27 Kasım 2015

64. Hükümet ve yeni anayasa yol haritası

Toplumun yarısı AK Parti'nin yeni anayasa vaadine icazet verdi. Bu durumda yeni anayasa yapımı için uzlaşı aranacak, konsensüs sağlamak için zorlanacak kesim geriye kalan yüzde 50'lik kesim. Ki bu kesimin de kahir ekseriyetinin yeni bir anayasa arzusu inkar edilemez.

Başbakan Davutoğlu, yeni hükümetin programını açıkladı... Kamuoyunun genel beklentisi elbette 1 Kasım seçim vaadleriydi. Bilhassa ücretlerin iyileştirilmesi, emeklilere yılda iki defa olmak üzere 1200 liralık ek zam ve asgari ücretin 1300 liraya çıkarılması...

Başbakan Davutoğlu, mesela bu vaadlerden asgari ücret konusunun, 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe gireceğini bir kez daha dile getirdi ve bu hükümet programında da yer aldı.

Bunların yanında gençlere, kadınlara ve özürlülere pozitif ayrımcılık getiren vaadler de var. Anlaşılan o ki; butün bunlar 64. Hükümetin öncelikleri arasında yer alacak.

Genel anlamda mikro programlar diyebileceğimiz bu başlıkların dışında, makro hedefler de merak konusuydu. Mesela Başbakan Davutoğlu'nun 7 Haziran seçim sonuçlarının hemen akabinde özel bir televizyon kanalında yaptığı değerlendirmedeki Başkanlık Sistemi ile ilgili negatif yaklaşımının, 64. Hükümet programında yeni bir zemine oturduğunu gördük. Başbakan 64. Hükümet programını açıkladığı toplantıda Başkanlık Sistemine geçiş konusunda kararlılık sinyalleri verdi.

Yeni hükümetin bir diğer önceliğinin de yeni anayasa olacağını söyleyen Başbakan Davutoğlu, bu yönde muhalefet ve toplumun bütün kesimleri ile mutabakat arayışlarının olacağını vurguladı. Siyaseten doğru bir yaklaşım...

 

Anayasa yaparken asıl olan da budur. Toplumun tüm kesimlerinin hak ve özgürlüklerini teminat altına alacak, devletle birey arasındaki münasebetleri düzenlemede ana gövde olarak kabul edilecek anayasa yapılırken, elbette tüm kesimlerin kendini ifade edebileceği, bir zenginlik olan farklılıkların güvenceye alınacağı bir konsensüs sağlanmalı. Ama bu konsensüs arayışı, geçmişte olduğu gibi yeni anayasa şansını başka baharlara ertelememeli.

Hatırlatmak gerekirse; AK Parti'nin seçim taahhütlerinden biri de yeni anayasa idi. Üstelik Cumhurbaşkanı'nın “yerli ve milli” tanımı, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Davutoğlu tarafından da özümsenmiş ve seçim meydanlarında dillendirilmişti. İşte bu söylemler ışığında AK Parti sandıktan yüzde 49.6'lık bir destek aldı.

Toplumun yarısı AK Parti'nin yeni anayasa vaadine icazet verdi. Bu durumda yeni anayasa yapımı için uzlaşı aranacak, konsensüs sağlamak için zorlanacak kesim geriye kalan yüzde 50'lik kesim. Ki bu kesimin de kahir ekseriyetinin yeni bir anayasa arzusu inkar edilemez.

Bu durumda izlenecek yol haritası öyle tanımlandığı kadar karmaşık değil. Arkasında yüzde eliye yakın toplum desteği bulunan AK Parti, parlementoda temsil edilen partilerle, Anayasayı referanduma götürecek bir arayışa girmeli.

330 HİÇ ZOR DEĞİL!

Parlamento dışındaki partiler başta olmak üzere STK'larla da “makul uzlaşı” zemini zorlanmalı. Ama yukarıda ifade ettiğim gibi bu arayışlar, yeni anayasa çalışmalarını asla başka bir bahara erteletmemeli.

Parlamentoda yeni bir anayasayı referanduma götürecek 330 sayısını bulmak için gerekli olan destek sayısı 14... Bu parlamento çatısı altında, AK Parti grubu dışında muhakkak ama muhakkak yeni, sivil, yerli ve milli bir anayasadan yana tavır koyacak 14 vekily çıkacaktır. Öyle ki; ben şahsen bu sayının, 367'yi bulmasının bile içten olmadaığı kanaatindeyim.

Özetle; AK Parti, ücretlilerin, emeklilerin, gençlerin ve kadınların yaşamını doğrudan etkileyecek vaadleri, mikro hükümet programı içerisinde elbette ivedilikle gerçekleştirmeli. Ancak makro hedeflerden biri olan yeni anayasa yapımını da ivedi bir şekilde gündeme almalı ve bu yönde makul uzlaşı koşullarını zorlamalı. Anayasayı, halkın onayına sunacak süreci hızlandıracak bir yol haritası belirlemeli.

1 Kasım'da ortaya çıkan yüzde 49.6'lık desteğin öncelikli beklentisinin ülkenin mahkum edildiği darbe anayasasından kurtulmak olduğunu kimse aklından çıkarmamalı.

Unutulmamalı ki; siyasette, seçmen beklentisini ertelemenin ve hatta ötelemenin bedellerini ödeyenleri siyaset çöplüğünde bulmak mümkün.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir