29 Ocak 2018

29 Ocak'ta aslında ne oldu?

29 Ocak 1943: Varlık Vergisi Kanunu Şeflik rejiminin bürokratları tarafından bir cinnet aracı olarak kullanıldı. Bir gecede büyük bir gizlilik içinde daktiloya çekilen liste eşliğinde tahsilat başlatıldı. On beş gün içinde o zamanın parasıyla yarım milyara yakın para toplanması gerekiyordu.

Dönemin Maliye Müfettişlerinden Cahit Kayra, bu olayı Hatıralarında şöyle anlatır: “Dükkânının ondüle kepenklerini yağlayan bir garibana ‘Yağ Tüccarı' olarak büyük vergiler yüklenmişti. Vergiyi ödeyemeyenler Aşkale'ye gönderilmişti.” (Kayra,1995:107)

1943 yılının Ocak ayının en soğuk ve dondurucu günleri Varlık Vergisi borcunu ödeyemeyen mükelleflerin Aşkale'ye gönderildiği günler olarak tarihe geçti. O kadar ki “Aşkale'ye gönderilenlerin feci vaziyetleri Türkiye'yi aşarak dünyayı hayretler içerisinde bırakmıştı.” (Akandere,1998:202)

İşadamı Saffet Ulusoy da yaşananları yakından gözleyen şahıslardan biridir. İkinci Dünya Savaşı yıllarında hazineye kaynak oluşturmak için uygulanan Varlık Vergisi, büyük tepki çekmişti. Vergisini ödemeyenlerin Kop Dağı'nda yol yapımında çalıştırıldığını hatırlıyorum. (Ulusoy,2005:178)

İşadamı İshak Alaton'un babası Varlık Vergisi zulmünün en sembolik mağdurlarından biridir. Alaton ailecek yaşadıkları kötü günleri hatıralarında şöyle anlatır: Varlık Vergisi işlerinin asıl sorumlusu İsmet Paşa'ydı. Çok kızgınım ona, bunu İsmet İnönü'ye de söylemişimdir. Nazizmi ve dışlama politikasını savaş sonrası da devam ettirdi. Babamdan istedikleri 16 bin liralık vergi ihbarnamesini Eminönü, 64 bin liralığı ise Hoca Paşa Vergi Dairesi yolluyor. Sanki “Fırsat bu fırsat bitirelim şu Yahudiyi” demişler. Bir yanlış var, düzeltilir beklentisiyle, evrakları alıp Vilayete gidiyor babam. Heyete soruyor: İki ayrı tebligat aldım hangisi geçerli? Cevap çok net: İkisini de ödeyeceksin.(Alaton-Gündem,2012:33)

(…)Sonunda eve haciz geldi. Mutfaktakilerden sonra yatak odalarına geçildi. Mobilyalardan geriye bir- iki yatak döşek bıraktılar. Giyeceklerimiz yerlere atıldı. Yemek yiyecek ne bir masa ne de ısınacak soba kaldı. Isınacak sobayı bile sattılar. Kış ortasında seni böyle bırakıyor devlet. (Alaton –Gündem,2012:37)

Alaton ailesine yaptıklarını yeterli bulmayan Şeflik Rejiminin bürokratları son olarak baba Alaton'u Aşkale'ye kampa gönderirler:(…)İstikamet Aşkale taş kırma kampı. Babamın vergi borcunu bu şekilde ödeyebilmesi için yani 64 bin lira için yaklaşık115 yıl taş kırması lazım. (Alaton-Gündem, 2012:40)

HAZIRLAYAN: HÜSEYİN YAĞMUR