05 Haziran 2018

Alternatif bir kamp önerisi

Modern hayat zorluyor. Sırtına çantasını alıp gidesi geliyor insanın. Uğraşmak ve düşünmek zorunda kaldığı şeylerden sıyrılıp huzur içinde kendi iç âlemini dinleyebileceği bir yere ulaşmak. Dağlar, ormanlar, yaylalar…

Sizlere alternatif bir kamp önerim var. Aradığınız huzuru fazlasıyla bulacaksınız. Yanınıza fazla bir malzeme almanıza gerek yok, çok bir bütçe gerektirmeyen, ayrıca çok uzun bir yolculuğa da ihtiyaç duymadan kolayca ulaşabileceğiniz bir ortam. Çantanıza bitiremediğiniz kitapları koymayı da unutmayın ve acele edin. Çünkü fazla vaktimiz kalmadı.

İtikâftan bahsediyorum. Sakın “Bu mu?” demeyin!  İtikâf pek bilinmeyen ve pekte rağbet edilmeyen, açıkçası çokta güzel anlatılamayan, ancak Peygamber Efendimizin (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) çok büyük bir sünnetidir.

Bir fıkıh terimi ve ibadet şekli olarak değerlendirilen itikâf ile ilgili bilgi edinmek için araştırma yapan benim gibi bir Müslümanın hemen ilk dakikada gözü korkup bu işten vaz geçeceği kesin gibidir. Çünkü okuduğum metinlerin anlatım şekline göre, itikâfa girmek için evliya olmak gerekiyor. Caminin içinde sürekli ibadetle geçen bir 10 gün. “Ben zaten 5 vakit namazımı camide kılabilsem bana yetecek” diye düşünüyor insan. Böyle olunca itikâfa girenlerde koskoca şehirlerde, birkaç camide, birkaç amca ve dededen ibaret kalıyor.

Hâlbuki itikâfta cami içerisinde sürekli ibadetle vakit geçecek diye bir şart yok. İtikâfa niyet ettikten sonra abdestli olmak yeterli. Kitabını oku, arkadaşlarınla sohbetini yap, evden getirdiğin çiçeğini sula, spor yap, yemek pişir, kendini dinle, uyu,… Bütün bunlara bir engel yok. Ancak şu “akıllı” telefonu camiye sokma sakın! Her şeyi mahvedersin… Ha isterdim. Sosyal medya paylaşımları sebebi ile millet itikâfa koşsun, camiler itikâf için niyetlenenlerle dolsun. Ama korkarım ki bu sefer ibadetin samimiyeti bozulacak. İlla telefon bulunduracaksan kardeşim, acil aramalar dışında kapalı olsun, işini sakın camiye taşıma, internetini de kapalı bulundur.

Bir diğer ürküten unsur olan itikâfın 10 gün olması da bir şart değildir. Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) her sene düzenli olarak Ramazan ayının son 10 günü, mübarek ömürlerinin son Ramazanında ise 30 gün boyunca itikâfa girmişlerdir. Bizim içinde en güzeli on gündür elbette. Ancak ağır gelebilir, vakit bulmak zor olur… Sen 5 gün niyetlen, olmadı 3 gün niyetlen, hadi olsun 5 saatlik niyetlen. Bir tadına bak, bir huzuru hisset, Allah ile samimiyet kurmaya çalış, iç âleminde bir gezinti yap. İtikâf arkadaşlarınla beraber geçirdiği iftarlar, sahurlar, teravih namazından sonra yapacağınız çay sohbetleri, battaniyesine bürünüp yatan insanların arasında namaz kılmanın zevki, ahşap tesbihini alıp bir köşede yaşayacağın zikrin derinliği… Bunların tanıda varınca zaten daha da arttırmak isteyeceksin süreyi. He unutmadan Kadir Gecesinde itikâf için özel niyetimiz illaki olsun. Teravihten sonra fazla durmadan yatıp uyusan bile, sabah namazını garantiye almış olursun. Böylece  “…Yatsı ve sabah namazlarında cemaatte bulunan kimseye ise, bütün gece namaz kılmış gibi sevap vardır.” (Tirmizî, Salât 165) hadisi şerifi gereğince uyusan bile Kadir Gecesini ihya etmiş sayılırsın.

Bence hemen arkadaşlarınla manevi bir kamp planı hazırlamaya başla. Daha düşünüyorsan şu müjdeli hadis-i şerifleri de okumalısın:

“Bir devenin iki sağımı kadar itikâf eden, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.” (Tenvir)

“Ramazanda on gün itikâf eden, 2 defa (nafile) hac yapmış gibi sevap kazanır.” (Beyhaki)

 “Allah rızası için bir gün itikâf, insanı Cehennemden çok uzaklaştırır.” (Taberani, Hâkim)

Eğer yine de olmuyorsa, sana önerim: ilk Ramazan için dua et kendine ve bu sene içinde bomba bir amel olarak itikâfta kalanlara iftar ettir.

Bazı şeyleri anlayamıyorum. İşte bize proje. Başta Diyanet olmak üzere, İslami kuruluşlar neden böyle güzel organizasyonlar yapmaz ki?!

Biz yine de kabahati kendimizde bulalım. Allah hak eden kullarından olmayı nasip etsin hepimize. Âmin.