinin içini rejime muhalif aydınlar doldurmaktaydı. Her kesimden ve düşünceden fikir üreten, şiir ve yazı yazan ancak rejime bir türlü angaje olmayan aydınlar, Şeflik rejiminin boy hedefi olmuş, ağır saldırı ve tecavüzlere uğramışlardı.

Devrin siyasî ve fikri atmosferi içerisinde daha ziyade sol kulvarda bulunan aydınlar, Şeflik Rejiminin boy hedefi olmuşlardı. O günlerde “Sol fikirli aydınlara uygulanan baskı ve işkence günlük hãdiselerdendi.” (Sertel Sabiha,1987:373)

Çünkü “O günün şartlarında rejim için en kolay ve tesirli yol, sol aydınları tepelemek gözüküyordu.” (Tanju,1996:17)

Bu anlayış istikametinde devrin sol çizgide yer alan edebiyat ve fikir adamlarına karşı sistemli bir yıpratma ve baskı rejimi uygulandı. Devrin aydınları “Abdulkadir Gölpınarlı ve Adnan Berk tıpkı katiller gibi ellerinde kelepçeyle Galata Köprüsü'nden yürütülerek” (Bilim Ütopya,2002) mahkeme salonlarına yargılama için götürülüyorlardı.

Polis devletinin hedef tahtasında bulunan önemli noktalar arasında Tan Gazetesi ve Resimli Ay Gazetesi ile yıllardır rejime karşı demokrasi mücadelesi vermiş Sertel ailesi yani Zekeriya ve Sabiha Sertel çifti de bulunuyordu.

Gazeteleri CHP iktidarının bir provokasyonuyla yerle bir edilen Sertel ailesi evlerinin içi de dahil olmak üzere takip ediliyorlardı. Polis, bazı ajanlarını Sertellerin aile sohbetine sızdırmıştı. “Ajanlar, Sertellerin evindeki dost sohbetlerinden ayrılmıyorlardı.” (Sertel Zekeriya,1968:272)

HAZIRLAYAN: HÜSEYİN YAĞMUR