08 Ağustos 2016

Anadolu halkı yeni bir diriliş destanı yazıyor…

15 Temmuz akşamının o gergin, korkulu, öfkeli ve ölümcül saatlerinden sonraki yirmi üç günü deyim yerindeyse sokaklarda geçirdik.

Sokaklara dökülmelerimiz öyle laf olsun derdine istenmemişti çünkü.

Avını yaraladığını, kan kaybettiğini düşünen sırtlanlar kapının önünde ikinci, üçüncü ya da öldürücü yeni bir darbeyi vurmak için dolanırken başkası düşünülemezdi.

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birkaç şehirde yaşanan vahametli ve kanlı saatlere dair küresel niyetleri, hesapları anlayanlar nöbetlerin önemini çabuk kavradı.

Tarih kitaplarında okuduğumuz, çok gerilerde kaldığını düşündüğümüz cinsten olaylardı o 20 saatte yaşadıklarımız.

Kiminin öfkelendiği, kiminin burun kıvırdığı, kiminin terk edip gitmeyi düşündüğü biricik topraklarımız 15 Temmuz'da dünyanın hainlerince basbayağı işgal edilmeye çalışılmıştı.

O yüzden 15 Temmuz, çoğumuz için uzun bir uykudan uyandığımız gün oldu. Yıllar sonra ‘Su uyur düşman uyumaz' desturunun doğruluğunu hatırlattı bize.

Dün, işgal güçlerinin ilk girişimini geri püskürtmüş olmanın zirvesini muhteşem bir bayram havasında hep birlikte kutladık.

Yediden yetmişe, kadını erkeği, yaşlısı genci bayrağını kapan her Anadolulu meydanlara döküldü…

En görkemli halimizle başta İstanbul olmak üzere tüm ülkede FETÖ'cü itlerini üzerimize salan sözde demokrasi havarisi ABD ve onun ikiz kardeşi AB'ye ‘haddinizi bilin' dedik, hiç karşılaşmadıkları bir üslupla.

Bu kadim toprakları kanlı postallarıyla işgal etmeye yeltenen alçakların çanına ot tıkamanın gururuyla haykırdık ‘ağır olun' diye.

Sadece haykırmadık, bütün dünyanın mazlumlarına benzer güveni verecek biçimde küresel devlerin tekerlerine çomak sokulabildiğini de gösterdik.

Yani dünya tarihinin görüp göreceği en devasa kalabalığa bürünüp, Anadolu'dan dünyanın bütün zorbalarına ‘dünya sizin sayınızdan büyük' dedik.

***

Anlatılması da kaleme dökülmesi de zor bir zamanı görüp, yaşadık dün bütün bir Türkiye olarak.

Sadece İstanbul Yeni Kapı'da alana toplanan insanların 5 milyonu bulduğunu geçti ajanslar haberlerinde. Yalan değil, meydana bir kilometre ötede, Yeni Kapı metronun önündeki alanda tıkanıp kalan 100 binin üzerindeki insana ben şahit oldum.

Bir tek İstanbul değildi Türkiye'nin yeniden dirilişini göstermeye koyulan üstelik. Memleketin her bir şehri, kendi çapında aynı izdihamı yaşadı meydanlarında.

Bu ülkenin hangi şehrinde ilçesinde köyünde yaşıyor olursa olsun bayrağını alıp meydanlara koşmuş herkes belki farkında belki değil ama tarihe not düştü kendi meşrebince.

Her renkten, her dinden, her kıyafetten insan yüreklerindeki coşkuyla birbirine dokunarak sokaklara akarken dosta güven, düşmana gözdağı verdi.

15 Temmuz bir milattır. Gayri bu ülkeye durmakta, sekmekte, teklemekte yakışmaz.

O yüzden de 15 Temmuz'dan sonraki görkemli dirilişi en başta siyaset kurumu iyi okumalı. Memur kısmı ise Anadolu halkının zorbalara karşı direnişinin kodlarını ezberine almalı.

Şimdi artık işgal girişiminden sonra oluşan doğru öfke, yerini gurura bırakırken bu halka neyin yakışacağının hesabı da planı da hakkıyla yapılmalıdır.

Öncelikle en hakkaniyetli haliyle sadece kamuda değil iş dünyasında ve siyasette de FETÖ'cü hainleri temizlenmenin seferberliği kararlılıkla devam etmelidir.

Sonrasında ehliyet, liyakat, milli iradeye sadakat ilkelerini hiçbir ayrıcalığa kurban etmeden adil ve eşit yeni bir kadro hareketi başlatılmalıdır.

Dillere sinmiş ve her türden ayrımı, ötekileştirmeyi, hor görmeyi, küçümsemeyi, iteklemeyi dillendiren bütün yanlışlar sökülüp atılmalı…

Demokrasi rüştünü dünya âleme göstermiş Anadolu halkına tez elden demokratik bir anayasa yapılmalı…

Kurallarıyla, uygulamalarıyla onlara yakışan temiz, düzenli, huzurlu, ferah ve sakin yaşanabilir şehirler, köyler kurulmalı…

Adap-ı muaşereti bilen, seven, sayan, başkasını rahatsız etmenin özgürlük olmadığını kavrayan ve gönüllü kulluğu reddeden, özgür iradeli nesillerin önü açılmalı…

Havasına, suyuna, doğasına ve her bir kaynağına saygıda kusur etmeyen bir kararlılık ve içtenlikle ülke daha fazla korunup, kollanmalı…

Hiç kimsenin rengine, diline, dinine, etnisitesine bakmadan Türkiye Cumhuriyeti kimliğini taşıyan her bir bireyin hakkını, hukukunu bilen, koruyan demokratik bir ülke inşa edilmelidir.

Yeni bir diriliş destanı yazan Anadolu halkına yakışan bunlardır çünkü.